Hangimiz dünya ile arasında bağ kurmaya çalışmaz? Dünya ile bağımızı, enerjiyi hep sorgulamışızdır. Sırf bunun için burçları keşfetmiş, izlemişizdir.

Burçlarda aradığımız şey “uyum”du… Merakımız, dünyaya uyum sağlayıp sağlayamadığımızdı. Çünkü “uyuma” çok fazla ihtiyaç duyarız.

Hayatımızı bir ritim içinde devam ettirmek isteriz. Ardı ardına gelen, hoş, uyumlu sesler…

Bu sebeptendir müziğe olan duyarlılığımız. Uyumlu sesler bizi rahatlatır, keyif verir.  

O uyum ve ahenk nefsimizi yayar. Üzerimize ferahlık, rahatlık gelir. Ruhumuz okşanır. Negatif ne varsa bedenimizden sıyrılırız sanki, içimiz içine sığmaz olur. Bir haykırış kopar içimizde, avaz avaz bağırır ruhumuz: “Özgürlüüüük!”

Lâkin istenmeyen kakafonlar da olabilir bazen… Kulağımızı tırmalayan, uyumsuz sesler… Hayata, nota yerlerinden basılmamıştır. Parmaklar bir milim bile kaysa rahatsızlık hat safhaya ulaşır. Uyum için notayı her daim okuyabilmeli, doğru yere basabilmeliyiz. Yani her şey gibi uyum da eğitim ister. Oku!.. 

Evet tabii ki ekonomi de uyum ister…

Ekonominin kötü sesleri de; ansızın ve fazlaca çıkıp-inen fiyatladır. İnsanı ter basar, esaret basar, huzur kaçar, nefsin seni ele geçirir, isyan başlar.

Bugünlerde inşaat demiri kullanan müteahhitler isyanda…

Genelde ramazan ayında gıda fiyatlarını konuşmak âdettendir. Ama bu ramazan can yakan demir fiyatları öne çıktı.

Ocak ayında inşaat demirinin tonu 1.830 TL idi, şimdi ise 2.155 TL. Demir ülkemizde bol bol çıkmakta. Birçok maden ocağımız var. Çoğu ise özelleştirmeler ile yabancılara satıldı. Ve maalesef neredeyse bedavaya ihraç ediliyor, yabancılara, yurtdışına satılıyor.

Ama satış yurtiçine olacaksa pahalı… Birkaç ay içerisinde %20 gibi abartılı bir zam yapılabiliyor.

İşte uyumsuz seslere, içimizi saran esarete, pozitif enerjimizin, ucuz demirin yurtdışına kaçmasına, isyana en güzel örnek… Hem de yurtdışına çıkış pasaportsuz, vizesiz… Kendimize vize serbestisi alamadık ama yeraltı zenginliklerimize, pozitif enerjimize çoktan aldık…

Neyse ki bir nebze ferahlatan ses Türkiye Çelik Üreticileri Derneği’nden geldi. İnşaat demiri üretimi hızlandırılmış. Pek yakında fiyatların düşeceği, bu artışın geçici olduğu söylendi.

Türkiye, yıllık 36 milyon ton demir üretimiyle dünya 8’incisi… Büyük bir kısmı konutta olmak üzere yılda 9 milyon ton demir kullanıyoruz.

Türkiye, kişibaşı demir tüketiminde Çin ve Almanya’nın ardından üçüncü sırada. Lâkin demir kullanımı Çin ve Almanya’da sanayi ağırlıklı, Türkiye’de ise konut ağırlıklı…

Üretime değil, duran, durduran varlıklara yatırıyoruz demiri…

Bu sebeplerler yakında konut fiyatlarını da artacaktır. Çünkü sadece demir maliyeti %20 artmadı. TÜİK verilerine göre; bu yılın ilk üç ayında, bir önceki yıla göre konut maliyetlerinde ortalama %16 artış var… Şimdi bir de demir fiyat artışı buna eklendi…

Apartman sakini olmak için eve ihtiyaç duyarız. Sakinleşmeye, dinlenmeye ihtiyaç duyarız… Ama o da rant kurbanı… Fiyatlar aldı başını gitti. Ve gitmekte…

Sakinleşmeyi umduğumuz yer bile uyumsuzluklar sarmalında…

Demek ki kötü seslere kulak tıkamak çare değil... Kötü seslerden etkilenmemek, esareti hissetmemek için hayatın doğru notalarına basabilmeliyiz…