H.A.A.R.P projesindeki esas amaç iyonesfer ile alakalı deneyler değildi bunun yanında birde ELF projesi vardı bu projeyle ilgilenen sadece Abd ilgilenmiyordu. Ruslar Amerikalı ünlü fizikçi East Lund’un teknolojisine dayanarak kendi sistemlerini kurmuşlardı. Prof. East Lund Tesla’nın kuramlarından yararlanarak birçok yeni patent geliştirmişti. Bunun yanı sıra ayrıca Norveç Brezilya ve Porto Riko’da benzeri araştırmalar yapılıyordu. Bazı projelerde Pentagon ve CIA’nin ön planda gözüktüğünü biliyoruz. Ancak ELF projesi NSA uzantılı gidiyordu.
   
   Rusya dev miktardaki elektromanyetik enerjiyi iyonesfere gönderip tekrar geri göndermeyi başarmıştı. Bu yüksek güç seviyesinde yıkıcı etkiye sahip enerji ışınlarını kullanarak depolanma güç arttırma ve deşarj etme kabiliyetlerine sahip güçlü bir pil rolü oynayan iyonosfer, istenilen mesafedeki hedefi birkaç saniyede yok edebilirdi. Abd ve Rusya elinde ki bu silahlar ile birbirlerine sınama çektiler.  Pentagon H.A.A.R.P’ı LEF (düşük frekanslı) vericilerin bir versiyonu olarak tanıtmaya başladı Amaç Denizaltılar ile haberleşmeyi kolaylaştırmak. Bu haberleşme ELF (Extremely Low Frequency) ve VLF (Very Low Frequency) dediğimiz 30 Hz - 30 kHz civarında çalışmaktadır. ELF'nin yan etkileri bilindiğinden mevcut ELF vericileri ile HAARP vericileri değiştirilmek istenmekteydi. 

   İlk başlarda East Lund’un çalışmaları ısıtılan lensin ELF radyo sinyallerine oluşturup yansıttığını gösteriyordu. Böylece Wisconsin Michigan’daki büyük EEF anten sistemleri daha küçük ve verimli olan H.A.A.R.P antenleriyle değiştirebilirdi. New Mexico Kırkland Hava Kuvvetleri Üssü’nde ki Phillips laboratuvarı elektromanyetik etkiler bölümünde biyolojik etkiler grubu başkanı olan Dr.Cletus Kanavy insanın elektromanyetik radyasyondan olan etkileşiminin dev bir ulusal sağlık sorunu ortaya çıkaracağını belirtmişti.  Dr.Kanavy hem hayvan deneylerinin hem insanların klinik raporlarının kronik ısıya bağlı olmayan etkilerin varlığını desteklediği vurgulamıştır. Bu etkilerin arasında davranış bozuklukları sinir ağı rahatsızlıkları fetalk (embriyonik) doku hasarları (doğum bozukluklarının nedeni çataractogenesis (katarakt) kan kimyasının bozulması, insan metabolizmanın değişime uğraması salgı ve bağışıklık sisteminin sindirilmesi bulunmaktadır. Ayrıca ELF  donanımlarının radyasyon oranı içerisinde bulunan farelerde ve vahşi hayatta ani ve açıklanamayan mutasyon örneklerine rastlanmıştır. 

ABD kongresi ELF vericilerinin engellenmesiyle ilgili olarak yapılan halk Protestanlarının farkına varmış,  fakat  H.A.A.R.P'ın da karşı kamuoyu çabalarında geç kalmadığı gözlemlenmiştir. Abd’nin 104. kongre 1. Oturum 190- 104–24 nolu ve 28 Temmuz 1995 tarihli raporuna göre  Pentagon kongreyi ELF programlarının zayıflatıp yerini zararsız olan HAARP’ın yüksek frekansıyla değiştirileceği yönünde ikna etmeye çalışırken  H.A.A.R.P için ayrılan fon birden bire ertelendi.

ABD kongresi H.A.A.R.P’a başlangıç için sadece 16 milyon ayırmaya karar verdi. Ordunun kendi yönünde hazırladığı H.A.A.R.P yürütme raporunda ELF dalgalarına olan güven açıkça belirtiliyordu bu dalgaları yerde kurulu olan vericilerden göndermek yerine H.A.A.R.P HF  (yüksek frekanslı) Enerji ışınlarını vuruşlu iletişim haline çevirerek kullandı. Bir başka deyişle H.A.A.R.P aslında sinyallerini belirli oranda (saniyede 30-3000 devir ) açıp kapatarak onun gücünü iki katına arttırdı. Savunma bakanlığının en önemli iletişim sistemleri ELF  / VLF (30 Hz -30 Kuz )radyo dalgalarını kullanıyordu. Bunların arasında MEECN minimum Essentials emergency Communicaitons Network (minimum gerekli acil iletişim ağı )yer alıyor ve denizlerin derinliklerindeki denizaltılara mesaj göndermek için kullanılıyordu. Zaten Pentagon ve CIA   ELF projesini amacının Denizaltılar ile haberleşmek ve de iletişim kurmak iddiasıyla açıklıyordu.
   

70–150 Hz ler aralığında ki frekanslar özellikle çok güçlü olmalarına rağmen bunların zemine kurulu anten sitemleriyle gerçekleştirmek oldukça zordu. Zararlı etkileri olan bu çalışmaların Amerika hükümetinin kendi çevre koruma doktriniyle çalıştığı gözlerden kaçmıyordu. Kongre NEPA vasıtasıyla federal hükümetinin politikasının insanın ve doğanın üretken bir harmoni içinde varolabileceği koşullar yaratma ve korumak olduğunu ortaya koydu. Bugüne kadar Prof East Lund un çalışmasından elde edilen 11 ayrı patent bulunuyor, bu patentler radyasyonsuz nükleer ölçekli patlamalar, güç yayan sistemler, ufuk ötesi radar sistemleri, nükleer füze bulma ve yok etme sistemleri gibi özellikleri olan patentlerdi.  Ve bunlar  savunma sanayinin önde gelen isimlerinden 1922’de kurulan, genel itibariyle savunma, silah ve ordu alanında iş yapan Amerikan firması, dünya genelinde füze üretiminin büyük çoğunluğunu elinde bulunduran Raytheon tarafından satın alındı. Ve diğer askeri kurumlar ile birleştirilerek savaş alanı uygulaması için kullanılabilecek duruma getirildi.

Uzaktan Gönderilen Sinyallerle Düşürülen Uçaklar ve Helikopterler  


Uzaktan gönderilen ses ve görüntü ile veya toplum halinde adeta bir “HAYALET”in  kitle kontrolü yönetmesi ve  yönlendirmesi yapılmaktadır bu ilk zamanlarda uyuşturucu maddeler afyon haşhaş vb. maddeler yardımıyla yapılıyordu ilerleyen yıllarda ise teknoloji ilerleyip geliştikçe önceden uygulanan yöntemler artık yerini enerji ışınlarına bırakıyordu.

H.A.A.R.P teknolojisi sadece savaş ve savunma amaçlı olarak uygulansa da bu teknolojinin ekstrem ürünü radyo frekanslarıyla birleştirilince ortaya çıkan sentez akıl almaz biçimindeydi en düşük radyo frekansı bile üst akıl derecesinin de üstündeydi ki en yüksek frekansı düşünmek bile akıl olacak dereceyi bile zorlamaktır hava araçları yolcu uçakları nakliye uçakları savaş uçakları helikopterler nasıl düşerler bir kere havada sürekli göç eden kuş sürüleri ile aynı rotada çarpışmak doğa olayları şimşek yıldırım hava boşluğu türbülanstan kurtulamamak v.s ikincisi pilotaj hatası üçüncüsü ise tam bir gariptir uçak yolcularının içinde yok edilmesi gereken bir şey varsa yerden uçağa gönderilen sinyaller karşısındaki dağı boş bir pist gibi gösterip çakılması sağlanır fakat her ne hikmetse bu tip düşürülen uçakların kara kutularıyla aniden kaybolur yada kamuoyuna açıklanmaz şimdi dünyada bu konseptler içinde düşürülen uçaklara bir bakalım bunların en yoğunu 1990 yıllarda yaşanmış tır. Biraz benzerlik gösterse de H.A.A.R.P teknolojisi de bu yıllarda başlamıştır.

2 Şubat 1996 tarihinde Güney Amerika’da 70 kişinin ölümü ile sonuçlanan Amerikan Havayollarına ait Boeing 757 tipi uçağın şaibeli bir şekilde düşmesi sonucu tüm gözler H.A.A.R.P’e döndü 
Gizli ELF silahların ve Alaska’da ki HAARP Projesinin dünyanın dört bir yanında yapılan ticari jet uçuşları için ciddi bir tehlike teşkil ettiği biliniyordu. Aynı şekilde ELF elektromanyetik silah sistemleri yüzlerce insanın ölümüne yol açan uçak kazalarına sebep oldu. Bir Hayalet gibi elektromanyetik alan oluşturuyor ve bu alanda tüm elektronik yapınızı etkisiz hale getirip saptırmalar yaptırıyor.

  Son olarak şunu söylemek isterim akıllarda ukde bırakan geçmiş yıllardan günümüze baktığımız zaman çok şüphe uyandıracak Uçak ve helikopter kazalarını unutmadık!  Rahmetli Jandarma Genel Komutanı Eşref Bitlis’in uçağı, Atlas Jet Hava Yollarına ait Toryum hakkında önemli bilgilere sahip olan ve toplantıya giderken Isparta’da düşen uçak ve 6 Bilim insanı ve Rahmetli Şehit Lider Muhsin Yazıcıoğlu’nun düşen helikopteri.  

Üst Akıl Türkiye’nin her yükseliş döneminde bir yumruk gibi 
vurmaya çalışıyor. Ne zaman Türkiye ileriye yönelik bir adım atsa bir bilinmeyen el geliyor ve bu düzene bir çomak sokmak istiyor. Hangi istihbarı birimlerin ve hangi kuruluşların neler çevirdiğini ne gibi oyunlar oynadığını biliyoruz. Bundan sonra hiçbir şeye müsaade etmeyeceğiz oyun kuranların oyunlarını bozacağız.

Artık her şeyi biliyoruz! 

ÜST AKILI da!