Umutsuz yarınlar olmaz muhakkakki kişinin kendine göre umudu vardır. Ne yapmalıyız günümüz olayları insanı hayli yordu. Terör, Şehitlerimiz, Siyaset, Töre, Eğitim, Maddiyat, Yetim vs... Günümüzde sıkça yaşanan bu gibi olaylardan ve sorunlardan insanoğlu bitkin ve bitap düşmüştür. Kendimden yola çıkarak bu gibi sorunlar beni hayli yordu ve üzdü. Kendi Yüreğimin.. Gurbetinde Üşüyorum..!! Bana Biçilen Mutluluk Oyununu Oynuyorum.. Yorulsamda Yürüyorum, Ağlasamda Gülüyorum...!!Hayata birazda olsun gülümseyen gözlerle bakmaya ne dersiniz. Düşüncelerimi kalemime dökerekten sizlerle paylaşmak istedim... Bir günlük de olsa sadece kendinizi düşünün ve sadece kendiniz için yaşayın!...Bir günlük de olsa gülümseyin ve zihninizdeki bütün kötülükleri, kinleri, düşmanlıkları, fesatlıkları, kıskançlıkları bir kenara bırakın; Sadece sevgiyi, dostluğu, mutluluğun güzelliğini düşünün ve tutun içinizde.... Yüreğinize umut tohumları ekip sevgi tomurcukları yeşertin sadece, hayata gülümseyin ve gülümseyen gözlerle bakın, Bir günlük de olsa unutun bütün acılarınızı, kederinizi, üzüntülerinizi; Sabah uyandığınızda aynada ilk kendinize gülümseyin. Çünkü eminim içiniz ferahlayacak, hayata daha bir umutla sarılacaksınız. Çevrenizle, kendinizle barışık, dost, umutlu ve mutlu olun yada öyle olduğunuzu düşünün. Kalbinizi düşünün, Daha olumlu düşünceler oluşacak beyninizde. Unutmayın hayata hangi gözle bakarsanız öyle görürsünüz!.. Hayallerinizle yaşayın, güvenin çevrenizdeki insanlara ve ümit edin. O vakit dünyanın daha renkli, yaşamın daha zevkli, yaşanılır ve güzel olduğunu hissedeceksiniz. Unutmayın ki, umut en umutsuz, karanlık gecelerde bile ışığını esirgemez sizden. En zor anlarınızda bile yitirmeyin ümidinizi!... Çünkü umut etmek yaşanmış bir hayatın ardında yaşamaya yeniden tutunmaktır. Çünkü umut etmek çekilen acıların, çilelerin ardında yeni ve güzel bir günün doğacağı muştusuna inanmaktır!... Unutmayın ki, insanın elindeki en büyük sermayedir umut. Umutsuz yaşanmaz bu dünyada, umutsuz hayal bile kurulmaz. Kime ait olduğunu bilmediğim ama sevdiğim bir öyküyüyü sizlerle paylaşmak istedim... Mumların Öyküsü!.. “”Dört tane mum usul usul yanıyordu... Ortalık o kadar sessizdiki, mumların konuşmalarını duyabiliyordunuz... Birinci mum dediki: ''Ben BARIŞ'ım.! Ama kimse benim yanmama yardımcı olmuyor.Sanırım yakında söneceğim.'' Alevi hızla azaldı ve sonunda tamamen söndü. İkinci mum: ''Ben VEFA'yım.! Ne yazıkki artık vazgeçilmez değilim.Onun için,bundan sonra yanıp durmamın bir anlamı kalmadı.'' Sözlerini tamamladığında esen hafif bir rüzgar onu tamamen söndürdü... Sırası geldiğinde üçüncü mum, hüzünlü bir sesle dediki: ''Ben SEVGİ'yim ! Yanacak gücüm kalmadı. İnsanlar beni unuttu,değerimi anlamıyorlar. En yakınlarını sevmeyi bile unuttular.'' Vefa'da daha fazla beklemeden sönüp gitti... Ansızın..! Odaya bir çocuk girdi ve üç mumunda yanmadığını gördü. ''Neden yanmıyorsunuz? Sizin sonsuza kadar yanmanız gerekmiyor muydu?'' dedi. Ve ardından ağlamaya başladı... O zaman dördüncü mum konuşmaya başladı: ''Korkma, ben yandığım sürece öteki mumlarıda yeniden yakabiliriz, ben UMUT'um!'' Çocuk parlayan gözleriyle UMUT mumunu aldı ve öteki mumları birer birer yaktı...
UMUT ışığı yaşamımızdan hiç eksik olmamalı... ...Ki hepimiz onunla birlikte VEFA'yı, BARIŞ'ı ve SEVGİ'yi yaşatabilelim...””
Gülümse Güneşe Umut Yeşersin...
Bırak hayatın hangi burgacında dalgalanıyorsa kalbin dalgalansın bir kelebeğin ömrü kadar da olsa ömrün bir sarmaşık tutkusuyla sarıl yaşama hangi uçurumun kıyısında olursan ol her zaman heybende biraz umut yedeğinde sevgi kırıntıları bulunsun... Dilerim hayatınız boyunca yüzünüzde gülümseme eksik olmasın bunu bütün içtenlikle söyleyerekten sevgi ve sağlıcakla kalın yürekten gelen, yürekli insanlara...