Günümüzde;  ''kadınlar kadın gibi değil''... aynı zamanda da ''erkekler de erkek gibi değil.''... Kadın gibi kadın bulmak zor... Erkek gibi erkek bulmak zor...  gibi söylemleri hemen hemen herkesten duyar olduk... Yada,  İş hayatım da çok başarılıyım fakat ikili ilişkilerimde başarısızım, eşimin hiç bir şey yapmasına gerek kalmadan herşeyi ben hallediyorum. Herşeyi ben hallettiğim halde eşime bir türlü yaranamıyorum beni anlamıyor sürekli tartışıyoruz... 

Günümüz de yaşadığımız bu problemin altın da yatan  asıl sorununun baş kaynağı olan Dişil Enerji ve Eril Enerji den sizlere bahsetmek istiyorum...

Dişil ve Eril Enerjiyi Nasıl Tanırız?

Vücudumuz da kadın olsun erkek olsun hem eril hem dişil enerji mevcuttur. Eril enerji sadece erkekte, dişil enerji sadece kadında bulunur düşüncesi biz en çok yanıltan kısımdır. yani her bedende erkeklik hormonun (Testosteron) bulunması gibi her bedende kadınlık hormonun ( Östrojen) bulunmasın dan dolayı eril ve dişil enerjiyi herkes taşıyor.  Eril ve dişil enerjilerin ayrı ve özel bir dengesi vardır.Eril ve dişil enerji arasında iki önemli fark vardır.  İki enerji arasında ki fark davranışlarımıza yansır. Mesela dişil enerji olaylara bütünsel bakar ve bu durum beynimizin sağ lobunu aktif hale getirir... Eril enerji yani erkeksi enerji olaylara parça parça bakar ve analiz eder. Bu da beynimizin  sol lobunu aktif hale getirir. Mühim olan içinizde ki bu eril ve dişil enerjinin dengesidir ve bu dengeyi korumaktır. Bu denge bozulduğu zaman ilişkilerde ki dengede bozulmaya başlıyor...

Eril enerji hedef belirler, nettir, zihinseldir ve yapar. Dişil enerji ise duygu belirtir. Dişil enerji bir sorun yaşadığın da  konuşmaz, davranışlarına yansıtarak karşı tarafın anlamasını ister.“Hava soğuk ceketini bana verir misin?” diye direkt söylemez de “Üşüdüm” der, erkek ceketini o zaman verir.

Peki... Bu denge bozulursa ne olur?

Sizler de  çok duymuşsunuzdur,  etrafınızda ki kadınlardan erkeklerden '' Erkek gibi kadın ya... '', '' Harbi kadınmış be...'' '' Erkek gibi tuttuğunu koparıyor helal olsun '' Daha net ifade etmek gerekirse  erkekleşen kadınlar için söylenen söylemelerdir...

''Ben kendime yeterim, kimseye ihtiyacım yok''... düşüncesini yaşayan kadınların kendi kendine yetebilme düşüncesi onları daha sert yapar  ve eril enerjilerini yükseltir.  Bu düşünce çalışan kadınlar da çok daha fazladır...

Taş devrinden beri yapı olarak  kas gücüyle çalışıp ailesine bakma görevi erkektedir. Tabii ki günümüz de kadınların çalışması harika bir şey, bende bunu fazlasıyla destekliyorum. Fakat sorun şurada çıkıyor. Kişi iş hayatında ki o hırsı, azmi, dominant baskın yapılı halini normal yaşantısını da taşımaya başladığında ikili ilşkiler için tehlike çanları çalmaya başlıyor... Çünkü siz yavaş yavaş ilişkinin erkek rolünü üstlenmeye başlıyorsunuz... Örnek verilecek olursa, taşınacak olan bir bavulunuz varsa ve erkek '' Ben taşırım. '' dediğinde... Siz de karşı gelip '' Yok yok... Ben taşırım. ''  dediğiniz de ona ihtiyacınız olmadığı düşüncesini verirsiniz. 

İlişkide ki kilit kararları alırken erkek gücünü ve baskınlığını gösterip yanında ki kadına eril enerjisini belli etmek ister. Eril enerjisi yüksek olan kadınlar böyle bir durum da öne çıkmaya çalışır. Böyle olunca erkekte kendini yetersiz hisseder ve hiç bir işe yaramadığını düşünür.Kadın tarafından bu tarz davranışlar süreklilik kazandığın da, erkek yavaş yavaş  sizden uzaklaşıp ve soğumaya başlayacaktır....

 İlişkilerde ki  en fazla aldatma sebeplerinden biri budur. Erkek böyle bir durumda eril enerjisini yükselten başka bir kadınla birlikte olmaktan çekinmez,,, Karşına çıkan kadın ona bavulunu taşıtan , ihtiyacı olduğunu hissettiren, erk duyusunu egosunu yükselten isteklerde söylemlerde bulunduğun da karşı konulamaz biz haz duyucaktır ve siz farkında olmadan kendi ilişkinizin sonlanmasına sebep olmuş olursunuz.İnsanoğlunun var olduğu günden bu yana erkek ve dişinin yapabileceği işleri ayrıştırmıştır, fiziksel yapılarımızın farklı olmasının sebebi budur... Eskilerin söylediği gibi ''Kadın kadınlığını bilecek, erkek te erkekliğini bilecek...'' dediklerin de kasttektikleri konu işte tam olarak  budur...

Biz çalışan kadınlar iş hayatında ki davranış modellerimizi ilşkilerimiz yansıtmamamız gerekir. Eril enerjili kadınlar hayatlarına kendileri gibi güçlü erkekler isterler, bu kadınlar eril enerji yaydıkları için sürekli hayatlarına  dişil enerjili pasif erkekler çekerler. İkili ilşkilerinde istediği erkek modelini hayatlarına çekemezler. Bu yüzden bir süre sonra ilişkileriyle ilgili şikayetler başlar. İlişkide hep verici taraf olurlar, oysa ki dişil enerji alıcı eril enerji ise vericidir. Cinsiyet farklılıkları aslında birbirini tamamlar...

Dişil ve Eril Enerjiyi Dengelemek İçin Neler Yapmalıyız?

Öncelikle bakımlı alımlı olmak, topuklu ayakkabı giymek eril enerjinizin yüksek olmadığı anlamına gelmez. Dişil enerjinizi arttırmanız için birinci adım...

Erkeğin sizin için bir şeyler yapmasına izin verin, İltifatları kabul edin ve alıcı olun.

Ondan yardım isteyin... Tablo takılıcaksa ampul değişicekse, ağır bir şeyler taşınıcaksa... Kısaca güç gerektiren şeyleri bırakın o yapsın. Gücünü yeterliliğini hissetmesine izin verin.Taksiyi veya garsonu siz çağırmayın...

Meditasyon yapın kadın olmanın güzelliklerinin farkına varın, muhteşem bir meditasyon yapıp olumlamaların sadece bilinçaltınıza işlenmesine izin verin ve değişimi hissedin...Olumlamalarınızı  “Kadınlığımı kabul ediyorum,  Şimdi iletişime geçiyorum.” “Kendim rahatım ve kendimi seviyorum.” “Şu anda böyleyim ama bu değişebilir ve kendimi dişil enerjiye açıyorum.” şeklinde yapabilirsiniz.

Kadının duygusal gücü erkeğin kas gücünü kolaylıkla bastırabilir. Siz kalkıpta bu doğuştan gelen bu muhteşem gücünüzü red edip erkekğin gelen kas gücünü sahiplenmeye çalışırsanız kendi benliğinizi kaybetmiş olursunuz... Örneğin bir kaplan ve kartalı düşünün, ikiside güçlü ikiside başarılı fakat özellikleri farklıdır. Kaplanın özelliği hızlı koşmak ve mükemmel avlanma teknikleridir. Kartalın özellkleri ise çok hızlı uçmak ve uçarken keskin bakışlarıyla avını  görüp avlanmaktır. Biz tutupta  kaplanı uçmaya göre, kartalı koşmaya göre  değerlendirirsek hem yanlış hemde komik duruma düşmüş oluruz.

Siz kadınsal özünüzü inkar edip değiştirmek yerine o öze ulaşıp onu kullanmaya çalışırsanız yapabileceklerinizin sınırını kendiniz belirlerlemiş olursunuz. Bu sizi eril enerjide ki otoriter güçten kurtarıp, kendinizde ki  daha güçlü bir enerjinin ortaya çıkmasını sağlıyacaktır.

Kadınsal özünüzün baki kalması dileğiyle...