Bu sorunun cevabını birlikte düşünelim…
Yaşlılıkla birlikte her iki cinste hormonal değişim yaşanır.
Bu değişimlerden biri de kadınlarda “östrojen”; erkeklerde “testosteron” hormonlarının yaşla beraber azalmasıdır.
Kadınlarda 40 yaşlardan itibaren kadınsı hormonundaki azalmalar sonunda kadının doğurganlığının sona erme süresi olan menopoz ile tanışmasına neden olur.
Biz erkeklerde testosteron hormonu azalsa da, 70 yaşında da çocuk sahibi olabilecek hormon düzeyi devam etmektedir.
İşte cinsler arasındaki bu fark, bazı bilim adamlarınca erkeklerde “andropoz” un olamayacağı görüşü hakimken
Bazı bilim adamları da, yaşla hormonal değişim kaynaklanan bu değişimlere isim verilmesi gerekliliğini savunarak, andropoz sürecini kabul etmektedir.
Varsın bilim adamları var mı yok mu diye tartışsınlar, bazı gerçekleri de göz ardı etmeyelim.
Testosteron; kadınların östrojen seviyesindeki düşme gibi 40’lı yaşları beklemeden, 30’lu yaşlarda biz erkeklerde azalmaya başlıyor.
Bu hormonun azalması demek, yağsız vücut kitlesinden kas kayıplarının da çoğalması demektir.
Erkeklerde en büyük sorun olan karın bölgesinde hızla yağlanmanın artması, bu yağlanma ile birlikte birçok rahatsızlığa karşılık kapımız hızla açılır.
Kemik dokularında kırılganlıkların artması, kemik yoğunluklarındaki kayıpların çoğalmasıyla eşdeğerdir.
Kolesterol artışı, kalp krizi riskini tetikler.
Cinsel performansta düşüşler görülebilir.
Tüm bu olumsuzlukları geciktirmenin yolları da var.
1- Yeterli ve dengeli beslenirseniz, antioksidandan zengin
2- Bilinçli bir egzersiz programını yaşantınıza sokabilirseniz
3- İyi ve kaliteli uyuyabiliyorsanız.
ANDROPOZ’DAN korkmayın…
