İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi'nce, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi karşısında yer alan binadaki büyük salonda yapılan duruşmada, tutuklu sanık er Adtullah Kıztanır savunmasında, sanık Binbaşı Ahmet Taştan'ın köprüdeki polisleri durdurarak, ekiplerin silahına el koyduğunu söyledi.

Bu sırada köprüden geçen başka bir resmi aracı durduran Taştan'ın erlerden Hüseyin Kaya ve yanındaki kişilere de aracı aramaları emrini verdiğini dile getiren Kıztanır, "Taştan, bu emrine karşı biraz çekingen davranan Hüseyin Kaya'ya tokat attı. Buradan araçlarıyla geçen bazı vatandaşlar bize bir şeyler söyledi. Taştan da silahla havaya ateş açtı. Hüseyin Kaya, ben ve birkaç arkadaş vardık. Hüseyin bize, 'Kimse ateş etmesin.' dedi. Aracın altına saklandık, olaylar bitene kadar oradan çıkmadım. Hiçbir şekilde havaya bile ateş etmedim." diye konuştu.

"Gider denize atlarım yine de teslim olmam"

Kıztanır, köprüde öldürülen Astsubay İbrahim Gül'ün, "Artık şehit vermeyeceğiz, 800 şehidin hesabını soracağız. Canlı bomba var." dediğini aktararak, "Turgay Ödemiş de 'Kimseye acımayın.' diyordu. Mahir isimli uzman çavuş da 'Teslim olmam, bana sabaha kadar adam vurdurttunuz, gider denize atlarım yine de teslim olmam.' dedi. Bunları duydum." dedi.

Mahkeme Başkanı Taner Akıncı, savunmasının ardından çapraz sorgusuna geçilen Kıztanır'a, "Ön grupta ateş edenler kimlerdi?" diye sordu. Sanık Kıztanır'ın, "Ben arka taraftaydım, kimin ateş ettiğin görmedim. Sadece Ahmet Taştan'ın havaya ateş ettiğini gördüm." demesi üzerine Başkan Akıncı, "Kıyamet koptu, bir er bile mi görmedin?" diye tepki gösterdi.

"Kaçan olursa kafasına sıkılacak"

Tutuklu sanık erlerden Ahmet Işık, eski Kuleli Askeri Lisesi Okul Komutanı Kurmay Albay Mürsel Çıkrıkçı'nın içtimada toplanan askerlere tatbikat olacağını ve bunu çok ciddiye almaları gerektiğini söylediğini belirterek, Çıkrıkçı'nın "Akşam tatbikat yapılacak, kaçan olursa kafasına sıkılacak." dediğini anlattı.

Akşam saatlerinde köprüye doğru yola çıktıklarını dile getiren Işık, şunları söyledi:

"Saat 01.00'de de Kurtuluş isimli askeri vurulmuş halde gördüm. Cansız bedeni yerde duruyordu. Çok korktum. Ben de aracın altına girdim. Sabaha kadar burada kaldım. 06.00'da Yarbay Turgay Ödemiş teslim oluyoruz.' dedi. Halk üzerimize geliyordu, korktuk. Havaya ateş ediliyordu, bize doğru geliyorlardı."

Çapraz sorgusu sırasında bir müşteki avukatının, "U şeklinde dizilenler arasında mıydın?" sorusuna, Işık, "İlk başta ben de arkada olan sıradakilerin arasındaydım." yanıtını verdi.

"Ahmet Taştan atış emri verdi"

Tutuklu erlerden sanık Ahmet Turan Çiftçi, 4 araçla köprüye vardıktan sonra yolu trafiğe kapatarak emir verilmesi üzerine araçtan indiklerini anlattı.

Komutanlarının kendilerine "terör saldırısı olacağını" söylediğini iddia eden Çiftçi, köprüdeki vatandaşlara, "Canlı bomba ihbarı var, herkes evine gitsin." diye bağırmalarının emredildiğini aktardı.

Çiftçi, araçlardan birinin çıkamaması üzerine yığılmaların başladığını ifade ederek, "Valilik koruması olduğunu söyleyen iki kişi geldi. Ahmet Taştan, silahını aldığı bu iki kişinin ellerini kelepçeledi." dedi.

"Taştan, silahını kadına doğrultup havaya ateş etti"

Askeri aracın arkasında sigara içtiği sırada silah sesleri geldiğini belirten Çiftçi, şöyle devam etti:

"Araca mermi gelince, oradaki başka aracın arkasına geçtim. Bu arada bir bayan üzerimize geliyordu, Ahmet Taştan bağırarak 'Git buradan.' dedi. Kadın üzerimize gelmeye devam etti. Taştan, silahını kadına doğrultup havaya ateş etti. Sonra kadın, 'Benim çocuğum var, evime gitmem lazım.' deyip telefonunu gösterdi. Ahmet Taştan telefonunu elinden alarak attı, sonra kadın telefonunu alarak gitti. Vatandaşlar üzerlerimize gelmeye başlayınca Taştan atış emri verdi. Ben de baskı altında havaya 4 el ateş etim, kimseyi öldürmek için değildi, baskı altında olduğum için havaya ateş ettim."

"Motosikletli biri hızla gelip aramıza girdi"

Bu arada beyaz elbiseli bir kadının kendilerine doğru geldiğini ifade eden Çiftçi, şunları anlattı:

"Motosikletli biri hızla gelip aramıza girdi, biri 'canlı bomba' diye bağırdı, motosikletçinin yere düştüğünü gördüm. Onu gören beyazlı kadın bayıldı. Askerler kadını itfaiye aracının yanına götürdü. Kadın ayılınca 'Motosikeletçi adamı hastaneye götürelim.' dedi. Askerler motorsikletçiyi bayanın olduğu yere götürürken adamı gördüm, kendimden geçmiştim, korktum ve arka tarafa geçtim."