Sevgili ve çok değerli okuyucularım aslında uzun zamandır gönüllülük ile ilgili bir yazı yazmak istiyordum. 5 Aralık Dünya Gönüllüler günü yazmama vesile oldu.
Kısaca oluşumundan bahsetmek ve bilgi vermek isterim.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 1985 yılında, gönüllü çalışmaları ve faydalarını dünya çapında duyurmak ve gönüllü programlara katılımı arttırmak amacıyla 5 Aralık tarihinin her yıl Dünya Gönüllüler günü olarak kutlanmasına karar verir. 1985 yılından bu yana Türkiye'nin de aralarında bulunduğu 123 ülkede kutlanır. 

Gönüllü hizmetleri daha da yaygınlaştırmak ve tanıtmak için; Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun 2001 yılını, Dünya Gönüllüler yılı olarak ilan etmesiyle birlikte, bu konuda yapılan çalışmalar ve hazırlıklar da daha fazla önem ve hız kazanmıştır.
Şimdi sizlere "gönüllü"ne demek, gerçek gönüllülük nedir onu açıklayacağım.
İçinde bulunduğu toplulukta herhangi bir karşılık ya da çıkar beklemeksizin bir işi yapmayı kendiliğinden üstlenen kişidir gönüllü.
Evet, bedava çalışandır aslında…
Onun için maddi değil verdiği manevi destekler önemlidir.
Çünkü ona mutluluk olarak geri dönecektir ve dönerde...
Sizlere kendi tecrübelerimden yola çıkarak gönüllülük benim için ne ifade ediyor anlatmaya çalışacağım. Aslında en basit tanımıyla zincirle bağlasalar yapmadan duramayacağın işdir gönül işi. Çünkü değerine ve yapılması gerektiğine inanmışsındır. İçinde inanılmaz bir coşku ve heyecanla her saniyesinden keyif alarak yaparsın. Yapma deseler de duramazsın zaten. Evet, bana da denildi.
Hastalığım sürecinden sonra “sen bu hastalığı yeni atlattın, hatırlamanı sağlayacak uğraşılardan uzak durmalı ve moralli olmalısın" dediler.
Hem de en yakınlarım.
Bense tam tersi konunun üzerine gittim.
İnanılmaz motive oldum...
Çünkü hastalığımın sıkıntılarını ve zorluklarını biliyordum.
Moralin, sabrın ve inancın yüzyılın bu illet hastalığını yenmede çok önemli olduğunu vurgulamak istiyordum...
Evet, bu dönemde hasta yakınlarına inanılmaz sorumluluk ve görev düşüyor.
Hasta yalnız olmamalı.
Çünkü psikolojik ve fiziksel olarak sıkıntı yaşıyor.
Yiyemiyor, içemiyor, fiziksel olarak yorgun, moral olarak çöküntü yaşıyor.
O zaman sadece yakınları değil yanında ona yardımcı olacak kişilerde "gönüllü"olmalı ve özgür iradesiyle hastasıyla yakından ilgilenmelidir.
“Gönüllülük”ayrıca gönüllü olmayı yürekte taşıma durumudur.
Toplumsal yapının tinsel (madde ile ilgisi olmayan, ruhsal) yani manevi anlamda güçlendirilmesi için gönüllülük bilincini yayma ve bu konuda duyarlılık yaratmak önemli bir kavramdır…
Yaklaşık 5 yıl önce 15 Haziran 2012'de Meme-Ca. tanısı konulmuş, akabinde ameliyat sonrası sırası ile kemoterapi ve radyoterapi almıştım.
Evet, şimdi remitansyondayım.
Kontrollerim şükürler olsun iyi çıkıyor.
Hastalığım ile dans ederken, KANSERLE ilgili bir grup ile tanıştım ve üye oldum.
Fazla olmasa bile ara-sıra takip ediyor ve paylaşımlara yorumlar yapıyordum.
Doğrusunu isterseniz bana iyi gelmişti.
Neden diye soracaksınız!..
“Yalnız değilmişim” benim gibi dans eden bir sürü dansçı varmış onu görmüştüm.
Tabii ki bu hoşnut olunacak bir durum değil ama maalesef kaçınılmaz.
Neyse konuyu uzatmayacağım ve size gönüllü olma hikayemi kısaca anlatacağım.
2013 Nisan tüm tedavilerim bitti.
Yaz tatili sonrası grupta yazılar yazmaya başladım ve dernek kurucusu ile ile tanıştım.
Yazılarımı beğendiğini söyledi.
Sonrasında 2013 Avrasya Maratonuna katıldım.
Kısa da olsa ses getiren bir röportajım oldu sözcü gazetesiyle.
Daha sonrasın da ise grup yönetimi beni Editör olarak ilan etti.
Yani artık Derneğin "Gönüllü Editörü" olmuştum.
Hatta şehirlerarası Dernek çalışmalarına da katılım sağlıyor ve etkinliklerde bulunuyordum. Birçok hasta ve hasta yakını ile bazen birebir bazen de internet üzerinden röportaj yapmıştım.
Şimdi de Kanser Hastaları ve Yakınları Dayanışma Derneği'nde Başkanlık yapmaktayım.
Amacımız moral ve motivasyon sağlamak, duyarlılığı arttırmak ve bilgi akışı ile gönüllere su serpmek.
Yalnız değilsiniz birbirine kenetlenmiş ellerin yüreklere serpildiği o tomurcuklar sulandıkça yeşeriyor ve çiçek açıyor.
Böylesi düşüncelerle etkinliklerde “Gönüllü”olarak çalışarak saygıdeğer katılımcı ve sponsorlarımız ile hasta ve yakınlarına duyarlılık ve farkındalık sağlamaya çalışıyoruz.
Sevgili okuyucular konuyu fazla uzatmayacağım.
Sevgiyle yaptığınız her iş inanılmaz manevi olarak değerli ve mükafatlandırıcı oluyor.
Bir kişiye verebileceğiniz en büyük hediye, dikkatinizi onu dinlemeye, duymaya hazır olduğunuz hissettirmenizdir.
İnanın bunun bu kadar kolay ama bir o kadar da zor olduğunu bilmiyordum.
Kafanızda bir hikaye yazmadan, yargılamadan, her nefeste sevgi soluyarak yaklaşmak sizi ve karşınızdakini daha da motive ediyor.
Bu deneyimle bir kez daha farkına vardım ki sevgi zamana ve süreye bağlı değil gönlünüzü açtığınız herkesle sevgi alışverişinde bulunuyorsunuz.
Gönüllü olmak için gerekli tek şey istek, çaba ve yaptığınız şeye inanmak.
Büyük şeyler yapmaya, dünyayı kurtarmaya da gerek yok, küçük şeyleri sevgiyle yapalım yeter.
Her adım, her damla büyüyüp bir okyanus olacak sonunda mutlaka.
Yeter ki gönlümüzü koyalım saygıdeğer okuyucularım.
Sevgiyle ve sağlıkla duyarlı kalın...