Çağlar boyunca öncelikle kadınların, halkların ve devletlerin zenginliğini, geleceğini belirleyen maden olan ve son günlerde hızlı bir yükseliş trendine giren altının ülkemiz ekonomisindeki yeri ve önemi.

Kadınlar neden altını sever diye başlayalım; altın aksesuar kullanmak bazıları için itici görünse de komşusuna ya da akrabasına hava atmak için, altın takınca kadın kendini daha güvende hissettiği için, altın aksesuarın gösterişli ve şık durduğunu düşündüğü için, kadınların çoğunluğu dikkat çekmeyi sevdiği ve bunu altın takılarla gerçekleştirebildiği için ….kadınlar altını sever. 

Altının ekonomiye kazandırılması konusunda hayata geçirilmeye çalışılan yeni bir sistemi kısaca birkaç soruda anlatalım; 

Peki neden böyle bir sisteme ihtiyaç duyuldu ve sistem nasıl işleyecek ?

Yastık altındaki altınları ekonomiye kazandırmak amacıyla ‘altın tahvili’ ve ‘altına dayalı kira sertifikası’ hayata geçiriliyor. Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, uygulamayla atıl durumdaki yatırımların finansal sisteme katılarak hem ekonomiye, hem de vatandaşa katkı sağlanacağını söyledi.

Hükümet kuşkusuz durup dururken böyle bir adım atmadı ekonominin içinde bulunduğu durum gözleri vatandaşım yastık altı dediğimiz tasarruflarına çevrildiği söylenebilir.

Yani cari açığı kapatmak için Makbule teyzenin saklı tuttuğu altınlarda ekonomiye yararlı olabilir.

Yastık altı deyip geçmemek lazım kazandıracağı az uz bir rakam olmayacaktır. Bir yönüyle ekonomide çıkışın anahtarı kadınlarda diyebiliriz.

Ekonomi yönetimi bu nedenle iç tasarrufların artırılmasını ve buradan sağlanan kaynağın yatırımların finansmanında kullanılmasını hedefliyor.

Altın tahvilleri ve sertifikalar fiziken basılmayacak. Açık anlatımıyla altınını getirenin eline tahvil verilmeyecek. Tahviller Merkezi Kayıt Kuruluşu’nda yatırımcı adına kayden saklanacak.

Yastık altındaki altınları ekonomiye kazandırmak amacıyla "altın tahvili" ve "altına dayalı kira sertifikası" olmak üzere iki yeni güvenli yatırım aracını finansal sisteme katacaklarını bildirdi. Şimşek, "Finansal sistemin derinlik kazanmasını sağlayacak bu adımla vatandaş yastık altında atıl duran altınlardan getiri sağlayacak, tasarruflar artacak ve ekonomi ivme kazanacak" şeklinde konuştu.

Makbule teyzenin ( Yastık altında )  ne kadar altını var ? 

Yastık altında bekleyen tahminen 2 bin ton altının ekonomiye kazandırılması amaçlanıyor bu da yaklaşık 300 milyar dolarlık altın demek…bu altınların ekonomiye kazandırılması gerekli  yani yastık altının kimseye hayrı yok…peki bunu nasıl değerlendirelim ülke ekonomisine katkımız olur mu?

Yastık altındaki altının ekonomiye kazandırılmasına kimsenin itirazı yok. Ancak kadınların bilezikleri, ziynet eşyaları toplanırken acaba doğru değer biçiliyor hassas ölçüm yapılıyor mu ?

Makbule teyze altını nereye nasıl teslim edecek ?

Kadınların, altınlarını finans sistemine getirmeye ikna etmek, bütçe açığını azaltmaya çalışmaktan daha zor olabilir. 

 2 Ekim 2017 itibarıyle    Ziraat Bankası belirli iller ve belirli şubeleri aracılığıyla ihraç edilecek altına dayalı tahvil ve kira sertifikası ihracında talep toplama başladı. Toplanan Altınlar 22 veya 24 ayar olabilecek.

Altınlar istenildiği zaman ve  Altın cinsinden mi ? TL cinsinden mi geri alınabilecek ? 

Kısaca cevap vadesi dolduğunda TL cinsinden geri alınabilecek. 

Hazine'nin geçen hafta yaptığı açıklamaya göre tahviller yatırımcıya her altı ayda bir altın fiyatına endeksli yüzde 1.20 (yıllık yüzde 2.40) getiri sağlayacak. Getiriler yatırımcılara TL cinsinden ödenecek. İhraçta vade ise 728 gün olacak. Ayrıca bu yeni sistemde stopaj vergisi de yok diye belirtilmekte.

Ekonomide  yastık altında ne kadar altın olduğu tespit edilebilir mi ?

Altın Borsasına göre Türkiye'de yastık altında tutulan altın formatının çoğunlukla Cumhuriyet altını ve bilezik olduğu, külçe altın miktarının ise yüksek meblağ nedeniyle az miktarda bulunduğu ifade ediliyor. Altını yastık altında tutanların büyük bir oranının bayanlar olduğu ve kadınların bunu sosyal güvenlik amacıyla yaptığı, eğitim düzeyi ve kişi başına düşen gelir arttıkça yastık altında tutulan altın miktarının azaldığı belirtilmektedir.

Tahminler hep 4-5 bin ton altın varlığı üzerinden yapılmaktadır fakat kesin belirlemek çok zor vatandaşın elindeki altın miktarının 800 ton ile bin ton arasında olacağını iddia ediyor. “Bin ton da kuyumcularda dolayısıyla toplam altın miktarı 2 bin tonu geçmez” şeklinde tahmin edilmektedir.

Dünyada yastık altında en fazla altın bulunan ülkenin Türkiye çünkü Türk insanı altını tasarruf aracı olarak görmektedir. Bu konuda çeşitli söylentiler olup, Dünya Altın Konseyine göre miktarın 5 bin ton, İstanbul Altın Borsası'na göre ise 1500-2 bin ton altın bulunduğu belirtilmektedir.
Bu altının sadece yüzde 5-10'u sisteme geri dönebilecek niteliktedir. Çünkü, bunun %80’lik bölümü takı olarak kullanılmakta Kalan %20’lik bölüm ise Cumhuriyet altını ve Osmanlı sikkelerinden oluşmakta ve Osmanlı sikkelerinin önemli bir bölümü de nümizmatik olarak kabul edildiği için sisteme dönmesi çok zor olmaktadır.

NOT : Daha önce belli bir süreçte şöyle bir uygulama yapıldı. 

Şu andaki sitem ile arasındaki temel fark nedir ? 

Belirli illerdeki Zıraat bankası şubelerince yapılması ve tabiî ki devlet güvencesi olması ve getirisinin yüksek olması riskinin düşük olması ve alınan altınların 22 veya 24 ayar olması zorunluluğu  ve stopaj vergisi alınmaması da daha önceki uygulama arasındaki temel farklardan bazıları.

Daha önceki dönemde belli bir süre yapılan uygulamada Finans kuruluşları peş peşe altın günleri düzenlemeye başladılar fakat Bankaların altın alımı ile ilgili bir uzmanlığı yok dolayısıyla altın günü düzenlenen şubeye ya altın rafinerisinden ya da anlaşmalı bir büyük mücevherci kuruluştan eksperler gelmekte tabiî ki bu da insana güven vermektedir. Ancak sorun şu ki altınların değerinin tespitinde bazı sıkıntılar olmaktadır.

Altınların değer tesbiti nasıl ve kim tarafından yapılacak ? Altının Has miktarı ne demektir ? 

Örneğin çeyrek altın...
22 ayar bir çeyrek altının ağırlığı 1 gram 75 santimdir. Haslık oranı ise 916 milyemdir. Dolayısıyla has miktarının 1.603 gram çıkması gerekir.
Altın gününe katılan bir hanım 16 adet çeyrek altın getirmiş. Has net toplamı 25.05 gram görünüyor.
Bunun bir matematik hesabı var. 22 ayar altını 916’lık milyem miktarı ile çarpılmakta ve has miktarı  belirlenmektedir.

Kimse lütfen yanlış anlaşılmasın. Uyanık olmaları için hanımlara yardımcı olalım diyorum madem böyle bir altın has değeri hesaplama hatası var, altın hesabıyla değerlendirmek isteyen hanımlar ya da beyler ne yapacak? Bir finans kuruluşunun kapısından içeri girmeden önce üç dört tane kuyumcu dolaşarak TL’ye çevirmek istedikleri altının değerini tespit ettirmelerini tavsiye etmek doğru bir hareket olur kanısındayım.

Altın ölçümü ve piyasaya yani ekonomiye kazandırılması için bankalar neden şart ?

Kuyumculuk sektörünün çalışma biçimini düşünürsek altının ekonomiye kazandırılması için finans kuruluşlarına mutlaka ihtiyaç olduğu göz ardı edilmemelidir.

Yastık altında atıl duran altının ekonomiye kazandırılması isteniyorsa katılım bankaları ve bankalara ihtiyaç bulunmaktadır. Çalışma prensiplerinden dolayı yapamazlar. Kuyumcular şöyle çalışır:

Onların sermayesi altındır. O gün altın satıp kasaya para koyduğu zaman açığı olduğunu düşünür. Bu açığı tekrar altın alarak kapatmak ister. Bu altın açığını da ya vatandaştan gelen hurda altınla, yetmediği takdirde de rafineriden külçe altınla karşılar. Dolayısıyla bu mantık çerçevesinde altının ekonomiye kazandırılması mümkün olmaz. 

Altının ekonomideki önemini ;

Altın yaklaşık 2600 yıldır para sisteminin temelini oluşturan bu maden hem elementsel özellikleri ile endüstri, geleneksel ve kültürel değeri  ile doğu toplumları, merkez bankaları için uluslararası rezerv görevi ve  enflasyona karşı değer muhafaza özelliği taşıması sayesinde ekonomi için her zaman önemini korumuştur.

Dünyadaki likidite bolluğu ve önemli para birimlerine olan güvenin azalması da altına olan talebi artmakta ve Dünya altın fiyatlarının sadece altın arz-talebine bağlı olmayıp, özellikle ekonomik-sosyal ve politik belirsizlikler ve savaşlardan da etkilenmektedir.

Kaynak : Dönemin basın yayın organlarından  izlenimler ve TÜİK verileri