ABD’nin dünya çapında antikomünist örgütlenmeler için kullandığı piyonlardan biri olan FETÖ parelel Devlet Yapılanması hakkında Nedim ŞENER’in  “Kahraman Hainler” adlı kitabından alıntılarla yazdığım yazıya bu hafta da devam ediyoruz.

Fetullah Gülen, dini sohbetler yoluyla cemaat görüntüsü altında istihbarat ve örgüt faaliyetlerine İzmir ve Çevresinde başlamıştı.  Gülen’in ilk hedefi çocuklardı. Faaliyetlerini İzmir ile sınırlamıyor, Ege Bölgesinde bir  çok ilde vaazlara gidiyordu. Aldığı talimatla İzmir bölgesinde kamplar açıyor, vaaz kasetleriyle örgüte üye topluyordu.

Bu çalışmaları yıllar sonra meyvelerini vermeye başlamış, dini değerleri istismar edip, zihinlerini işgal ederek cemaate kattığı üyeleri devletin tüm birimlerine sızmıştı.

Türk Silahlı Kuvvetlerindeki hedefleri, terfi  sırasında kendilerinden önde bulunan ATATÜRKÇÜ subaylarıdı. Kendilerinden olmayan ve kadrolaşmada engel gördükleri bu subayları da 2007’de başlayan Ergenekon ve Balyoz kumpaslarıyla tutuklayıp ya da ordudan uzaklaştırılmasını sağlayarak, önlerini daha da açacaklardı. Kritik kadrolara yerleştirilen personel sayesinde, yurt  dışı görevlere peronel seçimi, atama, siicil, terfi ve erken terfi konularında şeffaf olan sistemin kapalı hale getirilmesiyle kendi yandaşlarına avantaj sağlanarak devamlı  “parlatılan” mensuların örgüte olan bağlılıkları arttırılmıştı.

2011 ve 2012 yıllarındaki YAŞ toplantılarında terfi edenler FETÖ’cülerdi. Özellikle 2013 sonrası ordunun üst yönetiminde etkinlik kazanmak için büyük bir çaba içine girildi. 2014 ve 2015 yıllarında albaylıktan tuğgeneralliğe ve tuğamiralliğe terfi ettirilen personelin yüzde 80’i FETÖ üyesi olduğu için  sonraki süreçte ihraç edildi ve haklarında işlem yapıldı.

TSK’nın 1.800 kişi olan kurmay subay sayısının %72’si yani 1.296’sı FETÖ’cü olduğu için ihraç edildi. Bu oran Kara Kuvvetleri Komutanlığında %74 (680 kişi), Deniz Kuvvetleri Komutanlığında %60 (260 kişi,) Hava Kuvvetleri  Komutanlığında %62 (344 kişi) olarak tescil edildi ve ihraç edildiler. Askeri hakimlerin %62’si de FETÖ’cü çıktı.  15 Temmuz itibariyle TSK’da 358 olan general ve aamiral’in 171’i darbe girişimine katıldığı için ihraç edildi ya da tutuklandı. Değişik ülkelerdeki NATO karargahlarında görevlendirilen , aralarında generallerin de bulunduğu  462 subayın 237’si hakkında FETÖ’den adli işlem yapıldı. Yani NATO içinde Türkiye adına görev yapan FETÖ’cü subay oranı %51...

FETÖ’nün Devlet Yapılanması ve TSK başlığını taşıyan raporda FETÖ’nün TSK’ya sızma dönemlerini  anlatırken, 2000-2008 dönemini  TSK içiersinde yerleşme ve yayılma dönemi, 2008-2014 TSK’yı tamamen ele geçirme ve örgütten olmayanların tasfiye edilmesi, Ocak 2014-Temmuz 2016 TSK içindeki mevcudiyetini muhafaza ve darbe hazırlıkları ve 15 Temmuz Darbe girişimi olarak tesbit edilmiş.

Yine aynı rapora göre;

TSK’nın ele geçirilmesinde gizli istihbarat örgütü tarzını benimsemil,, hücre yapılanması, gizli haberleşme, bilmesi gereken prensibi, kompartımantasyon,pensipleri ile hareket edilmiştir. Ayrıca hedeflenen sonuca ulaşmak adına, gerektiğinde örgütün önem verdiği değerleri inkar da dahil olmak üzere gayri ahlaki her yöntem mübah sayılmıştır. (DEVAM EDECEK)