ANKARA

Medya İşçileri Sendikası (Medya-İş) Genel Başkanı Gürsel Eser, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarını kınayarak, "Gazze ve Batı Şeria başta olmak üzere müdahaleye sahne olan tüm yerleşim yerlerinde görev yapan basın mensuplarının can güvenliğinden birinci derecede İsrail devleti sorumludur" ifadesini kullandı.

Eser, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarını kınamak amacıyla İsrail Başbakanı Binyamin Netenyahu'ya gönderdiği mektupta, saldırıların biran önce durdurulması gerektiğini belirtti.

İsrail'in, mazlum, silahsız ve ambargo uygulanan bir ülkeye önce havadan, ardından da karadan saldırılarının kabul edilemeyeceğini vurgulayan Eser, "Özellikle Müslümanların kutsal ayı ramazanda yapılanlar, zulümden başka bir şey değildir" değerlendirmesinde bulundu.

İsrail'in, her türlü insani değeri ayaklar altına alarak Gazze'de insanlığa karşı suç işlediğine işaret eden Eser, şunları kaydetti:

"İsrail, çocuk, yaşlı, hasta demeden, hatta hastaneler ve ambulansları hedef alacak kadar acımasız davranmaktadır. Bugüne kadar aralarında masum kadın ve çocukların olduğu 500'den fazla kişinin öldüğü, yaklaşık 3 bin 500 kişinin yaralandığı saldırılarda, kamuoyuna açıklananın aksine İsrail açıkça sivilleri de hedef almaktadır. En son Şucaiyye Mahallesi'ne yönelik 70'den fazla kişinin hayatını kaybettiği saldırıda, Filistinli gazeteci Halid Hamed'in üzerinde 'Press' yazan çelik yelek olmasına rağmen İsrail ordusunca öldürülmesi, şiddetten beslenen İsrail devletinin sınır tanımaz saldırganlığını bir kez daha gözler önüne sermiştir."

İsrail'in daha önce gazetecileri Gazze'yi terk etmeleri yönünde uyardığını belirten Eser, İsrail'in, katliamı dünyaya duyuran gazetecileri hedef aldığını, gerçekleri kamuoyundan saklamak için her yöntemi denediğini bildirdi. Eser, mektubunda "Gazze ve Batı Şeria başta olmak üzere İsrail müdahalesine sahne olan tüm yerleşim yerlerinde, canını dişine takarak görev yapan basın mensuplarının can güvenliğinden birinci derecede İsrail devleti sorumludur" ifadesine yer verdi.

İsrail'in, basına haber alma özgürlüğünün gereği her türlü kolaylığı sağlamak zorunda olduğunu vurgulan Eser, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Sayın Başbakan, Hitler'in Yahudilere yaptığı soykırımını sizler şu an Filistinlilere yapmaktasınız. Bu yaptıklarınızla tüm dünyada Yahudi düşmanlığını ve nefretini de her geçen gün artırmaktasınız. Tek bir vatandaşı için dünyayı ayağa kaldırabilen Batılı devletler, İsrail bombalarıyla bedenleri parçalanan Filistinli çocuklara biganedir. Herkesi insanlığa karşı işlenen suçlar karşısında daha duyarlı olmaya, bu zor günlerde kan ve gözyaşıyla sulanan topraklarda görevlerini yapmaya çalışan basın mensuplarına destek olmaya davet ediyoruz. Siz İsrail Başbakanını ise bu tür insanlık dışı saldırılardan vazgeçmeye çağırıyoruz."
22 Temmuz 2014 15:58 (Son güncelleme 22 Temmuz 2014 16:08)
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu'nun Ortadoğu'daki sorunun çözümü açısından önemli bir fırsat olduğunu söyledi.
 
TBMM

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup toplantısında yaptığı konuşmada, hükümetin dış politikasını eleştirdi. Dış politikanın temel özelliğinin, iç politikaya alet edilmemesi olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Dış politikada, bir satranç oyuncusunun ustalığı ile hareket edersiniz. Her söylediğinizi önceden tartarsınız. Yankıları ne olur, size karşı tepkileri ne olur, bunu değerlendirirsiniz, sonra konuşursunuz. Hamaset edebiyatı dış politikada olmaz" dedi.

İsrail'il'in Gazze'ye saldırılarına değinen Kılıçdaroğlu, BM Filistinli Mültecilere Yardım Kuruluşu'nun yaptığı son açıklamaya göre, 100'ü aşkın çocuğun, 500'den fazla insanın hayatını kaybettiğini söyledi.

Bölgede ivedilikle bir ateşkesin sağlanması gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Peki Türkiye bu konuda bir şeyler yapıyor mu? İktidar sadece konuşuyor. O kadar çok konuşuyor ki neredeyse herkes suçlu bir tek iktidar haklı. Kardeşim, madem konuşuyorsun, eyvallah konuş; peki ne yapıyorsun? Bir cümle istiyorum ben. İsrail ile ilgili ine yaptın sen? Madem Gazze'yi eleştiriyorsunuz, ne yaptın sen? 'Efendim üç günlük yas ilan ettik...' Güzel... Şu soruyu sormaktan kendimi alamıyorum: Orada Türkmenler vardı, öldürüldü. Hiç aklına yas ilan etmek geldi mi gelmedi.

Zaten yastayız, zaten üzülüyoruz. Çocuklar öldürülür de orantısız güç kullanılır da üzülmez miyiz? Üzülürüz. Türkiye bunun neresinde? Türkiye'nin Ortadoğu'da bir ağırlığı var mı?

BM Genel Sekreteri gelecek Ortadoğu'ya. Pek çok ülkeyi gezecek, taraflarla konuşacak. Türkiye hesapta yok. Niye yok? Çünkü Türkiye'nin bölgede ağırlığı kalmadı. Suriye'de mi Irak'ta mı İran'da mı? Bir Katar'da bir Suudi Arabistan'da... Başka bir yerde Türkiye'nin sözü dinlenmiyor. Cumhuriyet tarihi boyunca dış politikada edindiğimiz bütün itibarı sıfırladınız. 

Fikri sorulmayan bir ülke var, Türkiye. Dikkate alınmayan bir ülke var, Türkiye. Ortadoğu'da, dünyada yalnızlaşan bir Türkiye var. Ben bütün yurttaşlarıma sesleniyorum. Böyle bir Türkiye'yi arzu ediyorsanız, adresiniz belli, gidin AKP'ye oy verin. 'Hayır Türkiye dünyada yalnızlaşmamalı, bölgesinde güçlü olmalı, sözü dinlenmeli' diyorsanız, Türkiye'nin bu hükümetten kurtulması gerekiyor. Ortadoğu bataklığından Türkiye'nin kurtulması gerekiyor."

"İhsanoğlu önemli bir fırsat"

Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu'nun, Ortadoğu'daki sorunun çözümü açısından önemli bir fırsat olduğunu söyledi.

İhsanoğlu'nun, Ortadoğu'da, İslam dünyasında ve Batı'da ağırlığının olduğunu, sözünün dinlendiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Önemli bir fırsatı yakalamış durumdayız. Türkiye eğer Ortadoğu bataklığından çıkmak istiyorsa, yeniden sözü dinlenen bir ülke konumuna gelmek istiyorsa, saygın bir ülke olmak istiyorsa, tercihini Ekmeleddin Bey'den yana yapmak durumundadır. Eğer bu tercihi yapabilirsek Ortadoğu'daki rolümüz, saygın bir rol olacak. Herkese büyük görevler düşüyor. Şikayetçiysen, sorunun çözülmesini istiyorsan, ağırlığı olan birisi olsun istiyorsan, dünyada itibarı olan birisi olsun istiyorsan, 57 ülke üzerinde ağırlığı olan birisini istiyorsan tercihimiz açık, yönümüz belli, Ekmeleddin İhsanoğlu Bey'den yana oyumuzu kullanmak zorundayız."