Diyanet İşleri Başkanlığı ile Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK) arasında "Manevi Danışmanlık Hizmetlerinin Ulusal Meslek Standardı" protokolü imzalandı.

Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü ile MYK arasında imzalanan protokol kapsamında, öğrenci yurtları, eğitim kurumları, gençlik merkezleri ve kampları, ceza infaz kurumları, sağlık kuruluşları ve sosyal hizmet kurumlarında verilen manevi danışmanlık hizmetinin ulusal meslek standardı belirlenecek.

MYK'nin moderatörlüğünde ve paydaş kurumların katkılarıyla hazırlanan "Manevi Danışmanlık Hizmetlerinin Ulusal Meslek Standardı"nın taslağı, sektördeki tüm paydaşların görüşüne sunuldu.

Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü Göç ve Manevi Destek Hizmetleri Daire Başkanı Bayram Demirtaş, konuya ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1980'li yıllardan itibaren manevi rehberlik hizmeti verildiğini ve son 4 yıldır ise birçok bakanlık, kurum ve kuruluşla iş birliği yapıldığını belirtti.

Standarda kavuşacak ve resmiyet kazanacak

Bu hizmetlerin "manevi destek", "manevi uzmanlık" ve "manevi danışmanlık" başlıklarıyla isimlendirildiğini aktaran Demirtaş, çalışmaların bir standarda kavuşması ve resmilik kazanması için protokolün yapıldığını söyledi.

Demirtaş, MYK'nin moderatörlüğünde akademisyenlerin ve paydaş kurumların katıldığı bir çalıştayın yapıldığını anımsatarak, şunları kaydetti:

"İki gün boyunca manevi danışmanlığın ne olduğu, danışmanın kim olacağı, hizmeti nasıl sunacağı ve ilgili konular tartışıldı. Ortaya bir taslak çıktı. Taslak, ilgili kurumlarca incelendikten sonra MYK'nin standardına uygun bir şekilde formata döküldü. 74 farklı kuruma, ağırlıklı olarak da üniversitelere, üniversitelerin ilgili bölümlerine resmi yazıyla taslak ve eki gönderildi."

Ayrıca 5 Eylül'de Din Hizmetleri Genel Müdürlüğünün internet sayfasında taslağın kamuoyuyla paylaşıldığını, akademisyenlerden konuyla ilgili görüş, katkı ve eleştirilerin gelmeye başladığını ifade eden Demirtaş, "Resmi yazı gönderilmese bile konuya ilgi duyan herkesin görüşleri ve katkılarını almış olacağız. Gelen eleştirileri, katkıları ve teklifleri tekrar bir araya gelerek tartışacağız ardından bu taslak nihai şeklini alacak." diye konuştu.

Modern ve manevi kodları dikkate alan bir yaklaşım

Demirtaş, manevi danışmanlık hizmetinin sadece belirli bir alana mahsus olmadığını, özellikle kültürel kodları, sosyolojik yapıyı ve insanların dini hassasiyetlerini dikkate aldığını anlattı.

Ülke nüfusunun çoğunluğunun İslam dinine mensup olduğunu kaydeden Demirtaş, "Ülkemizin çoğunluğu Müslüman. Çalışmalarımızda doğal olarak dini değerlerden güç alan bir yaklaşım var ama ötekileştirmeyen, siyasi, ideolojik görüşü ve kişisel tercihleri her ne olursa olsun, bütüncül bir yaklaşımla manevi danışmanlık hizmeti ele alınacak. Biz buna 'holistik' yaklaşım diyoruz. Hem modern bilimleri hem de manevi, dini, kültürel kodları dikkate alan bir yaklaşım." ifadelerini kullandı.

Demirtaş, manevi danışmanlık hizmetlerinin standardının belirlenmesine yönelik hazırlanan taslağın son halini almasının ardından eğitim sürecinin de belirleneceğini söyledi.

Dinleme becerisinin yüksek olması gerekiyor

Bu hizmetin sunulduğu kurumlarda vatandaşların büyük ilgi gösterdiğini belirten Demirtaş, şu değerlendirmede bulundu:

"Biz, bütün sürece hakim olmak istiyoruz. Danışmanın dinleme becerisinin son derece yüksek olması, bütüncül bakabilmesi gerekiyor. Dini perspektif var ama bu modern insanının sorununa yetmiyor. Evlilik, boşanma, özgür yaşama gibi sorunlar var. Buna dinin cevapları da var. Bunların ikisini cem edebilirsek, klasik dini görüş ve bizim manevi kodlarımızla bugün ihtiyacını birleştirebilirsek, o zaman başarılı olacağız. Danışan kişinin 'İyi ki konuştum' diyeceği bir profil arzuluyoruz. Bu standart olmadığı halde bile buna büyük oranda sahibiz."

Öte yandan Sağlık Bakanlığı ile yapılan protokol kapsamında, son 3 yılda sağlık kuruluşlarında yaklaşık 140 bin kişiye, aile ve dini rehberlik bürolarında ise 22 bin 6 kişiye manevi danışmanlık hizmeti verildi.