ANKARA

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlediği basın toplantısında, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, basın mensuplarının sorularını yanıtladı. 

Türkiye ve ABD arasındaki ilişkilerde gelinen noktaya değinen Kalın, Türkiye'nin ihtiyatlı olmakla birlikte iyimser bir bakış açısına sahip olduğunu belirtti. 

Bir haftalık diplomasi trafiği içerisinde üzerinde mutabık kalınan çerçevenin, Türk-Amerikan ilişkilerini daha ileri noktaya taşıyacak ve mevcut gerilimi aşacak nitelikte olduğunu ifade eden Kalın, "Baştan beri söylüyoruz. Bunların somut olarak sahada atılacak adımlarla desteklenmesi ve neticelerinin sahada görülmesidir. Gerek ABD'nin YPG ve PYD'ye verdiği desteğin artık sonlandırılması gerek bu unsunların Menbiç'ten çıkartılıp, Fırat'ın doğusuna götürülmesi konusunda beklentilerimiz çok açık ve nettir. Burada Türkiye'nin güvenlik kaygıları ve Suriye'nin toprak bütünlüğü çerçevesinde artık PYD-YPG ile yapılan işbirliğinin sona erdirilmesi gerekmektedir." diye konuştu. 

Yoğunluklu olarak nüfusu Arap olan şehirlerden, kasabalardan YPG'nin, PYD'nin çekilmesi gerektiğini ifade eden Kalın, orada alan hakimiyeti yaratmaya çalışan bir terör örgütü olduğunu vurguladı. 

Kalın, FETÖ meselesinde de Amerikan yönetiminden somut adımlar beklediklerine işaret ederek, "Bugüne kadar ne Obama döneminde ne de Trump döneminde maalesef FETÖ ile mücadele noktasında arzu ettiğimiz düzeyde somut netice verici bir politika, bir uygulama henüz görmedik." değerlendirmesini yaptı. 

"Trump yönetiminden somut adım adım bekliyoruz"

Türkiye'nin hukuk kuralları dışında hiçbir talepte bulunmadığını kaydeden Kalın, "Bizim bütün talebimiz, hakkında tutuklama kararı, davalar bulunan, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan ama şu anda Amerika'da bulunan kişilerin Türkiye Cumhuriyeti'ne iade edilmeleri ve yargının önüne çıkmalarıdır. Beklentimiz, Trump yönetiminin bu terör örgütüyle ilgili somut adımlar atmasıdır." ifadelerini kullandı. 

PKK terör örgütüne karşı mücadelede ABD'nin sağlayacağı istihbarat desteğinin önemine işaret eden Kalın, bu konuda da somut adımlar atılmasını beklediklerini bildirdi. Bunların gerçekleşmesi durumunda iki ülke arasındaki ilişkilerin hızlı bir şekilde normalleşme sürecine gireceğini belirten Kalın, aynı zamanda Türkiye'nin güvenlik kaygılarının giderilmesi suretiyle bölgenin de istikrara kavuşması yönünde önemli bir adımın atılmış olacağını aktardı.

Erdoğan'ın Afrika turu

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın önümüzdeki hafta Afrika seyahati yapacağına değinen Kalın, 2005'te başlatılan Afrika açılımı çerçevesinde bunun, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gerçekleştireceği önemli bir ziyaret olacağını kaydetti.

"Şam ile resmi bir temas yok"

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un, Türkiye'nin güvenlik çıkarlarının Şam yönetimiyle doğrudan diyalog yoluyla korunabileceği yönündeki açıklamalarının hatırlatılması üzerine Kalın, şu anda Şam yönetimiyle doğrudan resmi bir temasın söz konusu olmadığını belirtti.

Astana süreci çerçevesinde üç garantör ülke tarafından, Suriye sahasında yaşanan gelişmeleri koordine etmek, eş güdüm sağlamak, çatışmasızlık bölgelerini oluşturmak, ateşkesi hayata geçirmek ve diğer siyasi süreçle ilgili konuları takip etmek için kurulan bir mekanizma olduğunu hatırlatan Kalın, zaman zaman verilen mesajların dolaylı olarak Rusya ve İran üzerinden Şam rejimine de iletildiğini kaydetti.

Kalın, "Şam rejimi ile doğrudan resmi bir temas söz konusu değil fakat olağanüstü şartlar gerektirdiğinde, belli sorunları çözmek için ilgili birimlerimiz, yani kastettiğim istihbarat birimimiz, doğrudan ya da dolaylı belli temaslar kurabilir. Bu, zaten istihbarat birimimizin temel görev tanımları arasındadır. Sahada yaşanan bazı gelişmeleri çözmek, birtakım yanlış anlamaları ya da hareketleri önlemek, yapılabilecek birtakım girişimlerdir. Ankara-Şam arasında kastedildiği manada üst düzey, orta düzey siyasi veya diğer alanlarda bir temas trafiğimiz söz konusu değil." diye konuştu. 

Avrupa Birliği Dışişleri Bakanları toplantısında Türkiye'ye vize serbestisi için Afrin operasyonunun durdurulması gibi birtakım şartlar öne sürüldüğüne ilişkin haberlerin hatırlatılması üzerine Kalın, ortak bir açıklama yapılmadığını, birkaç bakanın bu konuda bireysel açıklamalarının bulunduğunu aktardı. 

"Afrin konusunda izahat borcumuz yok"

Türkiye'nin AB Komisyonuna da bu konuda mektup gönderdiğini ifade eden Kalın, beklentilerinin 72 kriterin AB komisyonu tarafından tasdik edilmesi olduğunu bildirdi.

Terörle Mücadele Yasası ile ilgili düzenlemelerin daha önce de gündeme geldiğini ve AB müzakerelerinin bu konudan dolayı tıkanma noktasına geldiğini hatırlatan Kalın, şöyle konuştu:

"Vize serbestisi dediğimiz, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının Schengen vize sistemi içerisinde serbest dolaşımını sağlayacak bu düzenleme aslında yıllar önce yapılması gereken, Türkiye'nin müktesep hakkı olan bir konudur. Çeşitli gerekçeler ve bahanelerle bu konu hep ertelenmiştir. Son iki yılda da bu iş sürüncemede bırakıldı. Şimdi Komisyonda bunun değerlendirmesi yapılıyor. Bizim için aslolan, Komisyonun yapacağı değerlendirme ve açıklamadır. Bizim beklentimiz özellikle Almanya, Fransa, İtalya ve diğer ülkelerle daha iyi bir ilişki seyrine girmeye başladığımız şu günlerde Komisyonun bu iklime uygun, yapıcı bir tutum sergileyerek bunu bir sorun olmaktan çıkartması. Afrin meselesine de gelince, bizim kimseye bir izahat borcumuz yok. Baştan itibaren biz bunun gerekçelerini açık ve net bir şekilde ortaya koyduk. Operasyonun gerekçelerini şeffaf bir şekilde paydaşlarımızla paylaştık. İkide bir önümüze 'Afrin operasyonu durmalı, şöyle, böyle olmalı' gibi açıklama getirenlere cevabımız budur, kimseye bir izahat borcumuz yok. Türkiye Cumhuriyeti kendi ulusal çıkarları için gereğini yapmaktadır."

'Afrin'e girme teşebbüsüne karşı tedbirler alındı'

Rejim destekçisi terörist grupların Afrin'e girme teşebbüsüne ilişkin İbrahim Kalın, şunları söyledi:

"Bugün yarın böyle bir teşebbüste tekrar bulunabilirler mi? Mümkündür. Ama bununla ilgili tedbirler alınmıştır. Orada PYD/YPG terör örgütüne destek mahiyetinde atılacak her adım doğrudan bunların terör örgütleriyle aynı safta yer alması ve bizim için de meşru hedef haline gelmesi demektir."

'Cumhurun İttifakı' konusunda Kalın, "Katılmak isteyen başka aktörler olursa, 'Cumhurun İttifakı', adı üstünde herkese açık. Bütün cumhuru kapsaması arzu edilir." dedi.