Ey General Votel! Türkiye’nin Suriye’de bulunma nedeni ABD’den çok farklı. Türkiye, ülkesinin  güney sınırları boyunca kuşatılmasına razı olmadığı için, yalnız ordusuyla değil, 7’den 70’e bütün insanlarıyla şahlanmıştır. 

Ey General Votel! Kore’de yanyanaydık, ama sen Türk ordusunu karşında görmedin hiç. Şunu asla unutma, ABD, bugüne kadar karşısında ölmeyi bilen, emirle ölüme giden bir ordu görmedi. 

Blackwater gibi paralı asker şirketlerinin devşirdiği madde bağımlısı sürüyü ordu sanan General Votel, Türk ordusunun binlerce yıllık tarihini hiç okumadığın belli oluyor. Türk ordusunun millet-ordu olduğundan da haberin yok. 

Ey General Votel! Türkiye ile uğraşmayı bırak da, dünya kamuoyuna Ortadoğu’da, özellikle de Suriye’de bulunma gerekçeni anlat..

Türk askeri ÖSO eşliğinde, Zeytin Dalı uzattığı Suriye’de, yeni bir destan daha yazarak Afrin hedefine ilerliyor. Dost bildiklerimizin, “Türkler sivilleri katlediyor” şeklindeki algı operasyonu boşa çıkarabilmek amacıyla, yabancı basın mensupları zırhlı araçlarla “Burseya Kalesi”ne götürüldü. “Burseya Kalesi”ne bayrak çekme operasyonu bütün dünyaya canlı yayınlarla izletildi. Cepheye götürülen basın mensuplarına yalnızca bayrak çekme törenini değil, burada terör örgütlerinin oluşturdukları üstün bir mühendislik bilgisi, teknoloji ve lojistik destek gerektiren yüzlerce metre uzunluğundaki tüneller de gösterildi. 

Bu tünellerden Türkiye’ye terör ihraç ediliyordu. Türkiye, Fırat Kalkanı operasyonunu bu tehditleri etkisiz kılabilmek amacıyla gerçekleştirmişti. “Zeytin Dalı”nı da bu nedenle uzatmıştı. 

Türkiye, her iki operasyonu da, uluslar arası hukukun kendisine tanıdığı meşru savunma hakkını kullanarak gerçekleştirmişti. Afrin’in terörist unsurlardan temizlenmesi son hedef değildi; sırada Münbiç vardı, Fırat’ın doğusu vardı. Türkiye’nin, güney sınırları boyunca kuşatılmayı, Ortadoğu coğrafyasından soyutlanmayı kabul etmesi mümkün değildi. O nedenle, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye’nin kuzeyinde, Fırat’tan Irak sınırına uzanan bölgede ABD eliyle oluşturulmaya çalışılan devlet yapılanmasını Türkiye açısından bir tehdit olarak değerlendiriyordu. Suriye’de bulunmamızın hukuki dayanaklarını ortaya koyuyordu. “Fırat’tan Irak sınırına” hedefi, bu kaygılarımızın doğal sonucu olarak  belirlenmişti. O nedenle, “Bu iş Afrin’de bitmez; sırada Menbiç var, Fırat’ın doğusu var” deniyordu.

Türkiye’nin kararlılığını böylesine net olarak ortaya koyduğu bir ortamda, ABD Savunma Bakanlığı Sözcüsü Korgeneral Joseph Votel, basına yaptığı bir açıklamada, “Menbiç’ten çekilmeyi düşünmüyoruz” diyordu. 

Hatırlayacaksınız, 15 Temmuz sonrasında Ankara’ya gelen dönemin ABD Başkan Yardımcısı J. Biden, “YPG Fırat’ın batısına çekilecek. NOKTA!” demişti.. Bu, Türkiye’ye ABD tarafından en üst düzeyde verilmiş bir sözdü.  2016 Kasım ayında yapılan ABD başkanlık seçimleri öncesinde verilen bu söz maalesef tutulmadı.

Bu arada Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’in girişimiyle, Rusya ile buzlanan ilişkilerini normalleştiren Türkiye, uluslar arası hukukun tanıdığı savunma haklarını kullanarak Fırat Kalkanı operasyonunı gerçekleştirmiş, El Bab’ı DEAŞ’tan ve terör unsurlarından temizlemişti. 

Fırat Kalkanı’nın ilk hedefi El Bab’tı; sonrasında, Fırat ile Hatay arasında bir güvenlik bölgesi oluşturmaktı. Zeytin Dalı, Fırat Kalkanı’nın devamıdır; Menbiç dahil, Fırat- Hatay arası temizlenecektir. Sonrasında, sıra Fırat’ın doğusuna gelecektir. Gelişmeler Türkiye’yi bazı adımlar atmaya zorlamaktadır.

AFRİN BİR GÜL BAHÇESİ DEĞİL

Zeytin Dalı operasyon alanı gül bahçesi değildir. 180 bin nüfuslu ve her köşesi tuzaklanmış Afrin merkezinde Türk askeri halkın arasına karışmış teröristleri bulup temizleyecektir. “Zeytin Dalı”nın Afrin bölümü zorlu bir mücadele gerektiriyor. “Neden zorlu? Yerleşim birimlerinde teröristle sivil halkı ayırt etmeniz çok zor. Yapacağınız harekatta sivil halka zarar vermeyeceksiniz.” Tamam, Türk ordusu şehir savaşlarında çok deneyimli ve başarılıdır, ama operasyonu planlayan komutanların hedefi de, bu “temizliği” en az kayıpla tamamlamaktır. 

EY GENERAL VOTEL!

“Menbiç’ten çekilmeyi düşünmüyoruz” diyen ABD Merkez Kuvvetler Komutanı General Votel, DEAŞ’ın ABD/İsrail kurgulaması olduğunu öğrendiğinde büyük tepki gösteren ABD Özel Kuvvetler Komutanı Orgeneral Raymond Thomas’ın ayağını kaydırmaktan çekinmeyen bir Pentagon görevlisidir. Bu nedenle, General Votel’dan Türkiye adına olumlu bir uygulama beklemek çok fazla iyimserlik gerektirir. Çünkü General Votel, ABD Savunma Bakanı Mattis’e “Türkiye ile çatışmaya hazır olunması gerektiğini” söyleyen birisi. 

General Votel’ın Türkiye’ye bir kuyruk acısı var. Çünkü, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında Türkiye’deki bazı önemli arkadaşları gözaltına alınmıştı. General Votel, Türkiye’nin Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı operasyonlarında işbirliği yaptığı Özgür Suriye Ordusu’nu (ÖSO) terörist örgütler listesine sokmak için özel çaba gösteriyor. 

Türkiye’ye duyduğu nefretin başka nedenleri var mıdır, bilemiyoruz, ama ABD’nin Suriye’de bulunma gerekçesini açıklayamayan CENTCOM Komutanı Votel’ın bilmesi gereken bazı gerçek var. 

Ey General Votel! Türkiye Suriye’de, ABD gibi işgalci değil. Türkiye Suriye’de ülkenin petrol kaynaklarını, tarihi varlıklarını yağmalayabilmek için 600 bin masum insanı katletmedi, milyonlarca insanın mülteci durumuna düşmesine neden olmadı. Siz ülkesini yağmaladığınız insanların Akdeniz’in azgın dalgaları arasında boğulmalarını seyrederken, Türkiye 3.5 milyon Suriyeliyi bağrına bastı.  

Ey General Votel! Türkiye’nin Suriye’de bulunma nedeni ABD’den çok farklı. Türkiye, ülkesinin  güney sınırları boyunca kuşatılmasına razı olmadığı için, yalnız ordusuyla değil, 7’den 70’e bütün insanlarıyla şahlanmıştır. 

Ey General Votel! Kore’de yanyanaydık, ama sen Türk ordusunu karşında görmedin hiç. Şunu asla unutma, ABD, bugüne kadar karşısında ölmeyi bilen, emirle ölüme giden bir ordu görmedi. 

Blackwater gibi paralı asker şirketlerinin devşirdiği madde bağımlısı sürüyü ordu sanan General Votel, Türk ordusunun binlerce yıllık tarihini hiç okumadığın belli oluyor. Türk ordusunun millet-ordu olduğundan da haberin yok. 

Ey General Votel! Avuçlarına kına yakarak cepheye gönderdiği kuzularına zeytinyağlı sarma, yün çorap, atkı yetiştirebilmek için, gönüllü olarak seferberlik ilan eden, sabahlara kadar uyumayan analar ordusu gördün mü sen bir başka yerde? Beşikteki bebesinden eli bastonlu ninesine, dedesine kadar asker olan bir millet tanıdın mı? “Menbiç’ten çekilmeyi düşünmüyoruz” derken, karşındakinin Türk ordusu olduğunu dikkate alarak, bir kez daha düşün. Kongre’deki, Senato’daki aklı başında Amerikalıların sesine kulak ver; Türkiye gibi bir dostu kaybetmek, ABD’nin yararına olmayacaktır. 

Ey General Votel! Türkiye ile uğraşmayı bırak da, dünya kamuoyuna Ortadoğu’da, özellikle de Suriye’de bulunma gerekçeni anlat..