POST-MODERN İŞGAL DÖNEMİ (1)

SENEGAL ORDUSU’NUN GAMBİA’YA GİRMESİ POST-MODERN BİR İŞGALDİR 

I.Körfez Savaşı’nı (1991) hatırlayalım.. Dönemin ABD Bağdat Büyükelçisi tarafından gaza getirilerek Kuveyt’e sokulan Saddam, “Bağımsız bir ülkeyi işgal etti” gerekçesiyle, ABD önderliğinde oluşturulan koalisyon güçleri tarafından tepelenmiş, ülkesi 36. Paralel boyunca bölünmüştü. Sormak isteriz, Saddam’ın bağımsız bir ülke olan Kuveyt’e girmesiyle, Senegal’in, bağımsız bir ülke olan Gambiya’ya girmesi arasında ne fark vardır? 

“Demokrasiyi koruma” adına BM’nin onay, ABD’nin “olur” verdiği bu operasyon, yeni dünya düzeni oluşturma sürecinde sıkça tanık olacağımız bir “post-modern işgal” örneğidir.  

Sormak isteriz, Senegal Silahlı Kuvvetleri’nin Gambiya’ya girmesine onay veren BM ve ABD, Afrika’da yeni ve sonu gelmez bir savaşın fitilini ateşlediklerinin farkında değiller mi? 

Tüm dünya medyasının ABD’nin yeni başkanı Trump’ın yemin törenine kilitlendiği bir günde, Senegal silahlı kuvvetlerinin Gambiya’ya girmesinden söz etmek ilk bakışta “anlamsız” gelse de, üzerinde dikkatle durmamız gereken bir gelişmedir. “Demokrasiyi koruma” adına BM’nin onay, ABD’nin “olur” verdiği bu operasyon, yeni dünya düzeni oluşturma sürecinde sıkça tanık olacağımız bir “post-modern işgal” örneğidir.  

BM onay, ABD “olur” vermiş olsa da, bir ülkenin silahlı kuvvetlerinin davet almadan bir komşu ülkeye girmesi işgaldir. Böyle durumlarda barışı sağlayacak tek silahlı güç, BM Barış Gücü’dür. ABD’nin kararı siyasi bir karar olarak değerlendirilebilir, ama BM’nin bağımsız bir ülkenin işgaline onay vermesi kuruluş ilkeleriyle asla uyuşmayan bir karardır. Bu karar, ilerde yaşanacak sınır ihlallerinde çok sakıncalı bir örnek oluşturabilir. 

I.Körfez Savaşı’nı (1991) hatırlayalım.. Dönemin ABD Bağdat Büyükelçisi tarafından gaza getirilerek Kuveyt’e sokulan Saddam, “Bağımsız bir ülkeyi işgal etti” gerekçesiyle, ABD önderliğinde oluşturulan koalisyon güçleri tarafından tepelenmiş, ülkesi 36. Paralel boyunca bölünmüştü. Sormak isteriz, Saddam’ın bağımsız bir ülke olan Kuveyt’e girmesiyle, Senegal’in bağımsız bir ülke olan Gambiya’ya girmesi arasında ne fark vardır? 

Gambiya Devlet Başkanı Yahya Jammeh seçimlere hile karıştırıldığı gerekçesiyle koltuğunu terk etmediği, operasyonun da Senegal’e sığınmış olan Muhalefet Lideri Adama Barrow’u iktidara getirmek için yapıldığı söyleniyor. ABD başkanlık seçimlerinde Rus istihbaratının rolünün sorgulandığı bir dönemde, Gambiya seçimlerinin sağlıklı yapılıp yapılmadığını kim saptamıştır? Daha önce benzeri yaşanmamış böyle bir sorunu soruşturmanın, çözüme kavuşturmanın  tek yolu işgal midir?

Sormak isteriz, Senegal Silahlı Kuvvetleri’nin bağımsız bir ülke olan Gambiya’ya girmesine onay veren BM ve ABD, Afrika’da yeni ve sonu gelmez bir savaşın fitilini ateşlediklerinin farkında değiller mi? 

İŞGALE GİDEN YOLUN TAŞLARI NASIL DÖŞENDİ?

İşgale giden gelişmeleri hatırlayalım.. Gambiya Devlet Başkanı, ülkesinde yapılan seçimlerin sonuçlarını kabul etmediğini savunarak, istifa etmeyeceğini, görevine devam edeceğini açıklamıştı. Perşembe gecesi bütün dünya televizyonları, Senegal Ordusunun Gambiya’ya girdiğini, flaş haber olarak duyurmuştu. Çok geçmeden, Pentagon’dan yapılan açıklama, ABD’nin Senegal ordularının Gambiya’ya giriş yapmasına onay vermiş olduğunu duyuruyordu. 

Batı’nın çifte standardını, Senegal’in, bir bağımsız ülke olan Gambiya’yı işgal etmesinde bir kez daha yaşamış oluyoruz. Tam bu noktada, insan hakları savunucusu, küresel barışın jandarması olan ABD’ye sormak isteriz: Senegal’in bağımsız bir ülke olan Gambiya’yı işgal etmesini alkışlıyorsunuz, peki, Kuveyt’e giren Saddam’ı, “Bağımsız bir ülkeyi işgal etti” gerekçesiyle cezalandıran siz değil miydiniz? Bağdat Büyükelçinizin gaza getirip Kuveyt’e soktuğu Saddam’ın günahı neydi? 

BU, POST-MODERN BİR İŞGAL ÖRNEĞİDİR

Senegal ordusunun bağımsız bir ülke olan Gambiya’ya girmesi post-modern bir darbe ve yeni nesil bir işgal örneğidir. Irak’ın, Libya’nın ve Suriye’nin kaosa, iç savaşa sürüklenmesi, bir dış müdahaleyi kurtarıcı olarak bekler duruma getirilmesi, post-modern işgalin en ilginç örnekleridir.  Giderek yaygınlaşmakta olan yeni nesil işgal operasyonlarından her ülkenin çıkarması gereken dersler vardır. 

Yeni dünya düzeni bağlamında, dünyanın çeşitli bölgelerinde post-modern işgal girişimleri kaygı verecek şekilde, giderek artmaktadır. Bölgemizde 22 ülkenin sınırlarını değiştirmeyi hedefleyen Büyük Ortadoğu Projesi’ni hayata geçirme operasyonları sürecinde de post-modern işgal örneklerini yaşamıştık.

Yeri gelmişken hemen not düşelim.. Türkiye’de 15 Temmuz gecesi yaşanan darbe girişimini ve Türk milletinin kendini tanklar altına atarak bu girişimi boşa çıkarmasını tarih, post-modern işgal girişimi örneği olarak altın harflerle yazacaktır. Unutmayalım, 15 Temmuz’un tarihte bir başka örneği yoktur.. 

LÜBNAN BAŞBAKANI REFİK HARİRİ NEDEN ÖLDÜRÜLDÜ?

14 Şubat 2005’te Beyrut'ta, Lübnan eski Başbakanı Refik Hariri, zırhlı arabasına yerleştirilen bombanın uzaktan kumandayla patlatılması sonucunda  hayatını kaybetmişti.  Hariri suikasti, hazırlanış ve uygulanış şekli açısından önemliydi ve kimin neden yaptığına ilişkin pek çok soruyu da beraberinde getirmişti. Lübnan eski Başbakanı’nın öldürülmesi tüm dünyada büyük tepki ve kaygı uyandırmıştı. 

Irak'ın da işgal edilmesiyle, her bölgesi savaş alanına dönüşen Ortadoğu açısından bu suikast, bölgede çok uzun soluklu bir savaşlar yaşanacağının işaretiydi. 

Hariri suikasti Lübnan'ı ve bölgeyi karıştırdı. Suriye köşeye sıkıştı, İsrail Lübnan'a saldırdı, suikastler ardı ardına geldi, özel mahkeme kuruldu. Ancak hiçbir şey aydınlatılamadı. “Suriye mi öldürdü, yeni 'Ortadoğu Projesi'ni hazırlayanlar mı?”, “Lübnan'a taşınan Irak dolarlarının, bölgedeki 1 trilyon dolar kayıt dışı paranın, istihbarat-mafya trafiğinin mi kurbanı oldu?” gibi çok çarpıcı sorular yanıtlar karşılıksız kaldı. 

Hatırlayacaksınız, biz de, Mart 2005 tarihinde yayınladığımız “HARİRİ’Yİ KİM ÖLDÜRDÜ?” ve Kasım 2005’te yayınladığımız “HARİRİ NİÇİN ÖLDÜRÜLDÜ?” başlıklı yazı dizilerimizde, bu konuda kafalarda oluşan sorulara yanıt bulmaya çalışmıştık. 

YARIN: HARİRİ NEDEN ÖLDÜRÜLMÜŞTÜ?