ANKARA - Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam, "Biz kendi evlatlarımızı Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan çocuklarımızı başka ülkelerdeki ailelere evlatlık ya da koruyucu aile olarak vermediğimiz gibi, başka ülke vatandaşı olan çocukları evlatlık ya da koruyucu aile sistemine dahil etmiyoruz" dedi.

Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'nın konuğu olan Bakan İslam, Türkiye'ye sığınan Suriyelilerle ilgili Bakanlığın yürüttüğü çalışmalar hakkında bilgi verdi.

İslam, Türkiye'ye gelen Suriyelilerin bir kısmının kampta, bir bölümünün yakınlarının yanında ve bir kısmının ise kendi imkanları ile barındığını belirterek, Suriyelilerin yoğun olarak yaşadığı 18 şehirde bir araştırma yaptıklarını söyledi. Araştırmayı ilk kez 2013'ün Ocak ayında gerçekleştirdiklerini, bu yılın Ocak-Şubat aylarında tekrarladıklarını anlatan İslam, 18 yaş üstü Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına Suriyeliler ile ilgili algılarını sorduklarını aktardı.

Ayşenur İslam, sürecin daha sağlıklı yürütülebilmesi ve daha uygun, daha verimli sosyal politikalar oluşturulabilmesi için yaptıkları araştırma ile halkın Suriyeliler hakkındaki bilgi düzeyi, algısı, devletin yaptıklarının ne kadar bilindiğini ve nasıl değerlendirdiğini, beklentilerin neler olduğunu ölçmeye çalıştıklarını dile getirdi.

Araştırma sonuçlarının ilgili bütün kamu kurum ve kuruluşlarına dağıtıldığını bildiren İslam, bundan sonraki sosyal, ekonomi ve sağlıkla alakalı politikaların araştırmadaki unsurlar da göz önünde bulundurularak düzenlenmesinin faydalı olabileceği konusunda bilgi verildiğini söyledi.

Bakan İslam, şöyle devam etti:

"Araştırmadan şunu anladık, uzun vadeli planlar yapmamız gerekiyor. Yani palyatif tedbirlerle sorunun çözülemeyeceği çok açık. Türkiye'nin uzun vadeli planlar yapması gerekiyor çünkü sorunun ne kadar süreceğini bugünden yarına ne yazık ki kestiremiyoruz. Suriyeli misafirlerin mutlaka ve mutlaka kayıt altına alınması gerekiyor. Ülkemizde kimlerin yaşamakta olduğunu, hangi bölgelerde yaşamakta olduğunu, yaş-cinsiyet gruplarını, kabiliyetlerini, becerilerini ne iş yapabileceklerini, muhtemel potansiyellerini, eğitim durumlarını muhakkak bilmemiz gerekiyor, onlar hakkında birtakım değerlendirmeler yapabilmek için.''

Halkın Suriyeli misafirlerle alakalı en önemli haber kaynağının basın olduğunu belirten İslam, ''Neredeyse bildiklerinin yüzde 60'ını basından öğreniyorlar. Şu halde doğru bilgi aktarımı yapabilmesi için basının çok iyi bilgilendirilmesi gerekiyor, bizim tarafımızdan bilgilendirilmesi gerekiyor. Bu bilginin de halkımızla paylaşılması gerekiyor. Ayrıca sınır bölgelerindeki şehirlerimizde, daha ziyade Güney ve Doğu Anadolu şehirlerimizde, bir de büyük metropollerde yavaş yavaş başlamış olan düşük ücretli kaçak işçi çalıştırma durumunun da bir an önce kontrol altına alınması gerekiyor ve bununla ilgili tedbirler alınması gerekiyor."

''Kayıt altına alınma ciddiyetle ele alınıyor''

Artık uzun vadeli planlar yapıldığına ve Suriyelilerin kayıt altına alınma konusunun çok ciddiyetle ele alındığına dikkati çeken İslam, şunları söyledi:

"Türkiye'ye giriş yapmış bütün Suriyelilerin Türkiye Cumhuriyeti devleti tarafından bilinebilmesi için mekanizmalar oluşturuyoruz. Basına düzenli bilgi verebilmek açısından ciddi çalışmalar yapıyoruz. Bununla ilgili merkezler oluşturmaya çalışıyoruz, enformasyon merkezleri. Suriyelilerin düşük ücretli kaçak işçi olmaları sorununa son verebilecek çalışmalar yapıyoruz, devlet olarak. Demek ki yaptığımız bu tür incelemeler işe yarıyor, paydaşlarımızla paylaştığımız zaman dikkate alınıyor."

"Sorumluluk Türk ailesine düşer, Türk erkeklerine düşer"

"Suriyeli kadınların Türk erkekleri ile ikinci eş olarak yaptıkları evliliklere" de değinen İslam, konuya ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı:

"Mevcut durum, Türk insanının misafirperverliğini, bizim o çok iftihar ettiğimiz Türk misafirperverliğini zedeleyebilecek boyutlara iteliyor gibi görünüyor. Bütün hayatını arkasında bırakarak can havliyle memleketimize sığınan, canını malını namusunu korumak, kurtarmak için, hayatiyetini devam ettirebilmek için memleketimize sığınan insanlara bir karşılık mukabilinde yardım etmek bizim misafirperverliğimize uyacak bir şey değil. İkinci eş, üçüncü eş olarak alıp karnını doyurmak bir kadının, olmaz, Türk misafirperverliğine hiç uygun bir şey değil. Bu konudaki uyarımı tekrar ediyorum. Sorumluluk bize düşer. Sorumluluk Türk ailesine düşer, Türk erkeklerine düşer."

Kamplarda Suriyeli kadınlarla ilgili çalışmalar yürüttüklerini anlatan İslam, belediyeler ve sivil toplum kuruluşları ile de çalışmalar gerçekleştirildiğini belirtti. İslam, şöyle konuştu:

"Suriyeli kadınlarla özellikle kamplarda, erken evlilikler konusunda ve çoğul evlilikler konusunda görüşmeler yapıyoruz. Türk adet, örf ve geleneklerini onlara hatırlatıyoruz, ülkemizde 18 yaş altı evliliğin yasal olmadığını, cezalandırıldığını, bu tür evliliklerin yapılmaması gerektiğini, ülkemizde tek eşliliğin hakim olduğunu, birden fazla eşle evlenmenin yasal olmadığını ve bunun da birtakım sosyal sorunlara sebebiyet verebileceği gibi yasal birtakım engellerinin de bulunduğunu kendileriyle paylaşıyoruz."

1 milyon broşür

Bu çerçevede Suriyeli kadınlarla ilgili çalışmalar yürüten bakanlık personeline seminerler verdiklerini, iyi donanımlı, tercihen Kürtçe ve Arapça bilenlerle programı sürdürdüklerini anlatan İslam, "Bu konuda BM Nüfus Fonu ile birlikte çalışıyoruz. AFAD'la birlikte çalışıyoruz ve gün geçtikçe çalışmalarımızı yaygınlaştırmaya gayret ediyoruz. Şu anda 1 milyona yakın broşür bastırdık, söylediğim konularla alakalı. Özellikle kadın hakları ile alakalı ve Türkiye'de kadın yaşayışıyla alakalı. Buna uyum nasıl sağlanabilir, konusunda Suriyeli kadınları eğitebilmek için. Çeşitli dillerde bastırdığımız bu broşürlerin dağıtımını sağlıyoruz ve ayrıca eğitimlerini de yapıyoruz kadınların" diye konuştu.

Suriyeli refakatsiz çocuklar için bakım evi

Suriyeli çocukların koruyucu aile yanına vermenin mümkün olmadığını dile getiren İslam, bunun için uluslararası anlaşmalar ve çocukların nüfus kayıtlarına ulaşılması gerektiğini söyledi.

İslam, "Biz kendi evlatlarımızı Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan çocuklarımızı başka ülkelerdeki ailelere evlatlık ya da koruyucu aile olarak vermediğimiz gibi başka ülke vatandaşı olan çocukları evlatlık ya da koruyucu aile sistemine dahil etmiyoruz" dedi.

Suriyeli refakatsiz çocuklarla ilgili ciddi çalışmalar yaptıklarını anlatan İslam, bütün kolluk güçlerinin ve vatandaşların karşılaştıkları refakatsiz Suriyeli çocukları Bakanlığa getirebileceklerini belirtti. İslam, çocuklarla ilgili inceleme yaptıklarını, aileleri ve yakınları olup olmadığını tespit etmeye çalıştıklarını, bunun sonucunda refakatsiz olduğu anlaşılan çocuğu koruma altına aldıklarını söyledi.

Refakatsiz Suriyeli çocukların barındırıldığı yetmişe yakın ev bulunduğunu, bu sayının artabileceğini dile getiren İslam, ayrıca Adana'da 13-18 yaş refakatsiz çocuklar için bir kamp bulunduğunu belirtti. İslam, çocukların bu kampta eğitimlerini, psikososyal ve sportif gelişimlerini sağladıklarını, hayata düzgün atılabilmeleri için yapılması gereken her şeyi yapmaya çalıştıklarını ifade etti.

Yeni bir projeye değinen İslam, şunları kaydetti:

"Suriye asıllı olup Türkiye'ye yerleşen bazı işadamlarımız var, Türk vatandaşlığı alan, iş hayatını burada devam ettiren... Bu vatandaşlarımızın bize müracaatıyla maddi destek tamamen onlardan gelmek kaydıyla, bize şunu söylediler; 'Türkiyenin fedakarlıklarına şükran borcumuzu bir nebze de olsa ödemek istiyoruz. Suriyeli refakatsiz çocukların bakım masraflarını üstlenmek istiyoruz. Bakım evleri kurun ne kadar çok kurarsanız biz yapabildiğimiz müddetçe sürdürebildiğimiz sürece bakım evlerinin finansmanın da size destek olacağız, sponsorluk yapacağız' dediler. Onlarla sponsorluk anlaşmaları yaptık. Şu anda Gaziantep'te yüz kişilik refakatsiz çocuklar bakım evi kurma aşamasındayız. Çocuk sayısı arttıkça bu evleri artırabilecek gücümüz var. Bu sponsorluk anlaşmaları yapsak da yapmasak da bu evleri kurabilecek ve yönetebilecek gücümüz var. Ama tabii böyle bir duyarlılık da son derece hoşumuza gitti. Örnek olması bakımından da bunu medyayla paylaşmak istiyorum."