Çanakkale Savaşları Mobil Müzesi Kilis'te ziyarete açıldı Çanakkale Savaşları Mobil Müzesi Kilis'te ziyarete açıldı

Önce Vatan Gazetesi yazarlarından Atilla Çilingir’in, kitapseverlerin büyük ilgisini çeken ‘O Gece’ adlı romanının ardından ‘Gece Yarısı Güneşi’ isimli ikinci romanı da raflarda yerini aldı. Siz okuyucularımız için yayınlamaya başlayacağımız Çilingir’in yeni romanını, Pazartesi gününden itibaren Önce Vatan sayfalarında bulabileceksiniz.

GİRİŞ

Yıllardan beri süregelen Türk – Yunan anlaşmazlığı Kıbrıs adasına da yansımış; Kıbrıslı Rumların yıllardan beri iç içe yaşadıkları Kıbrıslı Türkleri ortadan kaldırmak amacıyla özellikle 1963’te başlattıkları olaylar sonrasında 15 Temmuz 1974’te adada yaşanan Yunan Cuntası destekli askeri darbe; Cumhurbaşkanı Makarios’un adadan kaçmasına neden olmuş, 1960’ta kurulan Kıbrıs Cumhuriyetinin yerine Yunanistan’a bağlı Kıbrıs Helen Cumhuriyetinin kurulduğu ilan edilmişti…

Ancak 1959 yılında imzalanan Londra ve Zürih anlaşmaları gereğince adanın üç yasal garantör ülkesinden biri olan Türkiye böylesi bir gelişmeyi kabul etmemiş. Bu darbe ile adanın Yunanistan’a bağlanmasını önlemek amacıyla 20 Temmuz 1974’te adaya asker çıkararak duruma müdahale etmiş; o tarihten beri süregelen savaş 16 Ağustos 1974’te sona ermişti…

Halen adada sadece ateş kes ile sağlanan bir mutabakat vardı. Ama taraflardan biri istediği an savaşı kaldığı yerden başlatabilirdi!

İşte böylesi bir ortamda savaşa mani olabilmek adına BM Barış Gücü (BG) tüm etkinliği ile adada görev yapmaya, taraflar arasında çıkan anlaşmazlıkları ortadan kaldırmaya çalışıyordu…

Ada Ağustos ayının cehennemi sıcaklığını yeni yeni atlatmaya, en azından gelen sonbahar mevsiminin serinliği az da olsa geceleri hissedilmeye başlamıştı.

Zaman; takvim yapraklarına yansıyan önemli olayların akışına ayak uydurmuş, adalı insanlara hiç de istemedikleri bir yaşam biçimini sunmaya devam ediyordu…

ARKA KAPAK YAZISI

“Işıklar sönmüş, salonu büyük bir sessizlik kaplamıştı!

Birdenbire yıllar önce sadece onlar için çalan, Engelbert  Humpertinck’in seslendirdiği; “Love me with of your heart’’ isimli şarkı duyulmaya başladı…

Bu şarkının:  “Beni tüm kalbinle sev /Her kış, her yaz, her sonbahar /Çok uzaktayken, ya da yanında olduğum zaman /Seni sevdiğim gibi tüm kalbinle sev beni…’’ Sözleri yaşadıkları tüm duyguları anlatan gerçeğin ta kendisiydi.

Dans pistini aydınlatan sahne ışıkları önce salonun tavanında bulunan kristal küreyi aydınlatıyor, sonra da bu küreden yansıyan renkli ışıklar salonun her yanında Finlandiya’da yaz gecelerinde yaşanan gece yarısı güneşine (midnigt sun) benzeyen görsel bir şölen yaratıyordu.

İşte bu görsel şölen içinde Sara sapsarı ipeksi saçları, masmavi gözleriyle o kadar güzeldi ki. Yıllar önce bu güzel kadına âşık olan Sarp, ona boşuna “gece yarısı güneşi’’ dememişti.’’