Türkiye'de eğitim gören ve FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişimine tanıklık eden yabancı uyruklu öğrenciler o gece yaşadıklarını anlattı.

Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesinde Tarih bölümünde öğrenim gören Endonezyalı üniversite öğrencisi İmam Syafiie, darbe teşebbüsü yaşandığı sırada, Ankara'daki öğrenci yurdunda bulunduğunu ifade etti.

Kaldığı yurdun tepesinde helikopterlerin dolaşması üzerine meraklanan ve sosyal medyada neler olduğunu öğrenmeye çalıştığını aktaran İmam, "Ortalıkta pek çok haber dolaştı. Kimileri bunun teröristlere karşı bir tedbir veya tatbikat eylemi olduğunu söyledi kimileri de darbe girişimi dedi." şeklinde konuştu.

Endonezyalı öğrenci İmam, Başbakan Binali Yıldırım'ın televizyonlara yaptığı açıklamanın ardından bu olayların darbe olduğunu öğrendiğini ve haberleri izlemeye başladığını belirterek, darbecilerin saldırıları sırasında neler yaşadığını şöyle anlattı:

"Ulus'taki yurdumun penceresinden Ankara İl Emniyet Müdürlüğü gözüküyordu. Akşam saat 11 gibi helikopterler ve F-16'lar uçmaya başladı üstümüzden. Daha sonra bombalanan il emniyet müdürlüğünün binasının yandığını gördüm. Sanki bir savaş ortamında gibiydim. Çok endişelendim."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, darbeye karşı halkı meydanlara çağırmasından kısa süre sonra çok sayıda kişinin sokaklara indiğini aktaran İmam, "Cumhurbaşkanı'nın çağrısından sonra benim yurdumun önündeki ana yola insanlar doldu. Herkes arabasıyla, kamyonetiyle, Türk bayrağı getirerek Kızılay'a doğru yürüdü. Meydanlar ve sokaklar insanlarla doluydu." dedi.

"Türk milleti cesur bir millet"

İmam, 15 Temmuz gününe dair en çok aklında kalan şeyin Türk halkının ülkesine sahip çıkması olduğunu belirterek, "Türk milleti cesur bir millet. Bunu o gece gördüm. Onları gerçekten tebrik ediyorum ülkelerine sahip çıktıkları için." dedi.

Darbe teşebbüsünün ardından okulunu bir süreliğine dondurup ülkesine dönmeyi aklından geçirdiğini fakat ülkedeki durumun sakinleşmesinin ardından gitmekten vazgeçtiğini dile getiren İmam, "İnşallah gelecekte Türkiye bir daha böyle bir olayla karşılaşmaz. Türkiye inşallah daha da normalleşecek, iyileşecek ve güçlenecek. 15 Temmuz'da şehit olanlara Allah'tan rahmet diliyorum." ifadelerini kullandı.

Üniversite öğrencisi İmam ayrıca Türkiye'deki öğreniminden memnun olduğunu ve imkan bulursa Osmanlı tarihi alanında uzmanlaşmak istediğini belirterek, Türkiye'de okumak isteyen yabancılara Türk üniversitelerini tavsiye etti.

"Selalar okunmaya başlayınca cesaret bulduk"

Yaklaşık 10 yıl önce Arnavutluk'tan Türkiye'ye gelen ve halen Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde eğitim gören üniversite öğrencisi Fredinant Hasmuça ise yabancı öğrenci arkadaşlarıyla Çanakkale gezisinden dönerken karşılaştıkları 15 Temmuz darbe girişiminin kendilerine korkudan çok cesaret ve şuur kazandırdığını belirtti.

Çanakkale'de şehitlikleri ziyaret ettikten sonra Ankara girişinde araçların durdurulduğunu ve kısa zamanlı bir telaşa kapıldıklarını dile getiren Hasmuça, yaşadıklarını şöyle anlattı:

"Aracımız durdurulduğunda haberleri de takip ediyorduk. İlk okuduğumuz şey İstanbul’da Boğaziçi Köprüsü’nde anormal hareketlenme olduğuydu. Birkaç dakika sonra Whatsapp gruplarında arkadaşlar Türkiye'de bir darbe girişimi olduğunu söylediler. 'Dönebilecek miyiz yoksa kalacak mıyız' diye kendimize sormaya başladık. Selalar okunmaya başlayınca cesaret bulduk içimizde."

"Çanakkale ruhunu yaşama fırsatı verildi"

Hasmuça, selalar okunduktan sonra kendilerinde oluşan duygunun Çanakkale ruhu olduğunu vurgulayarak, "Çanakkale'de ölenlerin isimleri değil şehirleri yazıyordu. Berat, Elbasan, İşkodra gibi. Biz de 'mezar taşlarımıza Tiran yazdırabilir miyiz' diye düşündük. Bize de Çanakkale ruhunu yaşama fırsatı verildi diye bir duyguya kapıldık." ifadelerini kullandı.

Bu duygularla Ankara'ya ulaştıktan sonra darbecilere karşı durmak üzere Kızılay, Cumhurbaşkanlığı ve Meclise doğru yola çıktıklarını belirten Hasmuça, "Artık ne yapacağımızın bir anlamı yoktu. Burayı ikinci vatanımız olarak gördüğümüz için Konsoloslukla iletişime geçerek bize çözüm önersin diye bir şey aklımıza gelmedi. İki vatanımızdan da kaçamazdık. Kaçsak ancak toprağa kaçabiliriz." şeklinde konuştu.

Arnavut öğrenci Hasmuça o gün meydanlarda hissettiklerine ilişkin şunları ekledi:

"O gün kişilerin değil halkın topyekun bir direnişi ve kahramanlığı vardı. Partiler dışında bir hareketlilik vardı. İnsanlar biz bu oyunu hep beraber milletçe bozmamız gerekiyor diye düşünüyordu. Acaba bunlar bizim ülkemizde olsa neler yapabiliriz diye kendimize sorduk ve olanlara hayran kaldık."

Darbeden sonra dünya medyasının Türkiye'ye karşı olumsuz tutumunun devam ettiğini belirten Hasmuça, bunu engellemek için Türkiye'ye gelmek isteyen tüm arkadaşlarına Türkiye'nin güvenli bir yer olduğunu anlattığını ve sürekli fotoğraflar göndererek onları ikna ettiğini söyledi.