Rainbow Warrior;  Greenpeace’in efsane gemisi…çevre dostu gemi, yüzen bir iletişim merkezi- Çevre suçlarının işlendiği bölgelerden dünya medyasına canlı yayın yapabiliyor- Hızlı ve güvenilir- Eylem botları çok hızlı devreye girebiliyor- Bir helikopter pistine bile sahip-İçinde bilim adamları rahatlıkla dolaşabiliyor- Bir bilim üssü nitelikli gemi, 8 tonluk ekipmanları taşıyabilecek kapasiteye sahip!
Ayrıca; “Gemi öncelikle rüzgar gücü ile calışıyor. 55 metrelik direkleri aynı boyuttaki geleneksel direklerden çok daha fazla yol alabilir. Bu Rainbow Warrior büyüklüğündeki bir gemiye uygulanmış ilk tasarım.
Warrior, havanın el vermediği koşullarda devreye girecek elektrikli bir motora sahip. Fakat bunlar da sürdürülebilir bir mantıkla inşa edildi. Motorlardan gelen ısıyla su ve böylece kabinler de ısınıyor.
Deniz üzerindeki herhangi bir atığı bertaraf edebilmek için teknede 59 metre küp atık su depolanabiliyor. Ayrıca biyolojik bir arıtma sistemi kirli suyu temizleyip geri dönüştürebiliyor.”
Yeni Rainbow Warrior'un çevreci kimliği; Enerji verimliliği için tasarlanmış özel gövde- Çevreci gemi sınıfında yeşil pasaport- Biyolojik arıtma- Petrol ve diğer atıklar için merkez depo- Çevre dostu boya sistemi- Motor ısısını kullanarak sıcak su elde etme sistemi
2011 yılının, Temmuz ayının ilk günlerinde suya indi ve aynı yılın Ekim ayında Almanya Hamburg'tan resmi olarak sefere başladı. Gemi şiddetsiz doğrudan eylemin, dünya üzerindeki milyonlarca insana umut ışığı olmasına öncülük ediyor.”
Gemiyi Üsküdar’da olup da gezmeyenlere büyük bir kayıp diyorum.
Çünkü birkaç sene önce içini gezme olanağı bulmuştum ve hayran kaldım.
Eskiden beri onlara bayılıyorum…
Greenpeace... Çevreci bir sivil toplum kuruluşu.
Hadi ama öküz altında buzağı aramayın. Kuraldır.
Öküzün altında her zaman buzağı olur!
Onlara bayılıyorum çünkü;
Artık insanlar ne sözünde duruyorlar
ne de savundukları tezlerin arkasında…
Greenpeace…
Dünyanın kokuşmuş rant sergisine dur diyebilmek için…
Doğaya sahip çıkma adına, senin benim onun yerine, yanlışlıklara protesto çekebiliyorlar.
Yazıyorlar çiziyorlar.
Yaşamlarını tehlikeye atıp
Kendilerini aşağıya sallandırıp, sonra içeri giriyorlar.
Bazen su yiyip geri geliyorlar.
İşte son örneği 11 eylülde Çatalağzı Termik Santral’inde…
Greenpeace İklim ve Enerji Kampanyası Sorumlusu Pınar Aksoğan; Türkiye’de 80 yeni, kömürlü termik santral planlandığını söyledi.
Bizim adımıza “Termik Santrale Hayır” dediler.
Kömür taşıyan gemilere “Kömür varsa sağlık yok” pankartını asmaya çalışırken bir yandan da limana kömür taşıyan yük gemisinin cephesine “Kömür öldürür” yazdılar.
Son zamanların Toma modası var ya, yangın söndürme botundan tazyikli su yediler. Diğer bir bot dalga oluşturup denge bozmaya çalıştı.
N’oldu yani? Ekolojik dengeyi korumaya çalışmak, bilgilendirmek  suç mudur?
Gözaltına alınacak olaylar bunlar mıdır?
Demokrasi bu durumlarda da yok mudur?
Tüm dünyada seçim propagandaları döneminde  asılanlar pankart değil midir?
Mallarını satmaya çalışan dev şirketlerin ki; üstelik gerçekle alakası olmayan reklamların sunumu pankart değil midir?
Tabela da bir tür pankart değil midir? Billboardlar nedir?
Kömür sağlıklı mıdır?
Astıma, kalp rahatsızlıklarına, kansere davetiye çıkardığını bilmemekte misiniz?
Onlara su sıkarak, neyi savunmaktasınız?
Neyin savaşıdır bu?
Siz başka bir planette mi yaşamaktasınız?
Giden sağlıkları, dünyanın gidişatını göremez mi oldunuz?
Rant-Rant-Rant… kafayı mı yediniz siz Allahaşkına?
Kaynak; www.greenpeace.org/turkey