Teşvikiye cami bu aralar çok sık cenazeye evsahipliği yapıyor. Çok duygusuz bir cümle oldu biliyorum.
Ama artık duygularımı rafa kaldırmaya karar verdim. Empati yapmaktan yoruldum. Kendimi insanların yerine koymaktan milyonlara bölündüm.
Yeter!
Yoksa
Ya katil olacağım ya da kötü bir hastalık.
Bu gidişatı hiç sevmiyorum.
İnsanlar zemberekten çıkmış gibi… bu güne kadar öğrendikleri tüm donanımlarını reddettiler.
Kim kimi dütlesemin peşinde.
Bencil bir dünya içinde ya kurallara uyacaksın ya da defolup gideceksin.
Bir seferde defolup gidersen şanslısın.
Bir de sürüne sürüne, parça parça gitmek var öte tarafa.
Neyse bu giriş yeterli…
….
Teşvikiye Camii’nin yanından geçipte bahçesinde ki  musalla taşında yatana ve çevresine istemsizce de olsa, bakmadan geçen yoktur herhalde.
Hal ünlüleri ağarlayan son durak olunca…
Meraktır insanı öldüren de güldüren de.
İşte o gün de kalabalık bahçeye yanımda birkaç kişiyle mal mal bakarken-mel mel demiyorum bakın çünkü gençlerin trendi bu- hoca diğerlerine mağlum soruyu sordu;
Onu nasıl bilirdiniz?
Dınk!
Film koptu.
Ben zaman makinesinde kaldım.
….Birkaç nefes içinde kendime ve dünyaya geri döndüm.
Çünkü yanımda ki ahmak; Kendim gibi…dedi sırıtarak. Göya kısık bir sesle.
Al sana düşünme ortamı.
Acaba bu adam nasıl biri de hiç tanımadığı musalla taşının geçici sahibine laf attı.
Tabutunun, onun da içinde tertemiz ak pak yıkanmış beyazlara bulanmış, cinsiyetini ve yaşadığı  hayatı hiç bilmeden attığı bir laf.
Ama sonradan kızamadım adama.
Sağolsun bu haftaki yazımın kahramanı oldu.
Sarmalardayım.
Orada ki insanlar öbür tarafa yolcu ettikleri kişiye ne kadar iyi ve ne kadar kötü diyebilirler. Yaşamının her nefesine ne kadar hakim olabilmişlerdir ki, yorum yapmaları istenir.
Kendi kötüyse kötü, iyiyse iyi midir?
Ya da empati yaparak diğer tarafta da mutlu olsun diye iyi mi derler.
Ya da iyi derler kendilerine bir artı getirsin diye mi?
Enerji hem iyi hem kötüyse, kaynağı nedir?
Nasıl beslenir. Yaşam mı yoksa ölüm müdür enerjinin makbulu?
Tabii Enerji ve Kaynaklar Bakanlığı bu sorunu çözmek için midir?
Yenilebilir Enerji karşımızdakinin enerjisini tüketmek midir?
Oh ye babam ye!
Kadın sorar adamına
Adam sorar kadınına;
Niye yiyorsun beni?
Eee sen yenilenebilir enerjisin.
Bazısı oh yeme de yanında yat dese de- Paylaşılabilir enerji- geçici bir durumdur. Sürelidir. Sınırlı sorumlu değildir öyle okullarda öğretilen siyasi düşünce gibi…
Enerjiyi yiyebilirsin.
Öyle tüketilebilir enerji falan yok, enerjinin hepsi yenir. Dibine kadar.
Derüne en derüne kadar tüketeceksin!
Eşin yer, çocuk yer, sokaktaki adam yer, öğrenci yer, politikacı yer…yer oğlu yer.
Dünya sınırlı bir yer olduğu için yemezsen dengeler zaten yer.
Burada önemli bir konu ise; enerjinin kaliteli olması durumudur.
Öyle her enerjiyi yersen midene oturur.
Satranç gibi düşünmeli üç beş hatta onbeş adımı düşüneceksin der
Kim mi?
Bilmiyorum.
Ben çekirgeyim. Ne derlerse yerim.
Şak Şaklar…sarmalarıma son verdirdi.
Bu alkış niyedir?
Güle Güle kardeş iyi ki gittin bi kıç daha kotardık mı demektir? Bu kadar yüzsüzleşti mi insanlık?
…..
Enerjim tükenmiştir arkadaşlar.
Bilmem ifade edebiliyor muyum?
Bu seçim debdebesi ve yüzsüz koltuk kapmacaları sevdası…
Beni ve takım arkadaşlarımı bezdirmiştir.
Ne evimde oturabilmekteyim, ne ders verebilmekteyim, ne de sokakta ki keman yayı gibi gerilmiş hemtürlerimle anlaşabilmekteyim.
Enerjimizi bitiren bu seçim otobüslerini deviresim gelmekte
Mikrofonları suya sokup elektrik vermek istemekteyim.
Buradan hepimiz adına yeter kesin sesinizi diyorum.
Enerjilerinizi de alın gidin.
Kim gelirse gelsin edebinizle sakin ve huzurlu yiyin ve  yedirin enerjilerinizi.
Ama yetti. Tüttük tüttük.
Yenilebilirken, Yanabilir enerji olduk ya…
Bir an önce bu seçim gününün gelip sakinleşmek istiyorum.

Sonra bakarız enerjimiz nasıl beslenecek!
Allah sabırlar versin kardeşlerim.
…..
Meftayı nasıl bilirdiniz?
…..
Len…
Hala düşünüyorlar!
İyi bilirdiniz iyi bilirdiniz.