TBMM  

AK Parti Grup Başkanvekili Naci Bostancı, 2019 Cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgili AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'de 16 Nisan'da sistem değişikliğinin gerçekleştiğini, bundan sonra Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi denilen; yerleşik alışkanlıkların, siyasi kültürün, yerleşik siyasal kadastroların dışında yeni bir durumla karşı karşıya olunduğunu ifade etti.

AK Parti'nin 2002'de yüzde 35 ile iktidar olduğunu, daha sonra yüzde 47 ve en son seçimde de yüzde 49,5 oy aldığını anımsatan Bostancı, şöyle devam etti:

"Artık iktidar olmak demek, yüzde 50'den fazla kesimle bağ kurmayı zorunlu kılan başarıyı sağlamak anlamına geliyor. Yeni sistemde iktidar olabilmek için yüzde 50'in üzerinde desteği bulmanız gerekiyor. İktidar vurgusu artık Mecliste değil, doğrudan Cumhurbaşkanı profilinin kendisinde, onun temsil niteliğinde, onun siyasal takdiminde, onun toplumla ilişki kurma biçiminde. Asıl iktidar ve muhalefet denkleminin teşekkül edeceği alan, Cumhurbaşkanı figürü."

AK Parti Grup Başkanvekili Bostancı, 2019 Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle üçüncü siyasal kadastro kademesinin teşekkül edeceğini vurguladı. 2019'a kadar olan 2,5 yıllık dönem içerisinde yavaş yavaş bu kadastronun teşekkül ettirileceğine değinen Bostancı, adaylar belli ise onların profilleri üzerinden bu kadastronun teşekkül edeceğini; belli değilse tanımlamalar, talepler ve arayışlar üzerinden böyle kadastro teşekkülüne uğraşılacağını bildirdi.

"Cumhurbaşkanı daha tahkim edici kadastro teşekkül ettirecektir"
Naci Bostancı, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bizim için, Sayın Cumhurbaşkanımızın aday olacağını tahmin edebiliriz. Yani; niyetimiz, kararımız, isteğimiz, arzumuz, talebimiz muhakkak bu istikamette olur. Sayın Erdoğan'ın kişiliği ve profili çerçevesinde kadastro teşekkül edecektir. Bu, AK Parti'yi de aşan kadastro olmak durumundadır. AK Parti, şu anda saha araştırmalarında yüzde 51-52 oranında oy oranına sahip görünüyor. Ama muhakkak Sayın Cumhurbaşkanımız çok daha geniş kesimlere hitap eden profille, önümüzdeki dönemde dili, tavrı, yaklaşımı, beyanları itibariyle daha tahkim edici kadastro teşekkül ettirecektir.

Muhalefet de aday arayışı içerisinde ve aday için çeşitli tanımların dile getirildiğini görüyoruz. Bu tanımlamalar yapılırken hem ideolojik kademe hem de partilere ilişkin kadastro kademesini hesaba katan akıl etmeyle daha toparlayıcı, farklı kesimlere sıcak gelecek, muhakkak milli, muhafazakar niteliklere de sahip ama sosyal demokrat ve solcuları da ürkütmeyecek değişik aday profili çizmeye çalışıyorlar. Latinlerin, 'tanımlamak tehlikelidir' diye bir sözü var. Tanımlamalar güzel olur da tabii ona uygun aday bulmak nasıl mümkün olabilir? Bütün bunları toparlayacak figür çıkar mı, onu göreceğiz."

"Sadece AK Parti'nin adayı gibi mütalaa edilmeyecektir"
"2019'da sadece AK Parti'nin adayı gibi bir tanımlama çerçevesinde konu mütalaa edilmeyecektir muhakkak." diyen Bostancı, Cumhurbaşkanının kişisel duruşu, profili ve bu çerçevede partilerin tabanlarına da hitap etme kapasitesi çerçevesinde konunun değerlendirileceğini belirtti.

Bostancı, "Sayın Cumhurbaşkanımızın sadece AK Parti'nin adayı diye ortaya çıkması beklenmez. AK Parti'nin nerede pozisyon alacağını elbette biliyoruz ama AK Parti'yi aşan çevreleri de mobilize edecek yaklaşım, program ve vizyon olacaktır." diye konuştu.

2019 seçimlerinde seçilebilmek için yüzde 50'nin üzerinde oy almak gerektiğine işaret eden Bostancı, şunları kaydetti:

"Yüzde 50 artı 1 yeterli oluyor ama adayın siyasal olarak yüzde 50 artı 1'i temin edebilmesi için yüzde 50'nin üzerinde kesime hitap etmesi gerekiyor. En azından yüzde 60-70'lik toplumsal kesime hitap eden yaklaşım sahibi olması gerekiyor. 2019'da mevcut durumdaki parti kadastroları tarafından tayin edilecek Cumhurbaşkanı adayı olmayacaktır. Onu aşacak, onun üzerine çıkacak, bütün topluma seslenecek, yaklaşımı, durduğu yer, kullandığı dil, geleceğe ilişkin vizyonu itibariyle çok daha geniş çevreleri kucaklayan profil olacaktır."