Gebze İzmit Körfezi'nin kuzey yakasındaki inişli-çıkışlı İstanbul yolu, Gebze'den geçer. Gebze, binlerce yıldır İstanbul'u Anadolu'ya bağlayan bir anayolun önemli bir durağıdır. Bu yüzden İstanbul ne kadar eskiyse Gebze de o kadar yaşlıdır. Gebze otobüs bileti almak isteyenler Gebze'ye tikobilet yardımıyla gelebilirler. Eski adının "Dakibiza" ya da "Gebizeh" olduğunu bildiğimiz Gebze'yi biraz da meşhur eden Anibal'ın buradaki mezarı olmuştur. MÖ. 247 yılında 241 Kartaca'da doğan Anibal, 22 yaşında bileğinin hakkı ile general olduktan sonra, Kartaca ordularının başına geçmiş ve Roma şehrinin kaplarına dayanmıştı. O zamanlar dünyanın en güçlü devleti olan Roma İmparatorluğu, Anibal'ın önünde titrerken, Romalılar ustaca bir manevrayla bu tehlikeyi atlatmış, yenik düşen Anibal, güçlükle Anadolu'ya sığınmıştır. O günlerde, İzmit ve çevresine egemen olan Bitinya Kralı Prussios, Anibal’ı danışman olarak yanında alıkoymuş, onu Romalılar'a karşı silah olarak kullanmıştır. Prussios'un ölümünden sonra oğlu tahta geçmişse de, Anibal için artık tüm umutlar sönmüştür. Bugün, Dil iskelesi'nin bulunduğu yerdeki Libyssa şehrine çekilerek bir şatoya kapanmış, kısa bir süre sona MÖ. 183 yılı baharında şatonun Romalı askerler tarafından sarıldığını görünce, parmağındaki yüzüğünde taşıdığı zehiri içerek intihar etmiştir. Bitinya Kralı II. Prussios Kartacalı Anibal'ı, burada bir tepeye gömdürmüş, anıtsal bir mezar yaptırmıştır. Anibal'ın bir roman gibi sürükleyici, maceralı yaşantısını araştıranlar, Gebze'de onun kaybolan mezarını hep aramış durmuşlardır. Son yıllarda Anibal'ın mezarı üzerine bir anıt yaptırma çabası vardır. Gebze böylelikle adını bir kez daha dünyaya duyuracaktır. Gebze'de Anibal'ın mezar anıtı 11. yüzyılın sonlarına doğru Selçuklular, Gebze'ye kadar uzanmışlarsa da, şehir kesin olarak Orhan Gazi zamanında Osmanlılar'a geçer. Orhan Gazi, 1323 yılında ilk olarak burada bir cami yaptırır. Akçakoca oğlu İlyas Çelebi de ikinci bir cami daha yaptırarak Gebze'ye Osmanlılar'ın ilk damgasını vururlar.

www.tikobilet.com ile Gebze

Gebze bundan sonra Gebze olmaya başlar, şehir mimarî eserlerle süslenir. 16. yüzyılda Kanunî Sultan Süleyman'ın veziri Çoban Mustafa Paşa, emekli olduktan sonra, Gebze'ye gelir, yerleşir. Varını-yoğunu Gebze'nin 242 imarı için harcar. Önce büyük bir cami yaptırır, sonra medrese, imaret, kervansaray, kütüphane, hastane gibi toplum yararına yeni binalar yaptırarak büyük bir külliye kurar. 1537 yılında öldüğü zaman vasiyeti gereğince, külliye içinde yaptırdığı türbesine gömülür. Çoban Mustafa Paşa, Gebze'de adını anıtlaştırdı-can sonra. Gebzeliler de boş durmazlar. 16. yüzyıldaki büyük yer sarsıntısından sonra Gebze'yi yeniden kurar, çoğu bir sanat eseri olan konaklara sessizlik iner. Eski Gebze evlerinden çoğu bugün de ayaktadır. Fatih'in Ölümü Gebze de geçen tarihî olaylardan biri de. Fatih Sultan Mehmed'in burada ölümüdür. Fatih Sultan Mehmed, Dulkadiroğulları üzerine bir sefer yapmak için 1481 yılı baharında Üsküdar'a geçer, burada rahatsızlanarak birkaç gün kalır. Daha sonra ordusuna hareket emri verir. Gebze'ye yakın Hünkâr Çayırı denen yere geldiği zaman hastalığı artar. Burada iken 4 Mayıs 1481 Perşembe günü elli iki yaşında ölür. Tarihçi Aşıkpaşazade'ye göre, Fatih ayağından rahatsızlanmış, doktorların tavsiyesine uyarak kan aldırmışsa da, acıları dinmemiş, Gebze'ye geldiği zaman ateşi düşürmek için şerbet verilmiş, şerbeti içtikten kısa bir süre sonra da sçn nefesini vermiştir. Fatih'in ölümü ordudan gizlenmişse de acı haber az zamanda duyulmuş, bazı karışıklıklar olmuştur. Yavuz Sultan Selim, İran seferinden dönüşte, 1515 yılı Temmuz ayında Gebze'de bir süre dinlenir, sonra Dil İskelesi'ne inerek, buradan kayıkla Topkapı Saray'ına gider. Bu Dil iskelesinin bugün de söylenen bir efsanesini, bizim tatlı dilli, hoş-sohbet Evliya Çelebi anlatır. Dil İskelesi Efsânesi Orhan Gazi devrinde karış karış Anadolu'yu gezen dervişlerden bir derviş buraya gelir, gemicilere: - Oğullar.... Beni karşıya geçiriverin, diye rica eder. Kimse aldırmaz, bunun üzerine derviş: - Siz geçirmezseniz, Tanrının izniyle biz geçeriz, diyerek, eteğine toprak doldurur, denize yürür. Toprağı denize döktükçe, deniz kara olur. Böylece bir süre ilerler. Gemiciler bu durumu görünce telaşlanır, peşinden koşarlar: - Aman Pirim... Etme, gitme... Biz ettik sen eyleme... Körfez dolarsa, nice olur halimiz.. Kısmetimiz kapanır, kırılır dalımız. Gel bizimle gemiye, geçelim karşıya diye yalvarırlar. Derviş yalvarmalarına dayanamaz. Yolun yarısında gemiye biner, karşıya geçer. Denize dil gibi uzanan bu kara parçasına, o günden sonra Dil İskelesi derler. Gebze başta olmak üzere tüm şehirlere otobüs biletleri tikobilet.com ile anında cebinizde olacaktır.