İSTANBUL

Ergenekon davası kapsamında dosyaları ayrılarak yeni bir esasa kaydedilen 5 sanığın yargılandığı davada, duruşmaya ilk kez katılarak savunma yapan sanıklardan Yeditepe Üniversitesi Kurucusu Bedrettin Dalan hakkında mal varlığına el konulması kararının kaldırılması ve yurt dışına çıkış yasağı kararı alındı. 

İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde ses ve görüntü kaydı yapılan duruşmada savunması alınan Dalan, suçsuz olduğunu ve siyasi bir figür olduğu için iftiralara uğradığını savundu. 

Ergenekon davasının Türk mahkemeleriyle ilgili olmadığını bildiğini anlatan Dalan, "O yüzden Türk yapısını temsil etmeyen davanın tümüyle siyasi olduğunu bilen birisi olarak, 'bu dava bana dokunur' diye düşünerek gittim. Kaçmadım, hicret ettim, ülkemi terk etmek zorunda bırakıldım. Bu davada sanık olmak şereftir. Suçum olsaydı gelirdim. Yasal hakkım olarak kendimi korumaya aldım" dedi. 

"Ergenekon davası Ortadoğu'yu şekillendirmek isteyen projenin bir parçasıdır. Paralel Yapı da bu projenin bir parçasıdır'' diyen Dalan, 30 yıldır bu projenin ıstırabını çektiğini ifade ederek, ''Bu büyük projenin amacı, Türklüğü ve Müslümanlığı bitirmektir. 'Türklüğe komplo kuruyorlar' dedim. Bana 'deli' dediler. Keşke bugün haklı çıkmasaydım da 'deli' deselerdi" diye konuştu. 

''Guantanamo hukuku'' 

Davaya sanık olarak geldiğini ama bu davanın en büyük mağduru olduğunu savunan Dalan, kendisine atılan iftiraların hiçbir zaman üzerine yapışmadığını anlatarak, şöyle devam etti: 

''İddianameye öyle absürt şeyler yazmışlar ki… Almanya'nın en büyük hukukçusu inceledi, 'Bu Türk hukuku, Alman hukuku, Amerikan hukuku değil. Guantanamo hukuku' dedi. 'Guantanamo hukuku nedir?' diye sorduğumda 'Düşman hukuku… Bunu sizinkiler bilmez, hazırlayanlara iyi öğretmişler' dedi. Benim ülkemin hakimleri böyle olmamalıydı. Kumpasın içindeydiler, zavallıydılar. Tamamen siyasi bir davadır. 

Hukuka siyaseti karıştırmak, en büyük ihanettir. O hakimler, savcılar yüzünden, Türk yargısı töhmet altında kaldı. Bu durumu yine Türk yargısı ayağa kaldıracaktır. O insanların karşısına asla çıkmazdım. Dava normale döndü, ben geldim karşınızdayım. Onlar hakim değildi, devlet de fark etti, büyük bölümü açığa alındı. İnşallah gerisi gelecektir. Tarih ülkesine ihanet edenleri, sevgi ve saygıyla anmamıştır." 

"Baban için hocadan af dile"

Dalan, bazı kişilerin oğluna "Bu hakimleri ve savcıları hoca yönetiyor. Git ondan baban için af dile" dediğini ve oğlunun da kendisini arayarak ''Gidebilir miyim?'' diye sorduğunu söyledi. Dalan, ''Çaresiz çocuk, babası için çırpınıyor. Oğluma da teşekkür ediyorum. Ben de oğluma 'Oraya gidersen dönüş biletini yırt ve soyadını değiştir' dedim. Bir baba için çok zor. Bana bu acıları yaşattılar'' ifadelerini kullandı. 

Dava dosyasını ''tuvalet kağıdı''na benzeten Dalan, ''Belli projelerin önünde tehlike olarak görüldüğüm için kenara atılmak istendim. Bir musibet bin nasihatten evladır. Bizim nasihatimiz tutulmadı ama musibet doğru yola getirdi. Hükümet de nasibini aldı'' değerlendirmesinde bulundu.

Geri dönmesi için mal varlığına el koyduklarını anlatan Dalan, mal varlığını vakfa bağışladığını sadece üzerine kayıtlı 1974 model bir aracının olduğunu söyledi. 

''Büyük projeyi ben, bir de Turgut Özal biliyor'' 

Dalan, amaçlarının kendisini tutuklamak olmadığını, yurda döndürmemek olduğunu belirterek, ''Bu büyük projeyi ben, bir de Turgut Özal biliyor. Bir de yurt dışındaki planlayıcılar. Hapse atılmak isteseydim, önceden alınırdım. Yollarından çekilmem için uğraştılar. Eğer bu projenin ortağı olsaydım, başbakan, cumhurbaşkanı olurdum" iddiasında bulundu.

Dalan, soruşturma sırasında yapılan aramalarda, 1998'de yazdığı ''Türkiye'de İrtica ve Cemaat Kuşatmasında Eğitim'' isimli kitabını suç unsuru olarak alıp götürdüklerini ifade ederek, ''O benim şeref belgem. Eğer o kitap suç ise Milli Güvenlik Kurulu'nun hepsi suç işledi'' dedi. 

''Beraatimi istemiyorum''

İfadenin ardından söz alan Dalan'ın avukatı Azmi Ulu, müvekkilinin beraatini talep etti.

Bunun üzerine söz alan Dalan, "Beraatimi istemiyorum. Çünkü beraat talep etmek bu iddianameyi kabul etmek olur. Talebim, sembolik olarak da olsa Ergenekon isminin bu davaya verilmesinin yasaklanmasını istiyorum" ifadelerini kullandı. 

Davaya ilişkin ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, Bedrettin Dalan hakkında 2011 yılında alınan mal varlığına el konulmasına ilişkin kararın kaldırılmasına ve Dalan'ın yurt dışına çıkışının yasaklanmasına hükmetti.

Heyet, sanıklar Emrah Gönenci, Turhan Çömez ve Saipir Deblevidze'nin yakalanmalarının ve Ergenekon ana dava dosyasının Yargıtay'dan dönmesinin beklenilmesine karar vererek, duruşmayı erteledi.