ANKARA

Başbakanlık Kamu Diplomasisi Koordinatörlüğü, Akçakale sınırı yakınlarında bekleyen Suriyelilerin, geçici olarak sınır kapısından Türkiye'ye kabul edilmeye başlandığını, saat 17.15'te DAEŞ'in sınırı kapatması nedeniyle bu saate kadar yalnızca 4 ailenin Türkiye'ye kabul edilebildiğini bildirdi.

Başbakanlık Kamu Diplomasisi Koordinatörlüğü yetkililerinden, Şanlıurfa/Akçakale civarı Sınır ötesinde bekleyen Suriyelilere ilişkin bilgi alındı. 

Tel Abyad civarında DAEŞ ve PYD arasındaki çatışmaların oluşturduğu güvenlik riski ve koalisyon güçlerinin bombalamaları nedeniyle bölge halkının Türkiye sınırı yakınlarına geldiği kaydedildi. PYD'nin, Tel Abyad merkezine yakın bir mesafeye kadar ulaştığı, DAEŞ militanlarının Tel Abyad şehir merkezinde olduğu belirtildi. 

Yetkililer, "PYD'nin bölgenin yerleşik halkı üzerinde oluşturduğu tazyik, koalisyon güçlerinin bombalamaları ve DAEŞ terör örgütünün sivillere yönelik uygulamaları, bölgedeki nüfus hareketlerinde yeni bir duruma yol açmıştır. Sınırımızda alınan tedbirlerin bu çerçevede değerlendirilmesi elzemdir" değerlendirmesinde bulundu. 

Türkiye sınırının 300 metre yakınında, çoğunluğunu Arap kökenli Suriyelilerin oluşturduğu 2 bin 500 civarında kişinin bulunduğu, Arap kökenli Suriyelilerin arasında az sayıda Türkmen'in de yer aldığı bilgisini veren yetkililer, şunları ifade etti: 

"Suriyelilere su ve gıda dağıtımı yapılmaktadır. İnsani düzeyde acil eylem gerektiren durumlarda müdahaleler yapılmakta olup, terör örgütlerine karşı da sınırımızın içerisinde gerekli tüm güvenlik tedbirleri alınmıştır. Bölgedeki insani kriz değerlendirilirken, Suriye tarafındaki yerleşim yerinin sınır bölgesine çok yakın olduğu da göz önünde bulundurulmalıdır. Türkiye'nin açık kapı politikasında herhangi bir değişiklik söz konusu değildir. İnsani kriz ve acil insani müdahale gerektiren durumlarda Suriyeliler sınırımızdan içeri alınmaktadır. Fakat, içeri alımlar, çatışmaların seyrine ve insani kriz durumuna göre değerlendirilmektedir. Birinci derece risk taşımayan hallerde Suriye sınırımızdan geçişlerin geçici ve lokal olarak kısıtlanabildiği, kamuoyunun malumudur."

Krizin istismar edilmesi

Can güvenliğinin doğrudan tehdidi ve yaşanan kriz göz önüne alınarak, Akçakale sınırı yakınlarında bekleyen Suriyelilerin, geçici olarak sınır kapısından Türkiye'ye kabul edilmeye başladığını bildiren yetkililer, şöyle devam etti: 

"Göç dalgalarının farklı niteliğinden dolayı alınan tedbirlerin farklı olması ve kademeli bir şekilde uygulanması doğaldır. Türkiye Cumhuriyeti, açık kapı politikası kapsamında 1,8 milyon Suriyeli sığınmacıyı topraklarına kabul etmiş, 2011 yılından itibaren Suriye ve Irak içerisine 2 bin kamyondan fazla insani yardım malzemesi ulaştırmış, Duhok Vilayeti'nde 40 bin kapasiteli iki geçici barınma merkezi kurmuştur. Din, dil, ırk ve mezhep ayrımı yapmaksızın bölgemizde bulunan mağdurların yanında olmuştur ve olmaya da devam edecektir. Bölgedeki krizin istismar edilmesine ve ülkemize yönelik bir karalama kampanyasına çevrilmesine de karşı durmaya devam edecektir. 1-13 Haziran tarihleri arasında 6 bin 307'si çocuk olmak üzere 13 bin 434 kişi sınırımızdan kabul edilmiştir. Alım sürecinde, güvenlik araması gerçekleştirilmiş, biyometrik kayıt ve sağlık taramaları yapılmıştır. Bugün ise kabul edilenlerin sayısının, artışlarla beraber ilk etapta 2 bin 500-3 bin civarında olacağı tahmin edilmektedir."

Sınırdan basına yansıyan görüntüler 

Yetkililer, dün bazı basın yayın organlarında DAEŞ terör örgütü militanlarının, Türkiye sınırında bekleyen Suriyelilerin arasında bulunduğuna ilişkin görüntülerle ilgili de şu bilgileri verdi: 

"Akçakale'nin Suriye tarafında yer alan sınır kapısı DAEŞ terör örgütü denetiminde olup, örgüt bölgeyi kontrol etmektedir. Terör örgütü mensupları, sivilleri yerleşim bölgelerine geri dönmeye zorlamak üzere, o bölgeye gelmiş ve sınır ötesinde artan güvenlik riskine karşı tedbir alan güvenlik güçlerimiz teyakkuza geçmiştir. Sınırın öbür tarafında bulunduğu için de herhangi bir müdahale imkanı söz konusu değildir. Ortaya çıkan görüntüleri, Suriye konusunda kapsamlı bir politika geliştirmekte zorlanan uluslararası toplumun acziyetinin bir yansıması olarak görüyoruz." 

"Karalama kampanyasına çevrilmesini kabul etmiyoruz"

Başbakanlık Kamu Diplomasisi Koordinatörlüğü yetkilileri, Türkiye'nin, barış ve istikrarın yeniden tesisi için üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmeye devam edeceğini vurgulayarak, "etnik temizlik" endişesi taşıdıklarına işaret etti. Yetkililer, şunları kaydetti:

"Öte yandan, DAEŞ terör örgütüne karşı savaş bahanesiyle nesillerdir bölgede yaşayan Arap, Türkmen ve Kürt nüfusun yurtlarından sürülmesi ve bölgede bazı demografik dizaynlar ortaya konulmasını kabul etmek mümkün değildir. Türkiye Cumhuriyeti, mazlumların yanında olmakla birlikte açık kapı politikasının istismar edilmesine izin vermeyecektir. Sivilleri yerleşim birimlerine geri göndermek üzere zorlayan DAEŞ terör örgütü mensuplarının verdiği görüntülerin istismar edilmesini ve Türkiye'yi karalama kampanyasına çevrilmesini kabul etmiyoruz. Konuşulması gereken şey, uluslararası toplumun mevcut krizi çözmek üzere neler yapması gerektiğidir. İnsani yardım konusunda Türkiye'yi yalnız bırakanların, güvenlik sorunları konusunda da yalnız bırakmaya devam etmesi bölgemizin istikrarı açısından ürkütücü bir durumu işaret etmektedir. Sınırın öbür tarafındaki DAEŞ terör örgütüne karşı TSK ve ilgili tüm birimler, güvenlik kaygıları çerçevesinde her tür tedbiri almıştır."