İSTANBUL - Merkez üssü Gölcük olan 17 Ağustos 1999 Marmara depreminde 4,5 saat enkaz altında kaldıktan sonra kurtarılan ve beton bloklar arasında boynu yan yatmış fotoğrafıyla depremin "sembol kızı" olan 33 yaşındaki Ömür Kınay, akademisyen olmaya hazırlanırken, 14 yıldır süren davasının tamamlanması için uğraşıyor.

Depremden yaklaşık bir hafta önce taşındıkları Sefaköy'deki evde enkaz altında kalan ve yanı başında annesini kaybeden Ömür Kınay, 4,5 saat enkaz altında kaldıktan sonra beton bloklar arasına sıkışan saçlarının kesilmesiyle kurtarıldı. Beton bloklar arasında boynu yan yatmış fotoğrafıyla depremin "sembol kızı" olarak hafızalara kazınan Kınay, tekerlekli sandalyeye mahkum olmasına rağmen yılmadı ve üniversite, ardından da yüksek lisansı derece ile bitirdi. Hayatı dolu dolu yaşayan Kınay, şimdi de bir yandan doktora yapmaya hazırlanırken bir yandan da sorumlular hakkında açtığı davasının sonuçlanması için mücadele veriyor.

Kınay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, depremin ardından engelli olunca 2005'e kadar hiçbir yerde eğitim almadığını, bu tarihten sonra üniversite okumaya karar verdiğini ancak Türkiye'deki üniversitelerin alt yapılarının engelliler için uygun olmaması nedeniyle zorlandığını söyledi. 

Sınava girdikten sonra yüzde 100 burslu olarak Beykent, Kadir Has ve Kültür üniversitelerini kazandığını dile getiren Kınay, yerleştiği Kültür Üniversitesi Sanat Tasarım Fakültesi İletişim Tasarımı Bölümü'nü, ardından da aynı okulda yaptığı yüksek lisansını derece ile bitirdiğini anlattı. 

Engelli olmasına rağmen hayata asla küsmediğini dile getiren Kınay, "İngilizce öğrenmek için İngiltere'ye gittim ve 18 ay Brighton kentine kaldım. Yüksek lisansım yeni bitti. Şimdi doktoraya hazırlanıyorum. Akademisyen olmak için sınavlara girdim. Şimdi onun sonuçlarını bekliyorum" dedi.

"Engelli yaşamını projelerime yansıtıyorum"

Ömür Kınay, özellikle ilk yıllarda engelli olmanın zorluklarını fazlasıyla yaşadığını aktararak, şöyle devam etti:

"İlk 2 yıl çok kötüydü. Üniversiteye girdim. Gezmek ya da proje için bir yere gideceksin, otobüse, vapura binemiyorsun. Sürekli zorluk. Arkadaşlarından geri kalıyorsun. Onlardan 10 adım geridesin. Ancak arkadaşlarım, tanıdıklarım çok yardımcı oldu. İlk yıllarda engellilere uygun bir hayat yoktu Türkiye'de. Sonradan yavaş yavaş düzelmeye başladı. Şimdi bayağı bir gelişme oldu. Bütün bu süreci yaşadım. Üniversite okurken değişik Avrupa ülkelerine gittim. İngiltere'de 18 ay yaşadım. Avrupa'da engelliler için çok kolaylıklar var. İki yerdeki engelli yaşamını bizzat tecrübe ettim. Bunların hepsini yaşadığım için yaptığım tüm projelere, makalelere engelli yaşamını yansıtıyorum. Yaptığım projeleri mutlaka engelliliğe bağlıyorum."

 14 yıldır davası bitmedi

Depremin ardından bazı depremzedelerle açtıkları davanın 3 yıl önce zaman aşımından kapandığını belirten Kınay, şu bilgileri verdi: 

"Şahsi olarak sorumlular hakkında açtığım ve 14 yıldır devam eden bir davam var. Hala sonuçlanmadı. Çok avukat değiştirdim. Engelli olup olmadığıma karar vermek için mahkeme beni davadan 6 yıl sonra Adli Tıp'a gönderdi. Yalnız şöyle bir gariplik var, zaten 2002'te Şişli Etfal Hastanesi'nde kurula girip, yüzde 45 engelli raporu almıştım ama mahkeme hala bunu kabul etmiyor. Hala davam devam ediyor. Bekliyoruz. Sonucu ne olacak hala bilmiyorum."