Öyle görülüyor ki Trump, ABD’nin Ortadoğu’ya ilişkin hedeflerine ulaşmasında başarıya ulaşamazsa ve özellikle de Çin’in Yeni İpek Yolu Projesi’ni kontrol altına alamazsa, Pentagon desteğini de, Katolik Pentagon’un hiç hoşlanmadığı Evanjelik desteği de biranda kaybedebilir ve kendini Savcı Mueller’in karşısında buluverir.  
Katolik Pentagon ile Evanjelistleri aynı çatı altında toplayan en önemli neden, Ankara-Tahran-Moskova-Pekin arasında yapılacak ticarette yerel para birimlerinin kullanılacak olması. Yeni İpek Yolu’nda yerel para birimlerinin geçerli olması doların saltanatının sonu demektir.
Doların saygınlığını koruyamayan birinin Beyaz Saray’da kalma şansı yoktur.
ABD’li bilimadamları Trump’ın saldırılarından, yaptırım kararlarından muhatap ülkelerin değil, ABD’nin zarar göreceğini söylüyorlar. Trump bilimadamlarına kulak verse iyi olacak..

M. KEMAL SALLI

Önce Azerbaycan, Afganistan, Pakistan ve İran’ın kardeşlik ve destek mesajları, ardından Katar Emir El Sani’in 15 milyar dolarlık yatırım desteği, ardından Avrupa Parlamentosu (AP) Türkiye Forumu'nun yaptığı "ABD Başkanı Donald Trump'ın Türkiye'ye yönelik ilave çelik ve alüminyum vergisi kararı gayrimeşru ve Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) kurallarına aykırıdır" şeklindeki açıklaması ve AB’nin çekirdek devletlerinin zirvelerinden Merkel ve Macron’dan “Türkiye’nin Avrupa için vazgeçilmez olduğuna ilişkin sıcak mesajları..
Bu destekler, Trump’ın tweetleriyle bunalan Türkiye’nin rahat nefes almasını sağladığı gibi, giderek yalnızlaşan ABD’nin küresel çapta yaşanan bazı gelişmelerden büyük bir kaygı duyduğunu da ortaya koymuş oldu.
ABD Başkanı Trump ve Yardımcısı Pence Rahip Branson’ın serbest bırakılmamasını bahane ederek Türkiye ek gümrük vergileri ve yaptırımlar uyguluyorlar, ama iki ülke arasında giderek büyümekte olan krizin nedeni Evanjelik Rahip Bronson falan değil. Trump’ın, daha doğusu Trump’ı diplomasi kurallarıyla bağdaşmayan böyle tweet efelenmelerine zorlayanların korkusu, Çin’in, bütün engellemelere rağmen, Yeni İpek Yolu’nu hayata geçirmekte oluşudur.
İngiltere her zaman olduğu gibi sesiz, ama Çin’in Yeni İpek Yolu Projesi’nin mimarı olarak, dünyanın kaderini belirleyecek olan bu projenin hayata geçirilebilmesi için, İran ve Türkiye’nin huzuru için dua etmek zorunda olduğu bilincinde. Hatırlayanınız olacaktır, 2018 yılı başında, ABD’nin İran’da düzenlediği ayaklanma planını İngiltere’nin nasıl bozduğunu anlatmıştık. (………) İngiliz Dışişleri Bakanı yılbaşından birkaç gün önce Tahran’a gitmiş ve İran yöneticilerine, kalkışma planını en ince ayrıntılarına kadar anlatan bir dosya sunmuştu. İngiliz Dışişleri Bakanı’nın sunduğu bu dosya sayesinde Tahran merkezli olarak başlatılan kalkışma, İran’ın diğer illerine, özellikle de Azerbaycan Türkleri’nin yoğun olarak yaşadığı bölgelere yayılmadan sönmüştü.
Türkiye ve İran, stratejik konumları dolayısıyla, çağlar boyunca tarihin akışını belirleyen coğrafyalar olmuşlardır. İran gibi Türkiye de Ortadoğu denkleminde çok önemli ülkelerdir. Buralardaki huzursuzluklar dünyanın genelini etkileyen sorunlar üretmişlerdir. O nedenle, Türkiye’nin ya da İran’ın istikrarsızlığa sürüklenmesi, Ortadoğu’ya ilişkin hesabı olan ülkelerin işine gelmez. Türkiye ve İran, sahip oldukları yeraltı ve yerüstü kaynaklarıyla ayrıca önemlidirler. İçinde bulunduğumuz konjonktürde, Türkiye ve İran’ın istikrarsızlığa sürüklenmesinin bumerang etkisi, bölgesel barışı olduğu kadar, küresel barışı da tehlikeye sokacaktır.
Bu gerçekleri herkes gibi, Başkan Trump da, yardımcısı Pence de biliyor. Türkiye’nin gerçekten “vazgeçilemez ortak” ve “çetin bir ceviz” olduğunu son gelişmeler dolayısıyla bir kez daha yaşadılar ve gördüler.
Türkiye’ye yönelik destekler peşpeşe ve yüksek sesle dillendirilmeye başlayınca, 7 lira üzerinde zirveler yapan dolar grafiği yönünü aşağıya çevirdi. Dolaraın hangi seviyelerde karar kılacağı Türkiye’ye akacak olan sıcak paranın miktarıyla orantılı olacaktır.

ÖNCE İNCİL OKUNDU, SONRA YAPTIRIM KARARLARI AÇIKLANDI

Bu sevindirici gelişmeler yaşanırken, Trump’ın katıldığı son kabine toplantısının ana gündem maddesi Türkiye’ye uygulanacak yeni yaptırımlardı. ABD Dışileri Bakanı Mike Pompeo’nun cep İncil’inden okunan bir dua ile başlayan kabine toplantısında Trump, Pastör Brunson’ın serbest bırakılmadığı için, Türk çeliğine uygulanan gümrük vergisinin iki katına çıkarıldığını açıklamıştı.
Trump, Türkiye’ye takındığı olumsuz tavırların, uyguladığı ek gümrük vergilerinin ve yaptırımların Ortadoğu’da yeni bir düzen kurmaya çalışan ABD’nin altını oymakta olduğu açık seçik görülmeye başlandı. O nedenle, eleştiri oklarından kurtulmak isteyen Trump da, Yardımcısı Pence de Evanjelist Rahip Brunson’a sarılıyorlar. Fakat, Rahip Brunson’ın Türkiye’de neler yaptığı belgelendi; onun yalnızca bir dinadamı olmadığı artık biliniyor. Bu gerçeklerin ortaya çıkmasından sonra, arkalarına almaya çalıştıkları Evanjeliklerin desteği, Trump’ı da, Pence’i de kurtarmayabilir.
Pence’in söylemleri de, Trump’ın gibi giderek sertleşiyor. Pence, geçen gün bir konferansta yaptığı konuşmada, “Türkiye ABD’nin gücünü test etmesin” diyordu. Anlaşılan o ki, Pence de, ABD’nin sallanmakta olan “Küresel Lider” sıfatını koruyamamaktan kaygılanıyorlar.

BİLİMADAMLARI: “TRUMP’IN YPTIRIM KARALARINA KARŞI ABD’YE MİSİLLEME UYGULANABİLİR”

ABD’de bilimadamları da bu yöndeki kaygılarını dillendirmeye başladılar. Peterson Uluslararası Ekonomi Enstitüsü Öğretim Üyesi Jacop Kirkegaard, Trump’ın uyguladığı ek vergilerin ve yaptırımların ençok ABD’ye zarar vereceğini söyledi; Kirkegaard, “Türkiye, AB ve Çin dahil, diğer ülkelere uygulanan ek vergilere karşı bütün dünyadan ABD’ye misilleme gelecek. Bunun da, ABD ekonomisi açısından bedeli çok ağır olacağına hiç kuşku yok” diyordu.  
Buraya özellikle dikkatinizi çekmek isteriz; Kirkegaard, Tump’ın tweetlerine ilişkin çok önemli bir saptamada bunuyordu: “Trump’ın, bu tweetleri atarken ne tür bir siyasi sinyal gönderdiğini anladığını sanmıyorum.”

BAŞEKOMİST LUDEMA: “TRUMP YASALARI ÇARPITIYOR”

Şimdi de, ABD Dışişleri Bakanlığı eski Başekonomisti (2014-2016) Rodney Ludema’nın değerlendirmelerine kulak verelim. Ludema, Trump’ın Türkiye’ye uyguladığı ek vergileri ve yaptırımları değerlendirirken, Başkan’ın Ticaret Genişleme Yasası’ndaki ulusal güvenlik maddesini keyfi bir şekilde kötüye kullandığını belirtiyor. Ludema, “Trump’ın Ticaret Genişleme Yasası’ın 232 Sayılı Maddesi’ne dayanmasının nedeni, aldığı kararların Dünya Ticaret Örgütü’ne takılmasını engellemektir. Başkan Trump’ın, uyguladığı yaptırımların Türk ekonomisini sakatladığına ilişkin değerlendirmeleri de fazla abartılı” diyor.
Öyle görülüyor ki Trump, ABD’nin Ortadoğu’ya ilişkin hedeflerine ulaşmasında başarıya ulaşamazsa ve özellikle de Çin’in Yeni İpek Yolu Projesi’ni kontrol altına alamazsa, arkasındaki Pentagon desteğini de, Katolik Pentagon’un hiç hoşlanmadığı Evanjelik desteği de biranda kaybedebilir ve kendini Savcı Mueller’in karşısında buluverir.  
Katolik Pentagon ile Evanjelistleri aynı çatı altında toplayan en önemli neden, Ankara-Tahran-Moskova-Pekin arasında yapılacak ticarette yerel para birimlerinin kullanılacak olması. Yeni İpek Yolu’nda yerel para birimlerinin geçerli olması doların saltanatının sonu demektir. Trump’ın İran’a ve Türkiye’ye uluslararası hukuku ve diplomatik kuralları ayak altına alarak yaptığı saldırıların nedeni budur.
Doların saygınlığını koruyamayan birinin Beyaz Saray’da kalma şansı yoktur.
Trump, doların saygınlığını koruyamazsa, başkanlık koltuğunda oturamayacağını çokiyi biliyor.
ABD’li bilimadamları Trump’ın saldırılarından, yaptırım kararlarından muhatap ülkelerin değil, ABD’nin zarar göreceğini söylüyorlar. Trump bilimadamlarına kulak verse iyi olacak..