Ülkemizin tabii zenginliklerinden birisi de üç tarafının denizlerle çevrili olması.

Hal böyle olunca ülkede geçimini balıkçılıktan sağlayan nüfus da bir hayli fazla.

Denizlerimizdeki av yasağının kalkmasıyla birlikte, balıkçılarımız da tekrar denizlere yelken açtı.

2013 yılında, denizlerimizde avlanan balıklarda bir önceki yıla göre %6,5 oranında azalma oldu.

2013 yılında denizlerimizden 295 bin ton balık çıktı. Ve maalesef ki her geçen yıl azalıyor.

2012 yılında 315 bin ton balık avlanmıştı. Hâlbuki geçmiş yıllarda ortalama 500 bin ila 600 bin ton balığı denizlerimizde avlayabiliyorduk.

2013 yılında avlanan 295 bin ton balığın 220 bin tonu halkın arzına sunuldu. Kalan ise yem fabrikalarında kullanıldı.

77 milyon nüfuslu ülkeye 220 bin ton balık girdisi olunca, kişi başına 3 gram balık düşmekte. Her yer deniz ama halkımız bundan yeterince faydalanamıyor. Tabii bu durum fiyatları da yükseltiyor.

Neyse ki balık çiftlikleri imdada yetişti. Özellikle çupra ve levrek, balık çiftliklerinde bolca üretiliyor. Bu balıkların doğada yetişmemesi, yemle ve ilaçla büyümesi ise iştahı kaçırıyor.

Yine 2013 yılında balık çiftliklerinde 67 bin ton levrek, 35 bin ton çupra, 127 bin ton alabalık üretildi.

Topladığımızda, ürettiğimiz balık ile avladığımız balık miktarı neredeyse aynı.

Tabii bu da yetmediğinden yine 2013 yılında yaklaşık 200 milyon USD’lik balık ithal ettik.

Maalesef burada da yine siyaset ve Avrupa Birliği kriterleri ile bize dayatılanlar etkili olmuş.

İzmit körfezinin geçmişte en önemli deniz balıklarının yumurtlama alanı olduğunu hatırladığımızda, yumurtlama döneminde milyonlarca balığın İzmit körfezine gelip yumurtladığını hatırladığımızda bu dayatmayı daha iyi görüyoruz.

Artık milyonlarca balık üreme için Yunanistan ve adalarına gidiyor.  

Bugün İzmit sanayi kenti; her yer fabrika, her yer atık. Balıklar göçe zorlandı.

İzmit körfezinde balıkların yumurtlama şansı yok, çok fazla kirli.

“Denizden babam çıksa yerim” diyenler bile vazgeçti. Çıkanlar yenecek gibi değil.

Şimdi geriye dönüp baktığımızda; koşulları uygun birçok şehrimiz varken, neden balıkların yumurtlama merkezi yani İzmit sanayi bölgesi seçilmiş

Şimdi gelin 2013 yılında denizlerimizden hangi balık ne kadar çıkmış ona bakalım.

Hamsi ortalama 350 bin ton çıkarken 179 bin ton çıktı. Lüfer ortalama 25 bin ton çıkarken 5 bin ton, sardalya 30 bin ton, istavrit ise 20 bin ton çıktı.

Çupra ve levrek ise artık çiftliklerde yetişiyor. Denizlerde çupra sadece 943 ton çıktı.

Deniz balığı ile çiftlik balığı arasındaki yağlanma ve lezzet farkı bir hayli fazla.

Bu sebeple, balıkçılarda deniz balığının daha pahalı olduğunu görürüz.

Avcılık yapan çok fazla küçük çaplı balıkçımız var, bunlar tabiatın dengesini bozmadığı gibi doğal seleksiyonu da sağlıyorlar.

Bunun yanında büyük tekneler de var. Türkiye’de bu teknelerden 700 adet var.

Bu tekneler son teknoloji ile donatıldığından balıkların yerini tespit edip avlanıyorlar. 

Denizin dibi taranarak av yapıldığından, küçük, büyük hatta balıkların yumurtaları ne varsa alıyor ya da bozuyor.

Atalarımız “İyilik yap denize at” demiş. Yaptığın iyiliğin kimsenin bulamayacağı, göremeyeceği bir yerde olması gerekliliğini vurgulamış bu söz. Bu radarlı tekneler onu bile bulur.

Balıklarımız denizlerimizde azalıyor. Bu şuursuzca avlanmamız ve hatta tüketmemiz yüzünden çok yakında balıkların da kıyameti gelecek.

Hazır şu an mevsimi; hâlen bulabiliyorken ve ucuzken doya doya yiyelim.