Avrupa Birliği’nin kurucularından olan Fransa Avrupa’nın dünya politikasında en gizli en güçlü ülkesidir.

Biz Türkiye olarak Avrupa ile ilişkilerimiz askıya alıp Afrika pazarına yönelsek bile gözden kaçırdığımız çok önemli bir nokta var.

Dünya genelinde resmi ve gayriresmi 18 ülke hali hazırda Fransa’nın sömürgesi bu yüzden bu ülkeler yapacakları bütün iş ve anlaşmalarda Fransa’ya bağlı oldukları için son noktayı her zaman Fransa koyar.

Bu ülkelerde devlet başkanlarını bile Fransa belirler. Bu yüzdendir ki Fransa AB’nin en sessiz en akıllı en kararlı ülkesidir. Seçimler sonrası yeni genç başkan Macron başkanlık mazbatasını alır almaz bir hafta sonra Mali’den başlayarak, Senegal, Fil Diş, Kongo, Fas, Tunus, Kamerun, Gine, Benin, Gine-Bissau, Madacaskar, Reunion, Guadolupe Sychelles, Republique Dominique ve diğerlerini ziyaret ederek başkanlık görevine başladı. Arkasından yapılan milletvekili seçimlerinde 350’den fazla milletvekili çıkararak çoğunluğu ele geçirdi. Bu değişim yürüyüş harekatı olarak yeni Fransa’yı güncelledi. Macron kabineyi oluşturan belediyelerinde başarılı olmuş iyi çalışmış tanınmamış yöneticileri ülkenin başına başbakan ve bakan olarak getirdi. Örnek Le Havre belediye başkanını Başbakan. Lyon belediye başkanını İçişleri Bakanı yaparak halkın sevgi ve saygısını kazandı.

Bu yüzdendir Türkiye olarak değişen Fransa ile izleyeceğimiz politika Avrupa ve dünyada ekonomik ve politik olarak bizi çok etkileyecektir. Almanya ile olan negatif gelişmeleri göz ününe alırsak Fransa’nın hiç bir olaya müdahil olmadan Türkiye’yi ve politikalarını izlediğini ve yeni dönemde bizimle olan ilişkilerini belirlemek için bizim attığımız hamlelerimizi beklediklerini görüyoruz.

Sanırım ülkemizin yöneticileri de akılcı bir politika izleyerek Fransa’nın hamle ve adımlarını bekliyorlar.

Bu durumda ilk hamleyi yapan karşısındaki ülkeye karşı zayıf kalacaktır. Umarım bu satranç oyununu Türkiye kazanır.

Saygılar