4A, 4B, 4C VE 4D nedir bunlar? Bunlar nasıl çalışır?

On yıl öncesine kadar ya memurduk, ya da işçi… Şimdi 657’ye tabi bir sürü farklı statü de çalışan var. İşçinin de taşeronu var.

Daha çok yeni; kamuda çalışan taşeron işçilere yani 4C’lilere kadro verileceğini duyduk.  Kamuda aynı işi yapan ama farklı statülerde çalışan emekçilerin durumu nedir? 

Türkiye’de gerek kamu gerekse özelde çalışan iki milyona yakın taşeron işçinin olduğunu biliyoruz. Aynı işi yapmalarına rağmen farklı haklara sahip olan bu emekçilerin neler yaşadıkları adına bir şeyler yazmak istedim bu yazımda… 

Aslında gözümün önünde yaşanan bir aile bölünmüşlüğünden bahsetmek demek daha anlamlı olacak. 

Anlatacaklarım; kamuda 4B’li çalışan bir arkadaşımın ve onun durumunda olan birçok ailenin çektiği çiledir. KPSS sınavında çok yüksek puan alarak özelden kamuya geçen beraber çalıştığım bu arkadaşım tam iki yıldır karısından ve çocuğundan ayrı, İstanbul-Samsun arasını suyolu haline getirdi. Neden ve niye aile bütünlüğü sağlanması adına eşi ve çocuğu ile bir araya gelemiyor? Çünkü eşi özelde, kendisi de Kamuda 4B statüsünde sözleşmeli personel olarak çalışıyor. Onun tayin isteme ve yer değişimi yapma hakkı yok!

Oysa O ve Onun gibi birçok çalışan, 657 devlet memurları kapsamında 4A yani iş güvencesi ve hakları daha fazla olanlar gibi KPSS sınav sistemi ile kamuda göreve başladılar. Ama sözleşmeli personel kapsamındalar. Aynı işi yapıp daha az maaş alıyorlar, özlük hakları da çok farklı…

O ve diğerleri, gerek tayin (atama) gerek sosyal haklar açısından (yıllık izin, kademe, mazeret izni içerisinde babalık evlilik süt izni, seyyar görev yolluğu, görevde yükselme, maaş farkı vb. ) kadrolulara göre özlük hakları açısından büyük farklarla çalışıyorlar. 

En büyük sorunları ise onlar gibi KPSS ile atanan 4/A lıların İŞ GÜVENCESİ bulunurken, İŞ GÜVENCELERİNİN bile olmayışıdır.

Sözleşmeli evlenince gün düğün izni 3 gün kadrolu 10 gün, sözleşmeli bebeği olunca izin 3 gün kadrolu 10 gün, kadrolunun yıllık izni devrederken sözleşmelinin İzni devretmiyor. Böyle olunca aynı iş yerinde aynı işte iş barışı beklenir mi? 

Kadrolu çalışan personel ile aynı şartlarda atanmalarına, aynı işi yapmalarına rağmen bu farklılıklar geleceğe dair plan yapmalarına imkân sağlamamaktadır. Bunu yakınımda bir aile de arkadaşımla konuşurken görüyor ve yaşıyorum.

Kadrolu personel eş durumu ataması veya hizmet puanıyla çalıştığı yere göre 3-4 yıl da atama isterken; onlar kadro karşılığı atanmayan 4/B li personeller 4,5 yıldır kadro bekliyorlar. Bu da umutsuzluğa ve çaresizliğe dönüşen bir ortam yaratmaktadır.

Hal böyle iken kamuda çalışan 450 bin 4C li çalışan taşeron işçinin; 4B statüsüne getirileceği söylendi. Kadrosuz sözleşmeli, eşitsiz özlük hakları ile çalışanların sayısı artıyor demektir. Taşeron işçilik zaten insanca yaşam ve çalışma değildir. Tabiki taşeron işçilere kadro verilmesi en büyük talebimiz ama bunların 4B sözleşmeli personel statüsüne alınması da adil çalışmanın adı olmayacaktır. Bu sadece kamuda çalışan taşeron işçiler için bir düzenlemedir. Oysa özel sektörde çalışan taşeron işçiler için hala bir çözümden bahsedilmemektedir.

İşçi olsun, memur olsun emeğin statüsü olmaz. Aynı şartlarda aynı işi yapan emekçileri statülere ayırmak iş barışına ve insanca yaşama yakışmaz.

En kısa sürede bu statü farkının ortadan kaldırılması ve eşit haklara kavuşmak onların en büyük dileği… Eşi özel sektörde çalışanlar için, kadrolu personel gibi tayin hakkı verilmesi; parçalanmış ayrı yaşayan aileleri bir araya getirecektir. 

Türklerin geçmişten gelen örf, adet ve geleneklerinde her zaman aile birliği çok önemli olmuştur. Bugün hak, hukuk, adalet ve barışı geçtik aile bütünlüğüne bile saygı duyulamaz hale geldik. Toplumun ayrışması aile bütünlüğünün bozulması ile başlar. İşte tam da bunu yaşıyoruz.

İnsanca, eşit koşullarda çalışmak ve emeğe saygı istiyoruz…