İSTANBUL - Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) 10. maddesiyle görevli İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kapatılmasının ardından İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin 18 sanığın yargılandığı davanın duruşmasına sanıklar katıldı. Duruşmada, sanıklardan Erhan Tuncel, Yasin Hayal ve Ersin Yolcu'nun avukatları ile Dink ailesinin avukatları hazır bulundu.

Duruşmada, hakkında yakalama kararı bulunan sanık Ahmet İskender'in henüz yakalanamadığı bildirilirken, İstanbul 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi heyetinin, Ogün Samast'ın, "terör örgütü üyeliği" suçundan yargılandığı dava dosyası ile bu dava dosyasının birleştirilmesi hususunda muvafakat sorduğu kaydedildi.

Erhan Tuncel'in avukatı Erdoğan Soruklu, Yargıtay'ın bozma ilamına uyulmayarak direnme kararı verilmesini talep etti. Müvekkili Tuncel'in adil yargılanma hakkının yargılama sürecinde olduğu gibi temyiz aşamasında da ihlal edildiğini savunan Soruklu, ilk derece mahkemesinin karar vereceği hususlarda Yargıtay'ın doğrudan karar veremeyeceğini ve yüksek mahkemenin bu esası ihlal ettiğini öne sürdü.

Diğer sanıklardan Ersin Yolcu ve Ahmet İskender'in avukatı Feyzullah Şama, Yargıtay'ın kararına uyulmamasını isterken, Yasin Hayal'in avukatı Fatma Aygören, bu konuda kararı mahkemenin takdirine bıraktıklarını söyledi.

Yargıtay'ın bozma kararına uyuldu

Mahkeme heyeti, Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin 13 Mayıs 2013 tarihli bozma ilamının, dosya içeriğine göre yasal ve yerinde görüldüğünü belirterek, oybirliğiyle bu karara uyulmasını kararlaştırdı.

Heyet, henüz yakalanamayan Ahmet İskender'in dosyasının da hüküm kuruluncaya kadar savunması alınamazsa ayrılacağını hükme bağladı.

Dink ailesinin avukatlarından Hakan Bakırcıoğlu, Trabzon 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanan eski Trabzon İl Jandarma Komutanı Albay Ali Öz'ün, cinayeti bildiği halde bilgi aktarmadığını ifade ederek, Öz'ün dosyasının fiili irtibatı bulunduğu için bu dava dosyasıyla birleştirilmesini talep etti. Bu yönde daha önceki taleplerinin, Trabzon'daki mahkemenin olur vermesine rağmen İstanbul'daki özel yetkili mahkemelerce kabul edilmediğini aktaran Bakırcıoğlu, İstanbul 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi'nde Ogün Samast'ın yargılandığı davanın da bu dava dosyasıyla birleştirilmesini istedi.

Dink ailesinin avukatlarından Bahri Belen, avukat Bakırcıoğlu'nun taleplerine katıldığını belirterek, mahkemenin birleşme kararı vermemesinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesi'nin "ihlal" kararlarına göre yeni bir ihlal kararı sayılacağını öne sürdü.

Duruşmadaki sanık avukatları da birleştirmenin uygun olacağı yönünde görüş bildirdi.

"Ogün Samast'ın dosyası ana dosyayla birleşsin"

Davaya ilişkin ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, İstanbul 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen ve Ogün Samast'ın "terör örgütü üyeliği" suçundan yargılandığı dava dosyası ile bu dava dosyası arasında, suçun konusu nedeniyle bağlantı bulunduğunu ve iki dava dosyasının birleştirilip ortak hüküm kurulmasının uygun olacağını bildirdi.

Heyet, Samast'ın dosyasının bu dava dosyasıyla birleştirilmesi yönünde İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nin muvafakatına "olur" verilmesine ve mahkemenin dosyayla ilgili "birleştirme" kararı verip dosyayı mahkemelerine göndermesine hükmetti.

"Samast'ın arkasında görülen kişi Osman Hayal mi?"

Eski Trabzon il Jandarma Komutanı Albay Ali Öz'ün yargılandığı Trabzon 1. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki dosyanın, bu dava dosyasıyla birleştirilmesi yönündeki mahkeme muvafakatı ve avukat taleplerini değerlendiren heyet, iki dava dosyasındaki sanıkların konumlarının farklılığı nedeniyle yargılamanın ayrı ayrı yapılması gerektiğini belirterek, birleştirme yönündeki talepleri reddetti.

Mahkeme heyeti, kamera kayıtlarına yansıyan görüntülere göre, cinayet günü Ogün Samast'ın arkasında duran bir kişinin sanıklardan Osman Hayal'e benzediği yönündeki iddiaların araştırılması için Hayal'in adresinden bulunarak, önden ve yandan çektirilicek fotoğraflarının mahkemeye gönderilmesi için bulunduğu yerin emniyet birimlerine yazı yazılmasını kararlaştırdı.

Fotoğrafların gönderilmesinin ardından olay yerine ilişkin güvenlik kamerası görüntülerinin, fotoğraflarla birlikte TÜBİTAK'a gönderilmesine ve Samast'ın arkasından geldiği iddia edilen kişinin Hayal olup olmadığının tespit edilmesine hükmeden heyet, duruşmayı 23 Ocak 2015'e erteledi.

"Hrant'ın arkadaşları"ndan açıklama

Bu arada "Hrant'ın arkadaşları" üyesi bir grup, duruşma öncesi Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı önünde bir araya geldi.

Grup adına açıklama yapan gazeteci Yetvart Danzikyan, 8 yıl geçtikten sonra bazı kamu görevlilerinin yargılanmasının önünün açıldığını hatırlatarak, "Ne kadar anlamlı değil mi? Hukuki süreç doğal akışına bırakıldığında 'yargılansınlar' sonucuna gidiyor. Ama bir el ısrarla 'yargılanmasınlar' diyor. Devlet kendi adamlarını hakim önüne çıkarmamak için elinden geleni yapıyor" dedi.

Cinayetle ilgili dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, Vali Yardımcısı Erol Güngör ve İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler ile 6 polis memurunun yargılanmasının önünün açıldığını belirten Danzikyan, kamu görevlilerinin hakim karşısına çıkması için bir imkan doğduğunu ve bu kişilerin "cinayet" suçundan yargılanması gerektiğini savundu.

Davanın geçmişi 

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, 19 sanığın yargılandığı davada 17 Ocak 2012'de verdiği kararla tutuklu sanık Yasin Hayal'in, "Hrant Dink'i tasarlayarak öldürmeye azmettirmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, yazar Orhan Pamuk'u "tehdit etmek" suçundan 3 ay ve "ruhsatsız silah bulundurmak" suçundan da 1 yıl hapisle cezalandırılmasını, "silahlı terör örgütü yöneticisi olmak" suçundan ise beraatini kararlaştırdı. 

Tutuklu sanıklardan Erhan Tuncel'in de toplam 10 yıl 6 ay hapisle cezalandırılmasına hükmederek tahliyesine karar veren heyet, sanıklardan Ersin Yolcu'yu 12 yıl 6 ay, Ahmet İskender'i 13 yıl 4 ay ve Salih Hacısalihoğlu'nu 2 ay 15 gün hapisle cezalandırdı, bütün sanıkların "silahlı terör örgütü üyeliği" suçundan beraatine hükmetti.

Yargıtay'ın bozma kararı

Yargıtay 9. Ceza Dairesi, örgüt yönünden verilen beraat kararını bozdu. Daire, sanıkların "silahlı terör örgütü" değil, "suç işlemek amacıyla oluşturulan örgüt" üyesi oldukları gerekçesiyle yargılanmalarına hükmetti.

"Kasten öldürmeye azmettirme'' ve Orhan Pamuk'u ''tehdit'' suçlarından sanık Yasin Hayal'e verilen mahkumiyet kararını ise onadı. Hayal hakkında ''silahlı terör örgütü kurma, yöneticisi olma'' suçundan verilen beraat kararı ise ''suç örgütü kurma ve yönetme'' suçundan mahkumiyet gerektiği için bozuldu.

Sanıklardan Erhan Tuncel'in ''patlayıcı madde imal etme'' suçundan mahkumiyet kararını onayan Yargıtay 9. Ceza Dairesi, ''kasten öldürmeye azmettirme'' suçundan beraat hükmünü ise sanığın Dink'in öldürülmesi suçuna yardım suretiyle iştirak etmesi sebebiyle mahkumiyeti gerektiği için bozdu. Tuncel hakkında ''silahlı terör örgütü yöneticisi olma'' suçundan beraat kararı da ''suç örgütü üyesi olma'' suçundan mahkumiyeti gerektiği gerekçesiyle bozuldu. Tuncel'in, Trabzon'da 24 Ekim 2004 tarihinde McDonalds'ın bombalanması olayında, ''genel güvenliği kasten tehlikeye sokma, mala zarar verme ve 6 ayrı kasten yaralama'' suçlarından verilen mahkumiyet kararını bozan Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Tuncel'in bu eyleminin ''6 ayrı kasten öldürmeye teşebbüs'' suçunu oluşturacağına karar verdi.

Yargıtay'ın kararının ardından davanın yeniden görülmesine İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlandı. Bu mahkemede 6 duruşma yapıldıktan sonra dosya, Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) 10. maddesiyle görevli ağır ceza mahkemelerinin kaldırılması üzerine İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi.