Bu yıl, Gelibolu Filmi Çanakkale Savaşlarının yıldönümüne damgasını vurdu. Ben bu filmi gördüm. Tolga Örnek tarafından hazırlanan film, beni hayal kırıklığına uğrattı dersem, doğruyu söylemiş olurum! Filimde Çanakkale Savaşlarında, Türk Ordusuna, Alman General Sander'in komuta ettiği belirtiliyor. Oysa, Çanakkale Muharebesini yöneten, düşmanı durduran ve "Çanakkale geçilmez"i başaran, Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'tür. Filim bir Dökümanter, galiba, birazda, tarafsız bir yansıtma ile, yabancıların da, Gelibolu olayına, dikkatlerini çekmeyi amaçlıyor. Çanakkale Savaşları, 250.000 kişinin öldüğü, güç şartlarda başarılmış, kanlı bir savaştır. Zaten, Atatürk'ün, "ben size savaşmayı değil, ölmeyi emrediyorum" sözü savaşın cesametini izah ediyor. Filim Çanakkale'deki savaş efektini vermekten uzak kalmış. Biz Türkler, adeta ikinci plana itilmişiz.

Biz Türkler, Çanakkale deyince, aklımıza Atatürk geliyor ve orada, bu vatan için canlarını feda etmiş olan, binlerce Şehit Askerlerimizi minnet ve şükranla anıyoruz.

Her yıl, Avusturalyadan, Yeni Zelandadan, İngiltereden binlerce ziyaretçi, Çanakkalede, yaşamlarını kaybetmiş Anzakların çocukları, Torunları geliyorlar. Bu yıl 50.000 kişinin geldiği ifade edildi. Bu aslında, önemli bir Turizm olayıdır. Bu olayı canlı tutmak ve sadece Gelibolu/Çanakkale Savaşları nedeniyle değil, Truva, Tarihi eserler ve Doğal güzellikler bakımındanda, yabancı konukları, bu bölgeye getirmek gerek.

Ancak, bildiğim kadarı ile Bölge, bir Antalya, Bodrum, Marmaris gibi, Turizm, alt yapısı bakımından yeterli değil. Çanakkale/Gelibolu Savaşları nedeniyle gelen, 45.000'i aşkın, Misafiri konaklatacak, yeterli, çağdaş tesisler, bölgede yok. Oysa, Turizm, olaylar kadar, yani, Tarih, Doğa, Eski Eserler, Güneş, Deniz kadar, Ulaşım, Otel, Motel, Tatil Köyü, yani Tesis ve alt yapı demektir. Özellikle Antalya, Marmaris, Bodrum, Çeşme, Kuşadası, Sn. Turgut Özal sayesinde, büyük aşamalar kaydetti. Diğer yöreler, hatta İstanbul bile yetersiz. Özal, bir görüşmemizde, "İstanbul"a daha, 20 adet beş yıldızlı, (de lux) otel lazım demişti." Bu, durum hala geçerlidir.

İstanbul, bir çok Milletlerarası etkinlik, kongre ve toplantı için düşünülüyor. Ancak bir bakıyorsunuz tüm oteller dolu. Bende bir defasında böyle bir durumla karşılaştım. Yabancı Misafirlere, doğru dürüst otel bulamayınca, onları sokakta bırakmamak için, Harem'de, Denizcilerin kaldığı bir otele yerleştirmiş, ertesi sabahta, rezil olmuştuk!

Temennim, Ulaşım ve Konaklama Tesisi açısından, Gelibolu ve Çanakkale Bölgesininde yeterliliğe kavuşturulmasıdır.

Bu törenlere, her yıl olduğu gibi, bu yılda, yeni Zelanda, Avustralya, Başbakanları, Cumhurbaşkanları, Bakanlar, İngiltere Prensi katıldılar. Şafak Ayinini, Tüm Dünya heyecanla izledi. Böylesine önemli bir olaya katılan konukları, sokaklarda, uyku tulumlarında, parklarda yatırmaya hakkımız varmı, ayıp olmuyormu? (Tabii, anlayana). Çanakkale Valisinin konukları yatırmak için, çırpınışını ve çaresiz kalışını işittim. Konu, Devletin, Turizm Bakanının görevidir.

Ben Çanakkale deyince, Gazi Mustafa Kemal'in, 1934 yılında, kendi el yazıları ile yazdığı sözleri, huşu ile, hatırlarım.

Gazi diyor ki;

"Bu memleketin toprakları üstünde kanlarını döken kahramanlar! Burada, bir dost vatanın, toprağındasınız. Huzur ve sükun içinde uyuyunuz. Sizler, Mehmetçiklerle yanyana, koyun koyunasınız.

Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen Analar,

Gözyaşlarınızı dindiriniz. Evlatlarınız, bizim bağrımızdadır. Huzur içindedirler ve huzur içinde rahat rahat uyuyacaklardır.

Onlar, bu toprakta canlarını verdikten sonra, artık bizim evlatlarımız olmuşlardır."

Evet, Tüm Dünyanın bildiği, hayranlıkla andığı, Ruhlarına yazdıkları, bu Muhteşem sözler, sadece, Büyük Önder, Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından söylenebilirdi.