İSTANBUL - Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekan Vekili ve Anayasa Hukuku Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hasan Tahsin Fendoğlu, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine getirilen "otoriterleşme" veya "sultanlık rejimi" eleştirilerine, "5 yılda bir halkoyu ile gelecek ve yüzde 50 güvenoyu alabilecek bir lider ya da yönetim nasıl diktatoryal veya sultanlık rejimi olur. Yeni sistemle cumhuriyet ve demokrasi daha da taçlanacak." şeklinde cevap verdi.

Fendoğlu, 16 Nisan'da halkın oyuna sunulacak cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine ilişkin, AA muhabirinin sorularını cevapladı.

Devletin, parlamenter sistemin yavaş işleyişinden kaynaklanan hantallaşan yapısından bir an önce kurtulması, daha hızlı ve etkin kararların alınabileceği bir sisteme kavuşması gerektiğini vurgulayan Fendoğlu, parlamenter sistem nedeniyle tıkanan ve sistemin işleyişini zorlaştıran birçok sorunun, yeni sistemle çok daha ivedilikle çözüleceğini aktardı. 

"Halk daha etkin olacak"

Yeni sistemle ilgili, bilimsel temeli bulunmayan, algı oluşturmak için yapılan yorumların gerçekle bağlantısı olmadığını vurgulayan Fendoğlu, yeni sistemin cumhuriyeti ve demokrasiyi taçlandıracağını, yönetim yetkisinin Meclis'ten, milletvekillerinden alınıp halka verileceğini ifade etti.

Prof. Dr. Fendoğlu, yeni sistemde halkın daha da etkin olacağına dikkati çekerek, "Cumhuriyet halkın idaresidir. Demokrasi halkın gücü demektir. Yeni sistemde halkın gücü daha fazla olacak." dedi.

Yeni sistem, Türkiye'ye daha etkin bir yürütme modeli getirecek. Cumhurbaşkanı kanun önerisinde bulunmayacak. Meclis ve vekiller kendi tekliflerini kendileri yasallaştıracak. Meclis'in, komisyonların ve genel kurulların çok daha güçlendiği, etkinleştiği modern bir sistem olacaktır.

Cumhurbaşkanının daha önce sorumluluğu yoktu. Yeni sistem cumhurbaşkanına ciddi sorumluluklar yüklüyor. Örneğin görevinden dolayı (görevden ayrılmış olsa dahi) cumhurbaşkanının yargılanması yolunu açıyor. Bunu da Meclis yapacak. Oysa şu anda Meclis'in cumhurbaşkanını sorgulama, soruşturma ya da yargılama yetkisi yok. Meclis'in bu kadar etkin ve güçlü olduğu bir sistemde 'diktatörlük', 'tek adamlılık' tartışması yapmak büyük haksızlık."

"Tarihi birikimimizle yeni bir sistem oluşturmamız zor değil"

Prof. Dr. Fendoğlu, Türkiye'nin kendisine özgü bir yönetim şekli, yeni bir sistem oluşturması zorunluluğu bulunduğuna vurgu yaparak, Türkiye'nin enerjisini boş yere harcamaması gerektiğini, yeni sistem için yeterince özgüven ve tecrübe sahibi olduğunu kaydetti.

Türkiye'nin gerek anayasal gerek siyasal birikim açısından yeterince tecrübeli olduğunu belirten Fendoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Şu ana kadar meclis hükümeti, parlamenter, karma gibi birçok sistemi denedik. Dolayısıyla Türkiye'nin kendine özgü yeni bir sistem arayışı son derece doğal bir talep. Bizim bir de Cumhuriyet ve Osmanlı devleti birikimimiz var. Tarihi birikimlerimizden yararlanıp, yeni bir sistem oluşturmamız zor değil. Geçmiş siyasal birikimlerimizi yeniden yoğurup, yeni bir sistem oluşturmamız son derece doğal. Bir başka ülkeyi taklit etmemizin de hiçbir anlamı yok. Kendi tecrübelerimizle oluşturacağımız bu sisteme; Türk tipi sistem ya da Türk tipi cumhurbaşkanı sistemi diyebiliriz. Tarihsel, felsefi ve sosyolojik olarak yeni cumhurbaşkanlığı sistemi, Türk toplum yapısına uygulanabilir."

"Anayasa değişikliği detaylandırılmalı"

Prof. Dr. Fendoğlu, anayasanın 18 maddesinin değiştirilmesinin yeterli olmadığını belirterek, daha demokratik bir ülke için yeni değişikliklerin yapılması gerektiğini söyledi.

Siyasi Partiler Kanunu ve seçim kanunlarının revize edilmesinin demokratikleşmeyi ve Meclis'in etkinliğini daha da arttıracağını ifade eden Fendoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:

"Dolayısıyla şu andaki düzenlemenin nihai bir değişiklik olabileceğini söylemek de doğru değil. Aslında Türkiye'de düzenin daha da fazla demokratikleşmesi gerekiyor. Bu nedenle 18 maddelik Anayasa değişikliği daha da detaylandırılmalı. Demokratikleşme, halkın daha da özgürleşmesi konusunda muhakkak gerekli olan hükümler ve düzenlemeler yapılmalı."