Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine ErdoğanMyanmar'ın Kuzey Rakhayn eyaletindeki insanlık dramına dikkati çekmek ve Bangladeş'e sığınmak zorunda kalan Arakanlı Müslümanlara yardım ulaştırmak üzere gerçekleştirdiği Bangladeş ziyaretinin ardından, dünya liderlerinin eşlerine uluslararası toplumu harekete geçirme konusunda iş birliği teklifi içeren bir mektup kaleme aldı. 

Dünya liderlerinin eşlerine gönderilen Emine Erdoğan'ın mektubu, "Değerli Hanımefendi, şahsınızı ve ülkeniz halklarını en kalbi duygularla selamlayarak, geçtiğimiz hafta Bangladeş'e yaptığım ziyarete dair duygu ve düşüncelerimi sizinle paylaşmak istiyorum." cümlesiyle başlıyor.

Emine Erdoğan, Myanmar'ın köklü geçmişe sahip topluluklarından birisi olan Rohingya Müslümanlarının son günlerde şiddetlenen bir baskıyla karşı karşıya olduğuna dikkati çekti.

On yıllardır seçme-seçilme hakkı dahil siyasi ve toplumsal haklardan mahrum, zor koşullarda yaşayan bu topluluğun şimdi ölmekle komşu bir ülkeye sığınmak arasında bir tercih yapmak durumunda bulunduğuna vurgu yapan Emine Erdoğan, 25 Ağustos'tan bu yana binden fazla insanın hayatını kaybettiğini, yüz binlerce sivilin de Bangladeş'e sığınmak zorunda kaldığına işaret etti.

"Türkiye konuyla diplomatik ve insani açıdan yakından ilgilenmektedir"

Emine Erdoğan, geçen hafta Bangladeş-Myanmar sınırında bulunan Kutupalong mülteci kampına yaptığı ziyaretin kendisini derinden etkilediğini belirterek, mektubunda şu ifadelere yer verdi:

"Uluslararası kamuoyunun kulağını tıkadığı ve görmemeyi tercih ettiği bu insanlık dramının çağdaşı olmak gerçekten utanç vericidir. Evi yakılmış, tecavüze uğramış, çocukları ve eşleri gözleri önünde öldürülmüş nice kadının hikayesini dinlemek heyetime ve bana büyük acı vermiştir. İlk etapta, 1000 ton insani yardım ulaştırdığımız kamplardaki kadınların ve çocukların çaresiz bakışlarını sanırım hiç unutmayacağım.

2012 yılında da ziyaret ettiğim Myanmar'da sık sık tekrarlanan bu insani krizin kalıcı çözüme kavuşturulması gerekmektedir. Türkiye konuyla diplomatik ve insani açıdan yakından ilgilenmektedir. Ne yazık ki yaşananlar, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin 'ırkı, cinsiyeti, dili, dini, görüşleri ve kökenleri ne olursa olsun, herkesin insan haklarının devletler tarafından korunması zorunluluğu'nu içeren ikinci maddesini açıkça ihlaldir."

"Bir anne, bir kadın ve bir insan olarak..."

Emine Erdoğan, mektubunda, "Bir anne, bir kadın ve bir insan olarak, hiçbir etnik ve dini ayrım yapılmaksızın, herkesin birlikte insanca yaşayabildiği bir dünya tesis etmek zorunda olduğumuzu düşünüyorum. Bu bağlamda, lider eşleri olarak sürece olumlu katkı sağlayacak insani çabalarda buluşabilmeyi ve böylelikle uluslararası toplumu harekete geçirebilmeyi umud ediyorum." değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'nin dünyanın en büyük ikinci insani yardım sağlayıcısı olduğuna dikkati çeken Emine Erdoğan, 3 milyon Suriye ve Iraklıya ev sahipliği yapmakla beraber ırkı ve inancı ne olursa olsun, dünyanın tüm mazlumlarına devlet kurumları ve sivil toplum kuruluşları kanalıyla her zaman el uzatma kararlılığında olduklarını vurguladı.

Emine Erdoğan, 2012'de ve geçen hafta yapılan ziyaretlerin de bu kararlığın bir göstergesi olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, mektubunu, "Bu duygu ve düşüncelerle, dünya barışını gerçek anlamda kurabileceğimiz günler özlemiyle, selam ve saygılarımı sunuyorum." ifadesiyle tamamladı.