"Nefesim olur musun?" diye sordu kadın.

Adam gülümsedi: " Bedenin olurum. Ruhuna can olurum. Korkularına düşman, sevdiklerine dost olurum. Nefes nedir ki? Ben sevince sen olurum!" meldazirek

     *

Yedi kat yukarıda raks edecektim ki, müzisyenimi kandırdınız. Matem müziği çaldırarak beni yalnız bıraktınız.

                                                                            Bulantı-meldazirek

Zor günlere, zor zamanlara inat kenetlenmeli insan. Son zamanlarda içimde tarifsiz bir burukluk var. Sebebini belki biliyor, belki de bilmiyorum. İnsanlar diye başlayan cümlelere pek ısınamadım. Çünkü hepimiz insanız. Kimimizin mayası tam tutmuş, kimimizinki de tutamamış. Benim üzüldüğüm nokta, tutamayanların tutanlara gösterdiği kabalıklar. Biraz daha açalım. 

Son zamanlarda şu dikkatimi çekti. Herkes kaba olmak için mücadele veriyor. Nezaket, anlayış, saygı ve hoş görü çoktan raflara kaldırılmış. Hatta demode bile olmuş. Kimse kimseyi dinlemiyor. Herkes diken üzerinde, Kulaklarını radar gibi açarak, hakkında söylenecek olumsuz sözleri bekliyor ve atağa geçiyor. Tırnakları her daim dışarı çıkmaya hazır, manasız bir canavar gibi. Hangi arada bu kadar soğuduk, kendimizden? 

Kaç kişi sabah aynadan kendisine baktığında gülümsüyor, merak ediyorum. Son zamanlarda içimde tarifsiz bir burukluk var. Sebebini biliyorum aslında. Ama kendimi üzmek istemiyorum. Zaten herkes herkesi üzmek için yarışıyor. Kime sorsanız kırgın! Kime sorsanız yorgun! Kime sorsanız haklı! Kime sorsanız doğru! Kime sorsanız? Kime ne soracağımı bilmiyorum aslında. Çünkü herkes haklı. Nasıl bir savaş varsa şu anda global dünyada? Herkes haklı olma derdinde. Herkes üste çıkma derdinde. Herkes intikam alma peşinde. Herkes gülerken bile can yakma peşinde. Ve ne yazık ki herkes yarış peşinde. Kendisiyle yarışsa iyi. Ama tüm derdi başkalarıyla. 

Zor günler geçiriyoruz. Savaş, ekonomik sıkıntı, her 3 çocuktan birinde görülen disleksi ya da psikolojik rahatsızlıklar, doğadaki önlenemez kirliliklerden bahsetmiyorum. Bunlar zaten var. Ve olmaya mahkûm. Sebebi de sabahları aynada gülümsemediğimiz için! Evet, tek sebep bu.

Ancak en büyük savaş içimizde! Kendimizle savaşıyoruz. Bu yüzden yorgun, bitkin ve tahammülsüzüz. Kafalar dağınık, bedenler ıstırap içinde.

Kaç kişi rüyasında güzel şeyler görüyor ve gülümseyerek uyanıyor. Merak ediyorum? 

Aslında etmiyorum. Çünkü biliyorum. Mücadele ediyoruz. Kendimizle savaşıyoruz. Kendimizi idare ediyoruz. Kulaklarımızı kapatmazsak kendimize ve gülümsersek hayata sabah uyanışlarımızdaki gibi, sanırım daha mutlu bir toplum olabiliriz. 

Sevda kaçsın çayınıza.