Önümde bir dağ var
Kitaplarımdan basamak basamak
Kalmadı yıllar
Kalanı da asalak asalak
Her biri ayrı bir diyar
Her biri aşılacak bir dağ kadar
İnsan geçirmiş olduğu
Boş yılları
Arar da arar
Ne çare telâfisi imkânsız
Geçirmişim bilmeden kıymetini
Sanmışım ki önümde
Bitmez tükenmez yıllar var
“Küllü âtin karip” hükmünü
“Sayılı gün çabuk geçer” deyişini
Unutmuştum o zamanlar gafletle
Şimdi boş geçen yıllara
Bakıyorum ibretle
Biliyorum gelmeyecekler geri
Hatırlamayacaklar bile bu derbederi
Kalsa da bir iskeletle bir deri
Ah ile figan etmekten gayri
Ne kaldı bitmek üzere olan ömürden
Pişman olduğuma da pişman olmaktan öte
Birden erişti bana
Tarifsiz bir sevinç
Baktım ki ruhum dinç mi dinç
Ne gam korkma diyor ölümden bana
Ne gam “Ebedî varsın”
Kendine gel de toparlan biraz
Mevlânâ’nın “Gel” çağrısını duy
Nasıl olursan ol
Yok gelmene bir engel
Yeter ki farkına var
Algıla artık ebedî gerçeği
Kimin gerçekleşti ki
Bu dünyada dileği
Unutma “Ol da gel” değil
“Gel de ol”
Gerçek yol
Budur işte
Artık ne dün ne de yarın
En büyük hazinen elindeki bugün
Bil değerini günün 
Kalsın geride güzel bir ünün
Unutma “Farkına varandır insan”
Yaşadığı günün
Farketmez artık
Var ya da yok ünün