Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, sanıklara tek tip kıyafet düzenlemesine ilişkin, "Rengi konusunda bir belirsizlik yok ama kapsamıyla ilgili konuda bir yasal düzenleme ihtiyacı olduğunu ben de düşünüyorum. Bakanlık üzerinde çalışıyor, o çalışmayı hükümetimizle paylaşacak. Ondan sonra son şekli verilecek. Muhtemelen önümüzdeki süreçte çıkacak kanun hükmünde kararnamelerden birine o düzenleme konulabilir." ifadelerini kullandı.

Başbakan Yardımcısı Bozdağ, "Devletin yönetim şekli olan cumhuriyetin nitelikleri, resmi dili, başkenti, milli marşı yani devletin kimlik bilgileri çok nettir ve bunlar sadece anayasanın kuralı değil, aynı zamanda 80 milyon milletimizin ortak değerleridir. AK Parti'nin de hükümetimizin de benimsediği temel esaslardır." dedi.

Bozdağ, TRT Genel Müdürlüğünde gazete ve televizyonlarıAnkara temsilcileriyle bir araya geldi.

Bir temsilcinin, Fırat Kalkanı Harekatı'nı anımsatıp, Suriye sınırında yeni bir operasyonun söz konusu olup olmadığını sorması üzerine Bozdağ, şunları söyledi:

"Suriye'de olup biten her şey, Türkiye'nin hem sınır güvenliği hem de ulusal güvenliği bakımından büyük önem arz etmektedir. Sınırlarımızın ötesinde yaşanan istikrarsızlıklar, çatışmalar ve diğer hadiseler Türkiye'yi her açıdan doğrudan ilgilendirmektedir. Dünyanın binlerce kilometre ötesinden gelen ülkeler burada birtakım değerlendirmeler yaparken, 910 kilometre sınırı olan Türkiye'nin yanı başında olup bitenlerle ilgilenmemesini kimse beklememelidir."

Bozdağ, Türkiye'nin, bugüne kadar ulusal güvenliği bakımından gerekli adımları yeri geldiği zaman atmakta tereddüt etmediğini, bundan sonra da etmeyeceğini vurgulayarak, şöyle devam etti:

"Türkiye bölgede huzur, istikrar ve siyasi çözümün olması ve çatışmaların sona ermesi, kalıcı barışın tesis edilmesi için üzerine düşenleri bugüne kadar fazlasıyla yaptı, bütün uluslararası güçleri bölgede doğru adımlar atması konusunda uyardı. Bundan sonra da uyarmaya devam edecektir. Şu anda Rakka'da terör örgütü DEAŞ'a karşı yürütülen bir operasyon var. Bu operasyon elbette önemli bir operasyon. Türkiye, DEAŞ terör örgütünün bölgeye yaşattığı acıların ve istikrarsızlandırmanın meydana getirdiği sonuçların farkındadır ve bunu sona erdirmek için DEAŞ ile dünyada en samimi, en etkin ve en kararlı mücadele eden tek ülke Türkiye'dir. Çok net söylüyorum; hem ülkemiz içerisinde hem sınırlarımız ötesinde DEAŞ terör örgütüyle amasız, fakatsız, lakinsiz ve tereddütsüz bir mücadeleyi Türkiye vermektedir. Fırat Kalkanı Harekatı bu açıdan da son derece önemli bir görev ifa etmiştir. Ama bizim söylediğimiz hep şudur; bir terör örgütüyle mücadele ederken taktiksel niyetler ve düşüncelerle de olsa başka bir terör örgütünün kullanılması fevkalade yanlıştır."

"Türkiye bölgedeki çıkarlarını korumak için hadiseleri takip ediyor"

Bozdağ, ABD'nin terör örgütü DEAŞ bertaraf etmek için tartışmasız terör örgütü olan PYD/YPG'yi kullanmasının, büyük ve vahim bir hata olduğunu ifade ederek, "Biz bunu her defasında ifade ettik. Bundan sonra da ifade etmeye devam edeceğiz. Sınırlarımızın ötesinden gerek Afrin'den gerekse de başka bölgelerden Türkiye'ye dönük her türlü eylem, her türlü saldırı anında karşılık bulacaktır. Bunu her defasında ifade ettik. Nitekim zaman zaman ülkemize dönük oradan tacizler olduğunda anında misliyle mukabele edilmiştir, bundan sonra da misliyle mukabele etmeye devam edileciktir. Türkiye bölgedeki çıkarlarını, bölgenin huzur ve barışını korumak için bütün hadiseleri yakından takip ediyor, bundan sonrada takip etmeye devam edecektir. Ülkemizin ve bölgemizin çıkarlar için gerekli adımları atmakta da tereddüt edilmeyecektir. Hangi adım ne zaman atılır, nasıl atılır buna dair değerlendirmeleri devletimizin ilgili birimleri, hükümetimizin bakanları, Sayın Başkanımız ve Cumhurbaşkanımız yapıyorlardır." diye konuştu.

"Bizim vazifemiz Türkiye devletini korumaktır, yaşatmaktır"

Başka bir temsilcinin Ayhan Oğan'ın açıklamalarını anımsatması üzerine Bozdağ, "Sayın Cumhurbaşkanımızın görüşleri çok net; 'tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet'. Sayın Cumhurbaşkanımızın, Genel Başkan olmasıyla da AK Parti kongre delegeleri bu ilkeleri AK Parti'nin tüzük kuralı haline getirdi. Bugün, 'tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet' ilkesini parti tüzüğüne koymuş yegane parti AK Parti'dir. Bu yüzden bizim görüşlerimiz burada çok net. Sayın Cumhurbaşkanımızın görüşleri burada çok net, hükümetimizin görüşleri de burada çok nettir." dedi.

Türkiye Cumhuriyeti devletinin, Türk milletinin binlerce yıldır süren devlet geleneğinin son temsilcisi ve son devleti olduğunu vurgulayan Bozdağ, şunları söyledi:

"Devletin yönetim şekli olan cumhuriyetin nitelikleri, resmi dili, başkenti, milli marşı yani devletin kimlik bilgileri çok nettir ve bunlar sadece anayasanın kuralı değil, aynı zamanda 80 milyon milletimizin ortak değerleridir. AK Parti'nin de hükümetimizin de benimsediği temel esaslardır. Biz bunun her tarafta, her yerde her şekilde ifade ettik. Ortaya koyduğumuz siyaset anlayışıyla da yaşam tarzımızla da bunu tescilledik. AK Parti'nin içinden çıkan cumhuriyet hükümetinin veya AK Parti kadrolarının devletle sorunu varmış gibi gösterilmesi AK Parti'ye ve bu kadrolara yapılan çok büyük saygısızlıktır, çok büyük bir haksızlıktır. Böyle bir şey olamaz. AK Parti bugün Türkiye'nin birleştirici gücüdür. Türkiye'nin her yerinde oy alan, Türkiye'nin her yerinde siyaset yapabilen, Türkiye'nin her yerinde Ankara'da konuştuğu gibi konuşan yegane parti, AK Parti'dir. Bu açıdan baktığımızda da partimizin Türkiye'nin her tarafından ortaya koyduğu bu siyaset, Türkiye'yi birleştiren, bütünleştiren bir siyasettir. Siz AK Parti'yi Türkiye'nin siyasetinden çektiğinizde ortaya çıkacak haritayı gözünüzün önüne getirin… Türkiye'nin her yerini kucaklayan, her yerini birleştiren AK Parti'dir. Dolayısıyla AK Parti içerisinden çıkan hükümetimiz, Türkiye'nin her yerinin, her ilinin, her ilçesinin, beldesinin, köyünün, milletimizin tamamının ve devletimizin hükümetidir. Bizim vazifemiz de devletimizi ve milletimizi her alanda her geçen gün daha güçlü kılmak, daha ileri götürmek ve bunun için gece gündüz demeksizin çalışmaktır. Bizim devletimiz vardır ve adı Türkiye devletidir. Bizim vazifemiz Türkiye devletini korumaktır, yaşatmaktır. Her alanda geliştirmek ve güçlendirmektir."

"Bir algı operasyonu oluşturma çabalarını da görüyoruz"

Devletin daha iyi yönetilmesi ve vatandaşa daha iyi hizmet sunulması konusunda herkesin farklı görüşlere sahip olabileceğini dile getiren Bozdağ, partilerin de bunun için var olduğunu vurguladı.

Bozdağ, seçmelerin farklı görüşleri değerlendirerek partiler arasında tercihte bulunduğunu belirterek, şunları kaydetti:

"Partilerin dışında siyaset yapmayan insanların da Türkiye'nin daha iyi yönetilmesi ve vatandaşa daha iyi hizmet sunulması hakkında farklı görüşleri olabilir. Onlar da bu görüşlerini özgürce ifade edebilmeli ve ifade edilen bu görüşler o çerçevede değerlendirilmeli kendi içerisinde ama AK Parti'nin görüşlerini oluşturan veya hükümetin görüşlerini oluşturan mekanizmalar bellidir. Bu mekanizmaların dışında hükümetin görüşü gibi görüşleri kimse oluşturamaz. Partinin görüşü gibi de görüşleri kimse oluşturamaz. O görüşler, görüşü ifade edenin görüşü olur. Bir tartışma konusu olabilir ve değerlendirme konusu olabilir. Ama bu hükümete mal edilemez. Maalesef gördüğümüz şey şu; AK Parti bakanlarının veya Başkanımızın, hükümetimizin herhangi bir üyesinin yapmadığı değerlendirmeyi veya çalışmayı ya da partiden bir yetkilinin yapmadığı bir değerlendirme ve çalışmayı partinin görüşü veya hükümetin görüşü gibi çarpıtma, bir algı operasyonu oluşturma çabalarını da görüyoruz."

Tek tip kıyafet düzenlemesi

Başbakan Yardımcısı Bozdağ, sanıklara tek tip kıyafet düzenlemesine ilişkin, "Rengi konusunda bir belirsizlik yok ama kapsamıyla ilgili konuda bir yasal düzenleme ihtiyacı olduğunu ben de düşünüyorum. Bakanlık üzerinde çalışıyor, o çalışmayı hükümetimizle paylaşacak. Ondan sonra son şekli verilecek. Muhtemelen önümüzdeki süreçte çıkacak kanun hükmünde kararnamelerden birine o düzenleme konulabilir." ifadelerini kullandı.

"Kılıçdaroğlu, 2019'da adaylık için zemin hazırlıyor"

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun Maltepe mitingine ilişkin değerlendirmede bulunan Başbakan Yardımcısı Bozdağ, "Benim kanaatim kendisi 2019'da adaylık için zemin hazırlıyor. Bu mitingi de adaylığının ilk ilan adımıdır. Orada muhafazakar kesime, başka kesimlere mesaj veriyor. 'Ben sizin hepinizin hamisi olacağım' diyor. Adalet mitingi değil kesinlikle adaylık mitingiydi. O, adaylık mitingi, çok açık yani." ifadelerini kullandı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Focus dergisine verdiği demecin ve tepkilerin sorulduğu Bozdağ, şu ifadeleri kullandı:

"Türk turizmine bir bomba attığı gibi Türk ekonomisine de bir bomba atmaktır bu çünkü Türkiye'de istedikleri siyasal değişimi sağlamayı başaramayan çevreler en son darbe teşebbüsüyle bunu silahlı kuvvetlerin içerisindeki FETÖ'cü unsurlarla beraber yapmak istediler ama başaramadılar. Milletimizin, medyamızın, toplumun her kesiminin gayretiyle buna engel olundu." 

Türkiye'nin ekonomisi, turizmi ve dünyada güçlü olmasını sağlayan göstergelerini kötüye götürmek için büyük bir gayret ve çabanın her alanda olduğunu belirten Bozdağ, şöyle devam etti:

"Buna rağmen Allah'a şükür ülkemizin ekonomisi gayet iyi seyrediyor. Her alanda güçlü ve olumlu değişmeleri görüyoruz. Türkiye'nin yaşadığı son 3 yıldaki hadiselere bakın, 2013'ten alalım. Gezi olaylarına, 17-25 Aralık'a, MİT tırlarına bakarsanız... 2014'te iki tane seçim yaşadık, arkasından 2015'te iki tane seçim, hendek terörü, Rusya'nın uçağının düşürülmesi ve arkasından 15 Temmuz 2016 darbe teşebbüsü... Bütün bu olumsuzlukların Türkiye'de olduğunu düşünün, seçimler hariç. Onlar bizim demokrasimizin olgunluğunun göstergesidir ama diğer alanlara baktığınızda bir kirli oyunun birer parçaları olduğunu görüyoruz."

Suriye ve Irak'ta yaşananları örnek vererek Türkiye'de 3 milyon mülteci bulunduğunu aktaran Bozdağ, "Bütün bunları değerlendirdiğimizde Türk ekonomisinin bugün içinde bulunduğu şeyi daha iyi görüyoruz. Bütün bunlara rağmen Allah'a şükür güçlü bir ekonomimiz var. Her türlü olumsuzluğa karşı direnç kat sayısı yüksek bir ekonomimiz var. Kılıçdaroğlu'nun Almanlarla beraber politika üretmesine karşı da direnci yüksek bir ekonomimiz var." dedi.