ANKARA -  AK Parti ve CHP'nin Yüksek Seçim Kurulu (YSK) temsilcileri, anayasa değişikliğine ilişkin halk oylamasında mühürsüz oy pusulası ve zarfların, dışarıdan getirilerek kullanıldığı kanıtlanmadıkça geçerli sayılmasını, farklı tezlerle değerlendirdi.

AK Parti YSK temsilcisi Recep Özel, AA muhabirine yaptığı açıklamada, YSK'nın böyle bir kararı ne zaman aldığının bir önemi bulunmadığını, seçmen iradesine saygı duyulması gerektiğini söyledi.

AİHM'de seçilenden ziyade seçmenin hakkının önde tutulduğunu vurgulayan Özel, YSK'nın kararını, "sandık kurulunun hatasından dolayı seçmen iradesinin sandığa yansımaması" durumunu engellemeye yönelik bir adım olarak yorumladı.

Daha önceki seçimlerde alınan kararlarla, YSK'nın bu halk oylamasında verdiği kararın gerekçesinin aynı olduğunun altını çizen Özel, "emsali vardı, yoktu" tartışmalarını doğru bulmadığını belirtti.

"Bu konuda kasıt da olabilir"

İlk defa bu seçimde sandık başkanlarının tamamının kurayla belirlendiğini hatırlatan Özel, "Yeterli eğitim verilmemiş olabilir. Bu konuda kasıt da olabilir. Bu seçimde ilk defa oy torbaları, sandık kurulu ve başkanına o gün sabah teslim edildi. Daha önceki seçimlerde 48 saat önce teslim ediyordu. Yetiştirememiş olabilir. 50 milyona yakın seçmen oy kullandı. Kimse 'mükerrer oy kullanıldı' diyebiliyor mu? Sandık kurullarına teslim edilen oy pusulası, kullanılan oy pusulası, artan oy pusulası belli. Bunların tamamı seçim yenilgisini örtmek için yapılıyor." dedi. 

Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun'da yer alan "Arkasında sandık mührü bulunmayan oy pusulaları geçerli değildir" hükmünü hatırlatan Özel, "Kanun mu hukuk mu derseniz bizim hukuku öncelememiz lazım. Kanun adil olmayabilir ama hukuk adildir." değerlendirmesinde bulundu. 

"TBMM, 'seçimin güvenliği seçmen iradesinin üstündedir' demiş"

CHP'nin YSK Temsilcisi Mehmet Hadimi Yakupoğlu ise bu kararın, önceki seçimlerde olduğu gibi, sandık kurulları mühürlü ve mühürsüz oy pusulalarını ayırdıktan, bunların geçerli ya da geçersiz olduğu belirlendikten sonra alınması gerektiğini dile getirdi.

Benzer kararların önceki seçimlerde de alındığını hatırlatan Yakupoğlu, 2014 öncesinde mühürsüz oy pusulalarının oy çokluğuyla geçerli, 2014 yılında oy çokluğuyla geçersiz, şimdi ise oy birliğiyle, mühürlü ve mühürsüz oylar sayılmadan geçerli kabul edildiğini belirtti.

Mühürsüz oyların geçersiz kabul edilmesinin, sandık görevlilerinin sehven yaptığı bir hata nedeniyle sandığa yansıyan seçmen iradesinin yok sayılması anlamına geleceğine ilişkin yorumları da değerlendiren Yakupoğlu, Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun'da yer alan "arkasında sandık mührü bulunmayan oy pusulaları geçerli değildir" ifadesini anımsattı.

Yakupoğlu, "TBMM, 'Seçimin güvenliği seçmen iradesinin üstündedir. Sen eğer seçimin güvenliğini ihmal edersen, ben seçmenin oyunu iptal ederim.' demiş." diye konuştu.

Halk oylamasında "evet" ve "hayır" arasındaki farkın 1 milyon 300 bin olduğunu hatırlatan Yakupoğlu, "Bir milyon 300 binin üzerinde geçersiz oy pusulası varsa bu seçim de iptal edilir." dedi.

Öte yandan Yakupoğlu, YSK'nın 135 sayılı genelgesinde de "Arkasında sandık mührü bulunmayan oy pusulaları geçerli değildir." ifadesinin yer aldığını, son aldığı kararla bu hükmü değiştirdiğini ancak Resmi Gazete'de ilan etmediğini kaydetti.

Yakupoğlu, geçmişte bunun usul ve esas açısından da örneğinin olmadığını iddia ederek, "Sadece seçmen iradesinin arkasına sığınamazsınız çünkü kanun var ortada. Yüksek Seçim Kurulu bir TBMM değil." değerlendirmesinde bulundu.