Başarılı iş adamları hatıralarını, tecrübelerini, tavsiyelerini yayınlarlar. Orada hemen hepsinde ortak olan tavsiye şudur: Zamanında evleniniz. Yuvanızı kurunuz. İş hayatında başarının en temel sebebi iyi bir aile sahibi olmaktır.
Evli olmayan insanın -erkek ya da hanım olmasının bir farkı yoktur- zihni dağınıktır. İlgilerinin alanı karşı cinsten olan herkesi kapsar. İsterseniz şuuraltı-bilinçaltı, fıtrat, eşyanın tabiatı diyebilirsiniz. İnsan yaratıldığı andan itibaren eğilse bile, cinsel kimliğini kazandığı anı takip ederek karşı cinse  tüm alıcılarını yöneltir. Bunu bilinçli olarak yapması da gerekmez. Aklını başka şeylerle meşgul etse de durum değişmez. Tüm davranışların maskelemesine rağmen o bilinçaltında kendisini tamamlayacak karşı cins insanını arar.
Bunu şuurlu ya da şuursuzca yaparken karşısına çıkan herkesi o gözle tartar. Kimini değerli kimini değersiz addederek zihninde eleme yapar. Ama hiç birini evleneceği dakikaya kadar zihninden çıkarıp atmaz. Onları takip eder, yapıp etmelerini değerlendirir. Onların başarılarını, başarısızlıklarını, cesaretlerini, toplum içindeki konumlarını, olabileceklerini, ilerde olabilecekleri ihtimalleri de hesaba katarak değerlendirmesini sürdürür. Bu yüzden evli olmayan insanın zihni hayatlarında, çevrelerinde olan karşı cins sayısınca objeyle ilgilendiğinden çok dağılır. Hepsine yetmeyebilir. Bu yüzden günlük hayatın yaşanmasında bu dağınıklık olumsuzluklar olarak kendini gösterir.
İşte bu sebepten başarılı bir iş hayatı için evlilik önemlidir. İnsan evli olduğunda bir tek karşı cinse odaklanacak, ilgi alanı daralacak, dikkatini iş hayatına, günlük hayatın yaşanmasına ayırabilecektir.
İnsanlar bir aile kurmak zorundadır. İnsan olmanın, iman ve ahlak sahibi olmanın gereğidir aile kurmak. Bütün dinler, o dinlerin uygulamasını öğreten peygamberler evlenmeyi şeriatlerinin temeline yerleştirilmiş buldular.
Allah insanı yaratıp yeryüzüne göndermeyi irade buyurduğunda onları bir erkek ve bir dişi olarak gönderdi. Neslin devamı için bir erkek ve bir dişinin bir arada olması tekvini kanundur. Hayvanlar ve bitkiler de bir erkek ve bir dişi olarak yaratılmışlar.
Kuşların tavrını inceleyen insanoğlu bir deyim geliştirmiş. Yuvayı dişi kuş yapar. Ağzında çer çöp taşıyan kuşlar hep dişidirler. Yumuşak, gözden ırak bir köşede yumurtasını üstüne bırakacağı, koruyabileceği mekeanı dişi kuş bulur ve döşer. Erkek kuş da ona yardımcı olur ve bilhassa koruma da öne çıkar.
Her toplumun temel taşı insandır. Ama insanın üretilme yeri ailedir. Bir erkek ve bir dişi bir arada yaşamazlarsa yeni bir insan yeryüzüne gelemez. Bir arada yaşayan erkek ve kadın beslenmesiyle, teneffüs ettiği havasıyla, kullandığı eşyayla, kederle, hüzünle, neşeyle, meserretle ortak iklimi paylaşırlar. Bu ortaklık bekear için korku sebebi olabilmektedir.
Ben özgür bir insanım. Ben okumuş, meslek sahibi bir insanım, kimsenin emrine giremem, kimseye hesap  veremem, Kendi hayatımdan ödün veremem gibi beylik lafları vardır evli olmayanların, evlenmekten ürkerek onu geciktirenlerin.
Ama hayat hiçbir anında onların düşündüğü gibi cereyan etmez. İnsan anne babasına bağımlıdır. Kardeşlerine bağımlıdır. Oturduğu, dünyaya geldiği evin şartlarına bağımlıdır. Apartmanın, binanın, coğrafi konumun bağımlısıdır. O eve giren gelirin bağımlısıdır. O evde pişen, yenen yiyecek ve içecekle bağımlıdır. O evin giyim tarzına bağlıdır. Evdeki ev hayvanlarına bağımlıdır. Hayat kişilerin ve  çevreleyen şartların örgüsünde gerçekleşir. Sorumluluk insanın en temel dinamosudur, motorudur. Ne kadar kaçılırsa kaçılsın, ne kadarından kaçılabilinirse kaçılınsın, ama sonunda yine de bazı sorumlulukların girdabında devinip durur insan.
Evlilik sorumluluktur. Bir başkasıyla, karşı cinsten bir başkasıyla aynı hayatı yaşama kararıdır evlilik. Her birinin artık ben deme hakkının yok olduğu, biz deme sorumluluğunun başladığı andır evliliğe karar anı.
İşte evlenmekten korkan ve onu geciktiren insanların meselesi bu. Karşı tarafın sizin üzerinizde, ama sizin de karşı taraf  üzerinde hak sahibi olacağınız kurumdur aile. Ailenin kurulması davranışlar manzumesine de evlilik, evlenmek deniliyor.
Evlilik bireysel hayatınızdan kayıpları kabul etmektir. Evlilik, karşı cinsten birinin hayatında söz sahibi olma hakkı kazanmaktır. Kaybettiğiniz ile kazandığınızı tartınız. Kaybettim sananlar yanılıyorlar. Evlilikle kazanılanlar, kaybedilenlerden çok fazladır.