Herkes günümüz sıkıntılarından ve sorunlu ruh halinden kurtulmak için kapı kapı gezip; medyumlardan randevu alma peşinde.

“Kaderim ne olacak’’, “zengin olacak mıyım, kim bana aşık olacak?’’ diye öğrenmeye yani kendilerinin kandırılmasına izin veriyorlar.

Ne acı ki; yaşamımızda on kişiden beşi kaderi değiştirecek gücün kendisinde bulunduğunu sanıyor. Ve; insanları rahatlıkla ikna etme keyfini yaşıyorlar.

Çok çok konuşup, yorulmadan kolayca yüksek paraları kazanıyorlar.

Duygu spazmı yaşayan sayısız insanlar astroloji adı altında kahve falı bakımı, kader haritası çıkarma, cinlerle konuşup, haber aldıklarını söyleyen yada tarot kartlarındaki sembollerle geleceğe öngörüleri sunan acımasızlar her gün biraz daha çoğalıyor.

“Hayata umut arayan” insanların, en değerli zamanları iyi medyum arama çabasında.

İyi medyum, en iyi falcı yada ünlü astrolog kim diye arayış ve kocaman boşa giden zaman kaybı sonunda; yanılgı, aldanma, pişmanlık…!

Fark ettiyseniz; mutlu, başarılı insanlar medyum aramıyor. İlahi inancı yüksek olan insanlar da dualara sığınıp yaratandan bekliyor.

Bazı insanlar ise; sosyo ekonomik baskı altında, mutsuz, özgüvensiz, ruh sağlığı bozulan, düşünce yoğunluğu, sisli duygu durumu yaşayanlar; kendilerini bir medyum kapısında buluveriyorlar.

Ve; bu duygu durumdaki insanlara medyumlar, falcılar bayılıyorlar. Çünkü bu tür sıkıntıdakiler umut arar iken; yaralı müşterilerin gözlerindeki “tükenmişlik, çaresizlik onları ilgilendirmiyor.’’ Onlar sadece hüzünlü yüzün cebindeki paranın peşindeler..

Zaten beden diliyle kendini belli eden kişilere analiz yapmak hiçte zor değil.

Anlatınca anlatılan, kandırıldıkça kandırılan insanlar fark etmeden bilinçlerini ve bütçelerini bu tacirlere teslim ediyor arkasından madde bağımlısı gibi olup; gün, hafta aylık değerlendirme, yorumlama hareketlerini öğrenmeden yaşamlarına devam edemiyorlar.

Akıllara yerleşen, hipnoz tümceler başlıyor komut vermeye;

“Yarın böyle davranırsam zengin olamam.”

“Satürn elinde sopa kapıda bekliyor.”

“Bu gün kırmızı giyinmesem sevgilim dönmez bana.”

“Merkür geldi. Venüs ama izin vermiyor.”

“Mor mavi çantam olmasa işsiz kalırım.!”

“Retro geldi; yine ailemle, arkadaşlarımla kavga edeceğim.”

Yaşamın sosyo ekonomik durumdan dolayı etki altında olan bu insanların; zaman içerisinde bilincini rehin alan “umut tacirleri” düpedüz toplum insanlarının “akıl ve ruh sağlığı ile oynuyorlar.!”

Günümüzün kolay mesleği olan medyumların radarına yakalandıysanız; “vay geldi” halinize.

Düşünceleriniz rehin olduğu kadar bütçenizin de yarısından çoğu onların kazancı oluyor.

Bu işi hayır için yaptıklarını söyleyen “kaderin habercisi” iseler; neden para alıyorlar.?

Cinlerle araları çok iyi ise; neden para almadan haber vermiyorlar?

Dua okuma metnini doktor reçetesi gibi yazıp veriyorlarsa; DUA edebilmek için kendini “gökyüzü habercisi” sanan bu insanlara para mı vermek gerekiyor?

Seans ücretleri de kişiden kişiye değişiyor. Hatta yüksek fiyata bakan medyumun gerçekleri söylediği algısı da oluşmuş durumda.

Herhangi bir ekonomi kriz kaygıları yok. İşi batırma iflas etme korkuları da yok. Sağlam sermayeleri umut arayan tükenmişlik sendromundaki insanlar.

Başlarını kaşıyacak zamanları yok. Kendilerini, eşsiz yetiye sahip bulan bu insanlardan randevu almakta çok zor. Bekleme salonları tıka basa dolu. Oturacak yer bile bulmazsınız. Ayakta saatlerce beklerim diyen insanların sabrına şaşarsınız. Beyinleri alabora olmuş, oto kontrolleri çoktan bir medyum ağına düşmüş şekilde bekleyip dururlar.

Kahve falı: 250 TL:

Tarot: 500 TL.

Suya bakmak: 1000 TL.

Doğum ve yaşam haritası çıkarmak: 2.000 ila 3.000 arasında değişir.

Gece yarısı dua okuma ücreti: 10.000 ila 20.000 arası. Tabi ayet ve duaların anlamına göre fiyat artabiliyor.

Ne yazık ki; sosyal ihtiyaçlarını, yaşam gereksinimini karşılamayan çoğu insan, tuzak içinde ve bu parayı bulup verebiliyorlar. “Sırf bir günlük teselli arkası büyük hüsran ve psikolojik sarsıntılar!”

Peki;

Bu işi yapan kendilerine meslek edinen bu insanlar için astroloji bir bilim midir sorusu ile karşılaşıyoruz:

Astroloji nedir peki? Basitçe; yıldızların ve gezegenlerin belli dönemlerdeki konumlarına bakarak geleceği tahmin etmek veya kişilerin karakter yapıları üzerine analizler yürütmektir.

Astroloji bilim midir?

Bilim; Doğa olaylarının kanıtlara dayanan, kontrollü ve tekrar edilebilen deney ve gözlemler yoluyla açıklamaya çalışmak ve “bilim” bir sistematiği,kuralları ve sınanabilir çıkarımlarının olması gerekmektedir.

Astroloji, tüm sınamalarda sonuçsuz kalır!

Astrologların en “iyi” olarak nitelenenlerinin dahi yaptığı; geleceğe ve kişilerin karakter yapılarına dair tüm tahminler sınandığında elle tutulur hiçbir yanının olmadığı açıkça görülür. Hiçbir kontrollü deneyde astrolojinin doğruluğuna dair bir kanıt bulamazsınız.

Burçlarda yer alan “karakter” tarifleri o kadar genel biçimde yazılmıştır ki, bunların herhangi birini alıp farklı bir burç sahibine;

“bak bu senin burcun” diye sıralarsanız,büyük oranda “evet, tam beni tarif ediyor. “Yorumunu alırsınız. Denemesi bedava, tavsiye ederim yapın bunu, çok eğleneceksiniz.

Bir bakıma, astroloji ile kahve falı bakmak arasında “tutarlılık” yönünden zerre fark bulunmaz.

“Zeki” birinin geleceğe ve kişilerin karakter yapılarına yönelik tahminleri ile en ünlü astrologun tahminlerinin tutma oranı tümüyle eşittir, hatta bu zeki kişi daha iyi tahminlerde bulunabilir. Ve; paha değer olan yüksek paraları da hapsetmez.!

Bu bakımdan “astroloji bilim değil, bir safsatadır.’’ Tarihin en eski dolandırıcılığı,eğlencesi ve inançlarından biridir.

ASTROLOJİ bilim değilse boşa zaman harcamadan kaderinizi bir falcı, medyum ve bir diğer kişiden öğrenip paranızı harcayacağınıza; iç sesinizle başınızı gökyüzüne kaldırıp, evrenin dualarına el açın.’’

Unutmayın;

Sizi dünyaya getiren bir falcı değildi. Sizi bu hayatta güzelleştirecekte emin olun bu yalancı “umut tacirleri’’ değil.!