Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Genelkurmay Başkanlığındaki eylemlerle ilgili, sözde "Yurtta Sulh Konseyi" üyelerinin de aralarında bulunduğu 221 sanığın yargılandığı "çatı" davasında, teşebbüs faaliyetlerine katılmak üzere Akıncı Üssü'nden karargaha gelen 33 kişilik Özel Kuvvetler Komutanlığı (ÖKK) personeli arasındaki Hamza Er ve Hasan Sevimli'nin savunmaları alındı.

Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki duruşmada, ilk olarak olay tarihinde ÖKK'da teğmen rütbesiyle tim amir komutan yardımcısı olarak görev yapan Hamza Er'in savunması alındı.

Er, devre arkadaşı sanık Furkan Akbenli'nin 15 Temmuz 2016'da akşam mesaiden sonra tatbikat olduğunu, kendilerinin de katılacağını, ona da bunu tim komutanı Burak Keklik'in tebliğ ettiğini söyledi.

Mesaiden sonra 3-4 araçla Akıncı Üssü'ne gittiklerini, oradaki bir binada teçhizat kuşanmalarının emredildiğini, tatbikatlarda yanlarında bulunması yasak olduğu için telefonunu burada bıraktığını belirten Er, sanıklardan olay tarihinde albay olan Fırat Alakuş'un "tatbikatın Genelkurmay Başkanlığında gerçekleştirileceğini söylediği"ni kaydetti.

Genelkurmay nizamiyesine gelince otobüsten indiklerini, kendisinin kuzey nizamiye bölgesine gönderildiğini dile getiren Er, bir süre sonra eski Kara Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Salih Zeki Çolak'ın konvoyunun geçtiğini gördüğüne dikkati çekti.

"Araçta uyudum"

"Sonra silah sesleri geldi, helikopterler ve uçaklar alçak uçuş yapıyordu." diyen Er, bu sıralarda Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayından gelen askerlerin "emniyet aldığını" bildirdi.

Er, "Bir ÖKK personeline ne olduğunu sorduğumda, gerçek terör saldırısından bahsetti ve bunu Fırat Alakuş'un söylediğini belirtti. Sabaha doğru bulunduğum yerden iç tarafa yöneldim. Bir araçta Furkan Akbenli'yi gördüm, araca girerek uyudum. Sabah bir kişi ana binaya çağırdı. Gidince insanların şok içinde olduğunu, darbe yapıldığını öğrendim. Fırat Alakuş burada, irademiz dışında olaylar geliştiğini, bizim sadece emirleri yerine getirdiğimizi, ifade verdikten sonra birliğimize gideceğimizi söyledi." şeklinde bilgi verdi.

Darbeci olmadığını iddia eden Er, soruşturma aşamasındaki ifadelerini ise reddetti.

Mahkeme Başkanı Oğuz Dik, sulh ceza hakimliğine verdiği ifadeyi okudu ve burada "Sabahleyin rehinelerin başında nöbet tut." denildiğinden bahsettiğine işaret etti.

Er, "Rehine görmedim, başlarında nöbet de tutmadım." ifadesini kullandı.

Müşteki avukatlarından Muhammet Aydın'ın sorusu üzerine Er, Bülent Aydın'ın şehit edilişini görmediğini söyledi.

"Bir süre uyudum"

Akıncı Üssü'nden Genelkurmay Başkanlığına gelen ÖKK personeli arasında bulunan Hasan Sevimli de olaydan önce İstanbul'da senelik izinde bulunduğunu belirtti. Sevimli, 14 Temmuz saat 08.00 sıralarında kendisini arayan ve o tarihte üsteğmen olan sanık Turgay Er'in "Grup Komutanı Fırat Alakuş emriyle tatbikat olacağını, iznini bitirip birliğe dönmesini" istediğini aktardı.

Akıncı Üssü'ne gidince kamuflajları giymeleri ve şahsi eşyalar ile telefonları bırakmalarının istendiğini öne süren Sevimli, kamuflaj giydikten sonra çelik başlık, telsiz ve tabanca aldığını kaydetti.

Sevimli, "Otobüsle üsten hareket ettik. Otobüste Fırat Alakuş, Genelkurmay karargahına terör saldırısı olabileceğini, bizim de emniyet alacağımızı belirtti. Otobüsten inince benimle birkaç kişiyi kuzey nizamiyeye gönderdi. Nizamiyede oldukça kalabalık bir asker grup vardı. Ben burada Özel Kuvvetler personeliyle hareket ettim. Ağaçlık bölgede beklemeye başladık." diye konuştu.

Sevimli, gece yarısı sıralarında karargah binasına doğru gittiğini, bir saat kadar sonra kuzey nizamiye bölgesine döndüğünü anlatarak, şöyle devam etti:

"Burada toplanan sivilleri görünce şaşırdım. 'Asker kışlaya.' diye bağırıyorlardı. Sivillerden birkaç kişinin sorması üzerine Genelkurmay Başkanlığı ve karargahın emniyetini aldığımızı söyledim. Sabah saatlerinde emir üzerine grup komutanının bulunduğu yere gittik. Burada, 'Arkadaşlar ne olduğu belli değil. Savcı gelip ifade alacak, silah ve teçhizatı bir yere toplayalım.' dedi."

Sevimli, bu saatten sonra bir süre uyuduğunu savundu.

Başkan Dik'in sorusu üzerine Sevimli, darbe girişimini sabah 06.00-07.00 sıralarında öğrendiği ve kuzey nizamiye bölgesindeyken bazı personelin havaya ateş ettiğini gördüğü öne sürdü.

"Türkiye'nin yandığı bir gecede uyuyabilmeyi nasıl başardınız?"

Aydın, "O gece uyuyabilen iki sınıf var. Bir pilotlar bir de Özel Kuvvetçiler. Bu kadar ağır vakaların, neredeyse Türkiye'nin yandığı bir gecede uyuyabilmeyi nasıl başardınız?" sorusuna Sevimli, "Üzerimize mermi yağdığı sırada bile uyuyabiliyoruz. Doğu'da şartlar bunu gerektiriyor. Ben sabah teslim olunacağı söylendiği sırada uyudum. Ona da uyumak denmez, sızmak denir." şeklinde cevapladı.

Sevimli, müşteki avukatlarının, "İbrahim Karadağ, Furkan Çetiner, Osman Aktaş'ı niçin aradınız? Sadece siz çağrılmışsanız bu isimleri neye göre oraya götürdünüz?" sorusu üzerine, "Turgay üsteğmen, Osman ve İbrahim'i aramamı söyledi." dedi. Sevimli, bir başka soruyu yanıtlarken, Furkan Çetiner'i arayıp aramadığını ise hatırlamadığını bildirdi.

Sevimli, bir soru üzerine ateş sesleri duyduğunu ancak kuzey nizamiye bölgesinde şehit edilenleri görmediğini ileri sürdü.

Duruşmada, daha sonra sanıklardan Halis Ahmet Özer'in savunmasına geçildi.