Merhaba Dostlar,
Kasım ayı geldi, sonbahar derken havalar soğudu, kış kendini hissettiriyor. Önemli olan, yüreklerimiz üşümesin, savaş gibi trafik kazaları, ihmalden ölen çaresiz insanlar, çeşitli entrikalar, canım ülkemin üzerindeki kara bulutlar… Aslında hepimizin hissettiği, kırıldığı, değersizlik hissi öyle yoğun ki, ondan yüzlerimiz asık, kalplerimiz buruk, elimiz ayağımız buz kesmiş. Artık öyle bir noktaya geldik ki, bireysel düşünemiyoruz hiçbir şeyi, toplum olarak etkileniyoruz olaylardan. Duyarsızlık en tehlikeli sinyal, insanlığın bitmesi adına. Farkındalığı yüksek, yüreği aşkla dolu, kahraman insanlar savaşıyor ama sanırım yeterli değil, kitlelerin uyanması lazım, üzerimize bilinçli atılan, ölü toprağından kurtulmamız, kalkmamız, haykırmamız lazım. Ne için mi? İnsanca, özgür, adil, barış içinde, eşit, güvende, sağlıklı, mutlu, huzurlu, onurlu yaşayabilmek için. Bir kelebek kanadını çırpar, dünyanın diğer tarafında depremler olur. Birlik, inanç ve beraberlikten daha kuvvetli bir etki tanımıyorum. Zaman su gibi akıyor. Dikkat edelim, hem bedenimize, hem ruhumuza, hem aklımıza, soluduğumuz havaya, içtiğimiz suya, bastığımız toprağa, yaşadığımız yuvaya, gururumuz, sevdamız vatana sahip çıkalım ! Yoksa niye yaşayalım ? Sevgiler !
10 Kasım’da Atamızı saygıyla, minnetle anacağız ama önemli olan O’nu anlamak ve yolunda yürümektir.