Seçimin üzerinden yaklaşık 3 ay geçti.

Geçici hükümet olağan işleri yapmak için 3 aydır görevde.

Bu süreçte Türk Lirası ilk etapta etkilenmedi.

Ardından terör eylemleri başladı.

TL’de değer kaybetmeye başladı.

Dolar 2,94 TL’ye Euro 3,41 TL’ye yükseldi.

2001 yılında dolar 1,25 TL Euro 1,06 TL idi.

O yılda devalüasyon yaşanmıştı.

Dönemin hükümeti ne zor durumda kalmıştı!

Hatta hükümet seçime gitmek zorunda kalmıştı.

O günden bugüne dolar %135 artarken Euro %220 arttı.

Fakat devalüasyon neredeyse hiç konuşulmadı.

Ülkemizde artık ithal malların bazıları %135, bazıları ise %220 daha pahalı.

Yerli üreticimizin malları ise ucuz.

Aradaki komisyoncular, üreticilerden çok daha fazla kazanıyor.

İthal ürünlerin bu kadar pahalanmasına rağmen ithalatı bir türlü istenen seviyede azaltamadık.

Devalüasyon dönemlerinde ihracatta artış beklenir; ama o da olmadı.

Yerli üreticimiz ise maliyetlerinin pahalı olması fakat satış bedelinin artmaması sebebiyle zorda.

Bir kısım üreticimiz cepten yani sermayeden yemek koşuluyla üretmeye çalışırken, büyük bir kısmı üretimden çoktan ayrıldı ve nakte döndü.

Türk halkının malları&varlıkları yabancılar karşısında aynı oranda eridi.

Yabancılar için Türkiye’den mal almak, gayrimenkul almak sudan ucuz.

Geçmişte, devalüasyon dönemlerinde tüketici yerli üretime yönelirdi, ama o da olamıyor.

Üretici üst üste devalüe olmaktan belini doğrultamıyor.

Devalüasyon ile birlikte milletimiz yaşam kalitesini, insani değerlerini kaybediyor.

Ve biz hâlen yabancılardan mal almak zorundayız; onları besliyoruz; biz ise zayıflıyoruz.

Geçmişte duyardık; “Borsa’da spekülasyonlar yapılıyor” diye, hatta bu sebeple ceza alanlar oldu.

Bugün TL o kadar zayıf ki! Dolar, Euro, Altın yatırımlarında bile spekülatif hareketler rahatlıkla yapılabilir.

Geçen hafta detaylıca açıkladığımız; Dünya’da altın değeri düşerken Türkiye’de altın değerinin çıkması gibi...

Küçük yatırımcıların çok fazla dikkat etmeleri gerekir.

Bugünlerde risk almadan vadeli mevduat yada gayrimenkul yatırımlarına yönelmek daha sağlıklı olacaktır.

Böylece tasarrufumuz ülke içinde başka bir yatırıma dönüşme fırsatı da bulur. Çifte fayda sağlamış oluruz.

Bu günlere tabii ki bir anda gelmedik.

Uzun zamandır birçok ekonomist bu durumu ifade ediyor.

Şimdi ise Ekonomi Bakanımız bu durumu anlatmaya çalışanlara “Kefen parası bulamayasın,” diyor.

Daha önce bu tür bir yaklaşımı Fettullah Gülen’den duymuştuk.

Onun ettiği beddua sonrası herkes kınamış ve bir müslümana yakıştıramamıştı.

Bir projenin, bir işin iyi yapılıp yapılmadığı “ölçümleme” sonuçları ile ifade edilir.

Türkiye ekonomisi içinde elimizde ölçülmüş bir değer var; o da Türk Lirası.

Türk Lirası’nın, yabancı para karşısında bunca değer kaybetmesi belli ki bir-takım yanlışların sonucu.

Bu olumsuz durumu izah etmek beddua almayı gerektirmemeli.

İlla beddua edeceksek; kendi menfaatleri uğruna bu vatana, evlatlarına zarar verenleri hatırlayalım, terör eylemlerini hatırlayalım...

Bölünmez ülkemiz için şehit düşen kolluk güçlerimizin ruhları şad olsun.