İstanbul

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Gezi Parkı odaklı gelişmelerle ilgili, "Bir yanlış anlaşılmanın, sosyal medya tarafından yaygınlaştırılan bir boyuta geldiğini görmekteyiz. Burada tabiiki işin farklı mecralara çekilmekte olduğunu, kent huzurunu ve barışını sarsacak, bütünlüğümüzü zedeleyecek amaçların da içinde olduğunu bilmekteyiz" dedi.

Topbaş, Ümraniye'de, Üsküdar-Çekmeköy metrosunda tünel birleştirme töreninin ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Bir gazetecinin, Gezi Parkı'na ilişkin son gelişmeleri sorması üzerine Topbaş, Taksim'de maksadını çok aşan, bazı çevrelerin ekmeğine yağ süren, istismar edilen ve eylem boyutuna dönüşen bir olay yaşandığını ifade etti. 

Topbaş, yarınları karartmak isteyen bazı grupların olduğuna işaret ederek, Gezi Parkı'yla ilgili başta ortaya çıkan, önce masum görünen ancak arkasından bazı çevrelerce tetiklenmeye çalışılan, hatta uçları farklı noktalara giden bir sürecin görüldüğünü belirterek, şunları söyledi: 

"Gezi Parkı'nda bulunan orada tavırlarını ortaya koymak isteyen sanatçılar, mimarlar grupları ile oradaki halkın değişik kesimlerinden insanlarla, kanaat önderleri ve iş adamlarıyla görüşmeler yaptım. Şu ifade ediliyor. 'Başlangıçta Topçu Kışlası'nın inşatının başladığını ve bundan dolayı da ağaçları sökme girişiminde bulunduğunuzu zannettik' diyorlar. Halbu ki belediye meclisimizin oybirliği ile karar verdiği, halkımıza 6 ay kadar önce ilan ettiğimiz ve başlattığımız bir çalışmanın son bölümüyle ilgili. Bir yanlış anlaşılmanın, sosyal medya tarafından yaygınlaştırılan bir boyuta geldiğini görmekteyiz. Burada tabii ki işin farklı mecralara çekilmekte olduğunu, kent huzurunu ve barışını sarsacak, bütünlüğümüzü zedeleyecek amaçların da içinde olduğunu bilmekteyiz. Bizim bu kente Topçu Kışlası ile birlikte başta kent müzesi olmak üzere katkı sağlamak, turizmde önemli bir pay almak, kentin önemli bir destinasyonu olması açısından attığımız bir adımı, maalesef başka çevrelerce ve birtakım gruplarca farklı yönlere çekildini görmekten üzüntü duyduğumu ifade etmek istiyorum."

"İstanbul'da 14 milyonluk büyük aileyiz" diyen Topbaş, konuşmasını şöyle sürdürdü: 

"Tek umudum, güvencem, sevincim ve mutluluğum halkımızın kindar olmaması. Yani kin tutan bir millet değiliz. Tarihte hep bunu gördük. Burada çok iyi niyetlerle, kendisince bir çevre anlayışıyla buraya gelip, bir tavır ortaya koymaya çalışanlar, bize bazı çevreyle ilgili mesajlar verdiler. Bu kabulümüzdür. Ancak bizim bu kente çevre adına yaptıklarımız ne kadar dikkate alındı, algılandı?"

"Yaptığımız çevre çalışmaları için kimse teşekkür etmedi"

Haliç'in geçmişte bir bataklığa dönüştüğünü ve bazı çevrelerce "kurtarılamaz" denildiğini hatırlatan Topbaş, buranın temizlendiğini ve kültür vadisi haline getirildiğini anlattı.

Topbaş, bunu Başbakan Erdoğan'ın yaptığını, kendilerinin de İstanbul Boğazı'nın suyunu getirdiklerini, ancak çevrecilerden kimsenin kendisine bu çalışmalar adına teşekkür etmediğini ifade etti.

Kenti çok daha yeşil, çok daha güzel hale getiren bir anlayışı ortaya koyduklarını dile getiren Topbaş, şunları kaydetti: 

"Şunu da biliyoruz ki Peygamberimiz'in bir Hadis-i Şerif'in de 'Kıyamet koptuğunu görseniz dahi elinizde bir ağaç varsa dikiniz' talimatını da bilen insanlarız. Şehir daha yeşillendi ve yeşillenmeye devam edecek. Taksim'deki tespitlerimiz, çıkardığımız rölövelerle toplamda 563 ağaç var. Bunların 66'sını, Cumhuriyet Caddesi üzerindeki trafiği yer altına alırken, 40 santim çapındaki büyük ağaçları, üniversitelerimizin denetiminde, tekniğine uygun olarak oradan taşıdık. Bunu çevreciler gördü. Bunları Sadabat'a yeşillenmesi için diktik ve şu anda yeşillendi. Buna gidip de çevreciler 'Başkanım sağolun, bunları kurutmadınız, yaşattınız' da demediler." 

Topçu Kışlası olarak bilinen yapının bina olarak oturma alanının 7 bin 500,  top sahası olarak bilinen bölümün de 3 bin 500 metrekare olduğunu bildiren Topbaş, bunun bir AVM olmasının, o ölçeklere uymasının mümkün olmadığını vurguladı.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Topbaş, konuşmasını şöyle sürdürdü: 

"Ancak orada kafelerdir, birtakım turizm eşyaları satan yerler olabilir. Kast budur esasında. Ama maalesef bu farklı değerlendirildi. Sanki bir AVM inşatı değerlendirildi. Ben Taksim'de bir AVM'ye ihtiyaç olmadığını, televizyon konuşmalarımda da belirttim. Çünkü orada cadde mağazacılığı var. Beyoğlu'nun bu özelliğinin bozulmasını zaten istemeyiz. Diğer taraftan İstanbul'un bir kent müzesi yok. Ciddi bir ihtiyaç var. Taksim, Cumhuriyet Anıtı çevresi dahil takriben 100 bin metrekarelik bir alandır. Gezi Parkı 50 dönümlük bir arazidir. Buradaki ağaçlardan 89'unun taşınması gerekiyor. Bunlardan 12'sinin bilimsel roporlar var, bir başka yere taşındığı zaman tutma ihtimali zayıf deniliyor, çapları 50 santimetre üzerinde olduğu için. Diğerlerinde bu problem yok ve yine ağaçlar orada. Zaten Topçu Kışlası'nın bir kolu olan Cumhuriyet Caddesi'ndeki yapıların olduğu yerde zaten ağaç yok. Diğer kol basamakların üzerinde orada da birşey yok. Burada yapmak istediğimiz çevreye saygılı, halkında dolu dolu kullanacağı bir mekan oluşturmaktır. Bunun doğru olduğuna inanıyoruz. Çünkü uzmanlarımızla yaptığımız çalışmalar bu."