BRÜKSEL

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Belçika Şirketler Federasyonu (FEB) tarafından düzenlenen yüksek düzeyli iş toplantısında yaptığı konuşmada, AB üyeliğinin Türkiye'nin en önemli uluslararası önceliği ve stratejik tercihi olduğunu söyledi. 

Türkiye'nin bulunduğu bölgedeki krizlerin, güvenlik ve dış politika alanlarındaki işbirliğinin geliştirilmesini her zamankinden daha gerekli kıldığını dile getiren Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

"Terörizm ve düzensiz göçle mücadele konularında AB ile işbirliğimiz hayati önem taşıyor. Bu bakımdan 31 nolu fasıl da önem arz ediyor yani Dış Güvenlik ve Savunma Politikası Faslı'nın açılmasına çok ama çok önem veriyoruz. Geri kabul anlaşması ve vize serbestisi hususlarının da dahil olduğu, 24 nolu Adalet, Özgürlük ve Güvenlik Faslı kapsamına giren konularda daha yoğun işbirliğine ihtiyaç duyduğumuz bir dönemden geçiyoruz. Bu işin adeta biz pratiğini yaşıyoruz. Asıl bu işi yaşayan biziz. Terörle adeta iç içe olan, onunla savaş veren biziz. Bu faslın en kısa sürede müzakerelere açılmasını istiyoruz. Bir üye ülkeden kaynaklanan siyasi tıkanıklık böylesi önemli bir konuda, daha fazla işbirliğine engel olmamalıdır" şeklinde konuştu.

Bölgesel gelişmeler ışığında 15 nolu Enerji Faslı'nın müzakereye açılmasının hem Türkiye'nin hem AB'nin yararına sonuçlar getireceğini belirten Erdoğan, "Enerji faslının günahı vebali bizim boynumuzda değil. Niye? Biz ne söylenmişse onu yaptık" dedi.

Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bizim yaklaşık bin 850 kilometrelik bir transit noktasında, bu konuda Nabucco'ya verdiğimiz sözümüz var. Bundan caymış değiliz. Tedarik nereden gelecek? AB bu tedariki halledemedi. Türkmenistan dedi, oradan da halledemedi. Mali noktada, altyapı yatırımı konusunda AB bunu halledecekti, bu konuda da bir şey yok. Öyleyse Nabucco nasıl halledilecek? İmzayı atalı kaç yıl oldu ama hala iş ilerlemedi."

Erdoğan, turizm alanında büyük bir potansiyel bulunduğunu, Belçika'dan Türkiye'ye gelen turist sayısının artmasının beklediğini belirterek, şöyle devam etti:

"Türkiye ve Belçika, gerek kendi aralarında gerek bölgesel ve küresel düzeyde etkin işbirliği yapma konusunda her türlü imkan ve iradeye sahip iki ülkedir. Biz iş adamlarımızı bu doğrultuda teşvik etmeyi, desteklemeyi sürdürüyoruz, sürdüreceğiz. Belçikalı dostlarımızın da aynı şekilde davranmayı sürdüreceklerine inanıyorum. Bu her iki tarafa da kazandıracak, asla kaybedeni olmayacak bir işbirliğidir. Önümüzdeki potansiyeli en iyi şekilde değerlendirmeliyiz. Türkiye, yükselen ekonomik gücüyle orantılı olarak her geçen gün artan yatırımlara sahiptir. Belçikalı iş adamlarını, ülkemizin sunduğu teşvikleri araştırarak bunlardan yararlanmaya davet ediyorum. Özellikle altıncı ve beşinci teşvik bölgeleri birçok imkanları getiriyor. Gerek arazi tahsisinde gerek enerjideki, vergideki indirimlerde ciddi manada teşvik sağlıyor. Ekonomik ve ticari ilişkilerimizdeki olumlu gelişmeler, ülkelerimiz ve milletlerimiz arasında da dayanışmayı, yardımlaşmayı çok daha farklı bir şekilde teşvik edecektir."

"Külfet paylaşımı bekliyoruz"

Türkiye'nin 2014 yılındaki uluslararası insani yardımları tutarının 4,5 milyar doları bulduğunu, bu alanda dünyada üçüncü sırada, gayrisafi milli hasılaya oranı bakımından da ilk sırada yer aldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: 

"Bilhassa bölgemizde yaşanan insani krizlere karşı gösterdiğimiz duyarlılık tüm dünya tarafından görülüyor ve takdir ediliyor. Suriye'de devam eden insani kriz, ülkenin nüfusunun yarısından fazlasının yerinden olmasına yol açtı. Türkiye olarak, şu anda 2,2 milyon Suriyeli sığınmacıya hiçbir dini ve etnik köken ayrımı gözetmeksizin kapılarımızı açtık, tüm ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Türkiye hala en fazla mülteciye ev sahipliği yapan ülke konumundadır. Biz de 2,2 milyon mülteci varken Avrupa'nın tamamında mülteci sayısı 250 bin bile değil. Bu bizim, bu konudaki hassasiyetimizi ortaya koyması bakımından çok önemli. Yaptığımız harcama şu ana kadar 7,5 milyar dolardır. Bize tüm dünyadan gelen destek ise 417 milyon dolardır. Bu da bazı gerçekleri ortaya koyuyor. Çünkü biz sınırlarımıza gelmiş dayanmış olan bu mültecileri geriye göndermek suretiyle varil bombalarına teslim edemezdik. Sadece Akdeniz'den Sahil Güvenlik botlarımızla toparlayıp çıkardığımız insan sayısı 60 bini buldu. Bu da bizim Akdeniz'de nasıl bir mücadele verdiğimizi gösteriyor. Biz hem insani sorumluluklarımız gereği hem bölge halkıyla olan tarihi ve kültürel bağlarımız sebebiyle açık kapı politikamızı devam ettireceğiz. Türkiye'nin krizin ilk günlerinden bu yana sergilediği insani tutum tüm AB ülkeleri için örnek olmalıdır. Avrupa değerlerine sahip çıkma konusunda Türkiye birlik üyesi ülkelerin çok ilerisindedir. Suriyeliler için yaptığımız harcamalar 8 milyara doğru gidiyor. Uluslararası toplumun katkısını açıkladım. Bu tablo sürdürülebilir değildir. Ülkemizdeki Suriyeliere Avrupa ve uluslararası toplum adına ev sahipliği yaptığımız unutulmamalıdır. Biz Avrupa'dan ve uluslararası toplumdan gerçek anlamda bir külfet paylaşımı bekliyoruz."

Erdoğan AB Konseyi Başkanı ile görüştü

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AB Konseyi Başkanı Donald Tusk ile bir araya geldi. 

Tusk, Konsey binasına gelişinde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı kapıda karşıladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Tusk, binanın girişinde el sıkışarak basın mensuplarına poz verdi. 

Basına kapalı gerçekleşen görüşmede, Dışişleri Bakanı Feridun Sinirlioğlu da bulundu.