"Huzura ateş aça yarım ay tamamlanmak istemez. İbresi şaşmış, kendisini aşmış, şaşkın bir yıldız şavkıdığından bihaber dolanır semalarda”

Yarım kalan kozasından çıkıyor, yarım bir kelebek…

Tek kanadıyla çırpıyor havayı,

İkinci hamlesinde nilüferin yanında buluyor kendini sırt üstü.
Bulutlar…
Ne hızlı dönüyor “Dünya”.
Ona benzer -tek farkı iki kanatlı oluşu- onlarca kelebek,
Gökyüzünde önce biraz sendeleyerek,
Sonra da son süratle, çıkarıyorlar keyfini çayır çimenin,
“Dünya’nın.”
Tek ayağı ve tek gözüyle zıplayarak, kanadından da biraz kuvvet alarak çıkıyor üstüne nilüferin.

“Kokuyor”. İlk kokuyu nilüferde alıyor. İçine çekiyor çekiyor, hızla geri püskürtüyor. Kokuyu içine hapsetmek, saklamak istiyor. Tekrar iyice nefes alıp bekliyor, yarım kalan ciğerlerinden hava minik minik sızıyor, çıkıp gidiyor.

Duruyor öylece… Hiç kıpırdamadan, bulutlara, arkadaşlarına, çayır çimene, börtü böceğe bakmadan.
Bekliyor sessizce. Tek ayağının parmak uçlarıyla bir yandan usulca nilüferi okşuyor. Yüzeyindeki çıkıntılar ayağına battıkça gülümsüyor ve yeni bir şey keşfediyor.

“Gülmek.”

Sessizliğin içinde yarım kalbinin tıklamaları kulağını hapsediyor. Başlıyor sadece onun için çalmaya. ”tak tak, tak tak.”

Eli terliyor, ayağı titriyor. Yüzüne bu ilk defa hissettiği ve keşfettiği gerilme ama bir o kadar da içini ısıtan ifadeyi tekrar yaşamak istiyor.
Titreyen ayağını hafifçe yerden yükseltip tekrar nilüferin göğsüne doğru tıpkı bir pikap gibi fitilini plağın ortasına koyuveriyor. Aynı duyguyu yaşayamama ihtimali elinin daha çok terlemesine, ayağının daha çok titremesine sebep oluyor. Hafifçe gıdıklıyor nilüferi. Ayağına tırtıkları tekrar batınca “o his” yeniden başlıyor. Gülmeye, gözünden yaş gelinceye kadar kahkaha atmaya devam ediyor.

Filiz kıran fırtınası başlıyor.
Ne olduğunu anlamaya fırsat kalmadan nilüfer bir yana, kelebek başka bir tarafa savruluyor. Tüm başaklar havada uçuşuyor. 

Tüm filizler bir bir çatırdıyor, koskoca tarla kısa sürede viraneye dönüyor. Yarım kelebek, yarım kalan sevinçleriyle aramaya başlıyor ümitsizce Nilüferini.

Sevda kaçsın çayınıza