Diyanet İşleri Başkanlığınca hazırlanan "Dini İstismar ve Tedhiş Hareketi DEAŞ" raporunda, "DEAŞ ve benzeri yapılarla köklü bir mücadele yalnızca güvenlik tedbirleriyle yürütülemez. Dolayısıyla DEAŞ'in oluşturduğu dışlayıcı ve ötekileştirici dini söyleme karşı, kapsayıcı ve kucaklayıcı bir ifade biçimi geliştirmek için başta İslam ümmetine rehberlik edecek alimler olmak üzere, herkese önemli rol düşmektedir." ifadelerine yer verildi.

Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığınca hazırlanan raporun giriş bölümünde, bu örgütle ilgili 2015'te, örgütün ideolojisi ve fikri yapısı hakkında bilgi veren bir rapor hazırlandığı hatırlatılarak, bu çalışmanın ise örgütün İslam anlayışını ve dini metinlere yaklaşım biçimini incelemeyi amaçladığı belirtildi.

Raporda şu ifadelere yer verildi:

"Modern dönemin şiddete dayalı bir ürünü olan DEAŞ yapılanması, bazı yönlerden geleneğimizdeki kimi gruplarla yüzeysel benzerlikler gösterse de kendisini meydana getiren şartlar içerisinde doğup gelişmiş olan, nesebi ve nispeti belli olmayan bir yapılanmadır"

"DEAŞ benzeri örgütler, siyasi, ekonomik ve toplumsal adaletsizlik ve uluslararası güç savaşlarının ve buna bağlı şartların modern zamanlarda ürettiği bir olgudur. Bu yapıların dini bir anlayışın ya da İslam'ı şöyle veya böyle yorumlamanın bir sonucu ve ürünü olarak değerlendirilmesi doğru değildir"

"İslam ülkelerindeki siyasi iktidarların, dini konularda toplumun ihtiyaç ve taleplerini dikkate almaları, İslam'ı uygulama adına ortaya çıkan bu tür örgütlerin istismarlarına imkan verilmemesi açısından önem taşımaktadır"