Bir hırs uğruna çıktığı Eğitim yolunda, hızla zirveye koşan adımlar
Mektebim Okulları kurucusu Ümit Kalko anlattı
Karslı bir babanın ve Ağrılı bir annenin dördüncü çocuğu olarak 1983 yılında Ankara'da dünyaya gelen Ümit Kalko, erken yaşta babasını kaybettikten sonra ailesiyle İstanbul'da okuyan ağabeyinin yanına geldi. Bir yandan öğrenim hayatını sürdürürken diğer yandan da çalışarak harçlığını çıkaran Kalko, Sirkeci'de bir tezgâhta 10 kuruşa aldığı çikolataları 1 TL'ye satarak ilk iş hayatına başlamış oldu. Üniversitede, Ankara Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nü kazanan Kalko, 2005 yılında mezun olduğunda kaymakam olmak hayalindeydi. Fakat girdiği kaymakamlık sınavını iki soruyla kaybetti. Tekrar İstanbul'a ailesinin yanına dönen Kalko, bir sonraki sınava kadar olan bir yılı boş geçirmemek ve bilgilerini tazeleyip, harçlığımı kazanmak adını bir açık öğretim kpss kursunda hukuk, ekonomi gibi derslerin eğitimlerini vermeye başladı. 3-4 ay sonra haksız yere işten çıkartıldı. Kendisine yapılan bu haksızlığı hazmedemeyen Kalko, "Ben bu işi daha iyi yaparım" diye düşünerek işten çıkartıldığı dershanenin tam karşısında iki arkadaşıyla birlikte Ümit Dershanesi'ni kurdu. O zaman 23 yaşlarında olan Ümit Kalko, Eğitim sektöründe hızla başarıya koşan adımların ilkini atmış oldu. Benim bu hafta sayfama konuk olan Mektebim okulları sahibi ve kurucusu Sayın Ümit Kalko’ya hoş geldiniz diyor ve soruyorum.

Ümit bey sizden kendinizi tanıtmanızı istesem, bize kendinizden kısaca bahseder misiniz?
Haksız yere işten çıkarıldım
1983 Ankara doğumluyum. Gazi üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümü mezunuyum. İkinci üniversite kamu yönetimi bölümünü okudum. Yüksek lisansımı yerel yönetimler üzerine yaptım. Şu an yönetim ve organizasyon alanında doktora yapıyorum. Ben aslında kaymakam olma ideali ile üniversiteyi bitirmiştim. Fakat sınavlarda 2 soruyla hak kazanamadım. Bir sene sonraki sınava hazırlanmak için Ankara’dan İstanbul’a geldim. Bilgilerimi tazeleyip harçlığımı kazanmak adına bir açık öğretim kpss kursunda hukuk, ekonomi gibi derslerin eğitimlerini vermeye başladım. 3-4 ay sonra haksız yere işten çıkarıldım. Haksızlığa tahammül edemeyip tam onların karşı binalarına çok küçük bütçelerle bir dershane açarak 23 yaşında iken eğitim sektörüne başlamış oldum. 4 sınıflık butik bir kurs açmışken bir anda çok yoğun talep üzerine bu hizmeti 10 sınıfa çıkartmak zorunda kaldık. Derken ikinci, üçüncü, dördüncüyü açtım. Avcılar’da başladığım bu serüvene Büyükçekmece, Silivri, Çorlu’da devam ettim. Sonra çeşitli belediyelerle sanat ve meslek kursları, gerek yetişkinlere yönelik, gerek çocuklara yönelik eğitim merkezleri kurup bunların işletilmesi işini oluşturduk. Bunu Türkiye’deki birçok belediyede yürüttük. Avrupa birliği ile birtakım eğitim projeleri yaptık. İşkur ile islam garanti ile mesleki eğitim projelerini yaptık. Sonrasında da okulculuğa başladık. Yani biz aslında hep eğitimle devam ettik. Yaptığım bütün işler eğitimle alakalı işler ve eğitimden kazandığımı yine eğitime yatırarak yatırımlarımızı büyüttük.

Yeni bir eğitim kurumu ama hızlı büyüyen bir eğitim kurumu. Bu süreçten bahseder misiniz?
Türkiye’nin en büyük üçüncü eğitim kurumu olarak da adımızı yazdırdık.
Mektebim yeni, genç, dinamik, farklı ve fark yaratan bir eğitim kurumu. Hangi sektörde kısa sürede hızlı yol kat eden bir marka varsa ya farklı bir şey yapmış hızlı büyümüştür, ya da bir şeyi farklı yapmış ve hızlı büyümüştür. Biz İstanbul’da ilk sağlık meslek lisesini açan kurum olarak ilk defa farklı bir proje ile çok ciddi talep gören eğitim ortamlarıyla da bu talebi doğru bir şekilde karşılayan bir kurum olarak hızlı bir ivme yakaladık. Sonrasında sağlık meslek lisesi sektörünün önündeki daralmayı görerek proje yatırımlarına ağırlık verip aydi çalışmaları proje üzerinde ağırlık verdik ve bu şekilde büyüttük. Sonrasında artık okul projeleri geliştiren, ayrı birimler kurarak çok daha eğitim ortamlarına yakışır bir kampüs ortamlarında okullarımızı geliştirdik. Çok ciddi bir merkez yapılanması kurarak bu hızlı büyümemizin eğitim ve idari alt yapısını, eğitim dışı süreçlerde alt yapılarını çok sağlam kurguladık. Yurt dışı işbirliklerimizle üniversiteler olsun, yaz okulları olsun bunlarla, çocuklarımızın vizyonlarını geliştirdik. Eğitimle alakalı öğrenci koçluğu, akıllı okul uygulamaları, yabancı dil eğitimi ile alakalı vermiş olduğumuz sistemlerle de sürecimizi besledik. Akabinde şu an Türkiye’de ona yakın farklı ilde otuza yakın kampüsünde,  on bini aşkın öğrencisi ile Türkiye’nin en büyük üçüncü eğitim kurumu olarak da adımızı yazdırdık. Bundan sonraki hedefim Türkiye genelinde yüz kampüse ulaşmaktır. Bu yüz kampüste hedefim yaklaşık seksen bin öğrenciye ulaşmak. Akabinde de başta Ortadoğu ve körfez olmak üzere kuzey Afrika’dan başlayarak Türk cumhuriyetlerine çıkıp o bölgelerdeki okul boşluklarında zincir okul olarak, bir Türk eğitim markası olarak doldurmayı planlıyoruz.

Uluslararası bir ortaklık yaptınız. Bundan bahseder misiniz?
Bizim yaptığımız ortaklık stratejik bir ortaklıktır 
Bir uluslararası bir ortaklık yaptık ama bizim ortaklığımız bir yatırım fonu ortaklığı değil, bizim yaptığımız ortaklık stratejik bir ortaklıktır. Biliyorsunuz artık küreselleşen dünyada bu gibi yatırımlar yurtdışından bizim ülkemize yapılan yatırımlar ve başka ülkelere yapılan yatırımlar çok doğal karşılanmaya başlandı. Çünkü bunlar gerçekten ülkemize çok değer katan projeler. Düşününki yurtdışından büyük bir grup Türkiye’ye geliyor. Türkiye’nin en büyük sorunlarından olan eğitim ile alakalı bir eğitim kurumuna, eğitimle ilgili yatırım yaparak, daha çok eğitim kurumlarının açılmasına vesile oluyor. Bu süreçte ise yönetim hala o okulun sahiplerinde.

Yurt dışında kurum açmayı düşünüyor musunuz?
Kısmetse, Dubai’de 2016 da okulumuzu açacağız.
Tabi ki yurtdışında eğitim kurumları açacağız. Şu an yurtdışında Dubai de çalışmalara başladık ve kısmetse 2016 yılında açılış yapacağız. Dolayısıyla,  yabancı ortaklıklarda küçük olsun, benim olsuna tam karşı olan bir uygulama. Türkiye’de özel eğitim kurumunun önü açık. Bakanlığımızın verdiği çok ciddi teşvik mekanizmaları var. Özellikle öğrencilerini devletten alıp özel okula veren çocuklara yönelik, vermiş olduğu dört bin lira civarındaki bir teşvik uygulaması, sektörün önünü daha da açıyor. Şu an özel okul açma oranı yüzde beş. Önümüzdeki beş-altı yıl içinde, bakanlığın verdiği bu teşviklerde yüzde 20-25’lere kadar çıkacağını tahmin ediyorum. Bu bağlamda da bizlerin hızlı büyümesi için bir takım finansal kaynaklara ihtiyacımız olabilir. Bu süreçleri de biz bu şekilde çözümleyerek, Türkiye markası olma yolunda gittiğimiz bu serüvende, artık bu ortaklığın verdiği maddi-manevi güçlerle beraber, bir dünya markası yaratma derdindeyiz. Yakın zamanda Dubai’de, daha sonra da Ortadoğu, Körfez, Kuzey Afrika, Balkan, Türkiye Cumhuriyetleri diye devam edeceğiz.

Devletten özel okullara ne gibi bir destek var?
Çocuğunu devlet okulundan alıp özel okulda okutmak isteyenlere devlet 4000 tl teşvik desteği veriyor. Bunun için önce başvuru yapılması gerekiyor. Geçtiğimiz eğitim öğretim yılında yaklaşık iki yüz bin çocuk için bakanlık bu teşviki uygulattı. Bu sene 200 000 tl kazanılmış hakları devam ediyor ve akabinde ilave olarak 350 000 öğrenciye daha teşvik verileceği açıklandı. Bu yakın bir zamanda milyonlarca öğrenciye ulaşacak bir sayı olacak.


Hedefiniz nedir?
Mektebim üniversitesiyle bu süreci taçlandırmak istiyoruz.
Benim hedefim, Mektebim kolejini orta vadede Türkiye’nin en büyük eğitim markası yapmak. Uzun vadede, dünyanın sayılı eğitim kurumlarından birisi yapmaktır. Bunu yapabilmek içinde Türkiye’de şu anda büyüme, planlı olarak ilerliyor. Şu anda Balıkesir, Tekirdağ, İstanbul, Adana, Yalova, Ankara ve İzmir’de okullarımız var. 2016- 2017 eğitim öğretim yılı için Trabzon, Samsun, Gaziantep, Antalya, Bursa, İzmit, Denizli, Aydın ve yine İstanbul, İzmir ve Ankara’nın içinde değişik ilçelerinde yirmiye yakın kampüse devam edeceğiz. Allah kısmet ederse Mektebim okullarını Türkiye’nin en büyük markası yapma idealim var. Dünya ölçeğinde de özellikle ortağımızın da Körfez kökenli olmasından aldığımız güç ile o bölgede başlayarak, Dünya genelinde Mektebim markasını büyütmek istiyoruz. Tabi ki bunlar yapılırken, Türkiye’de de layıkıyla şehir içerisinde bulunan bir kampüs Üniversitesi yapmak ta bizim projelerimizden bir tanesidir. Mektebim üniversitesiyle bu süreci taçlandırmak istiyoruz.

Bu sektörde başarınızın sırrı neydi?

Bu sektörde başarının sırrı eğitimden kazandığını eğitime yatırmaktır ve başka bir sektörle iştigal konunuzun olmamasıdır. Eğer eğitimle uğraşılıyorsa başka bir işle uğraşılamaz çünkü eğitim diğer işlere benzemez. Eğitimden kazandığını eğitime yatıracaksın derken sadece ilave eğitim olarak algılanmasın. Mevcut olan okulunda her sene koşullara göre yeniçağın ihtiyaçlarına göre revize edilmesi ve devamlı olarak da kendini geliştirmesi gerekiyor. Ancak böyle olursa başarı inanın sürpriz olmaz.

Eğitimin önemi nedir diye bir soru sorsam neler söylersiniz? 
Bir okul açmak 100 hapishane kapatmaya bedeldir. 
Eğitimin önemini düşünürken, söylerken bile o kadar dolu, dolu bir şeyler söylemek istiyorum ki bir anda sanki sözcükler donuyor. Aslında eğitim her şeyin temelidir. Şu an daha eğitimli bir toplum olsak suç oranları azalır, hastanelerdeki hasta sayısı azalır, öncelikle bütün ekonomide daha fazla verimlilik ortaya çıkar, milli gelirimiz artar, kişi başına düşen gelir oranı artar, ülkemizin borçlanması azalır, yani hangi yönden bakarsak bakalım eğitimin önemi saymakla bitmez. Bir okul açmak 100 hapishane kapatmaya bedeldir. Sayın Cumhurbaşkanının da açıklamalarında eğitimde henüz hayal ettiğim noktada değiliz ifadesinde olduğu gibi Bizim bugün Türkiye eğitimde henüz çok ciddi bir noktaya gelememiş olmakla beraber, son yıllarda milli eğitim bakanlığının yaptığı çok ciddi çalışmalarda var. Bakanlığın aldığı kararları, layıkıyla aynı kişiler üzerinden uzun vadede uygulama şansı olursa eğitimde bu sürecin çok daha kısa sürede kat edileceğini düşünüyorum. Ben, fatih projesine sonuna kadar destek veriyorum. Çünkü benim için o proje 100 yılın projesidir. Devlet tarafından özel eğitime destek verilmesini bekliyorduk, destekte verildi. Eğer özel eğitim alanı, uzun vadeli bir devlet politikası haline getirilirse Türkiye’de çok eğitimde gelişimin hayal edilen noktalara geleceğine inanıyorum.


Stratejiniz nedir?

Şu an mektebim okullarının stratejisi, eğitim kurumu olarak herkes ile eşit mesafede duran, hiçbir parti, vakıf ve cemaatle özel bir yakınlığı ya da uzaklığı olmayan, tek işi eğitim olan, eğitimden kazandığını eğitime yatırmaya devam eden ve bu süreçteki konsept okullarını Türkiye’nin her bölgesine yaymaya çalışan, arkasından da yurtdışına açılmayı planlayan, açmayı planladığı bir üniversite ile bu süreci taçlandıran bir eğitim kurumu olmak. Daha sonraki hedeflerimi sorarsanız, Önce bu süreci tamamlayarak bunları bir göreyim daha sonraki hedeflerimi o zaman konuşuruz diyorum.