İSTANBUL -  Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Erdem Başçı, enflasyonun yıl sonunda yüzde 70 ihtimalle orta noktası yüzde 8,9 olmak üzere yüzde 8,4 ile yüzde 9,4 aralığında gerçekleşeceğini tahmin ettiklerini bildirdi.

Başçı, bu yılki dördüncü enflasyon raporunu açıkladı. 

Önceki enflasyon raporundaki yıl sonu tahminlerini değiştirmediklerini belirten Başçı, enflasyonun yıl sonunda yüzde 70 ihtimalle orta noktası yüzde 8,9 olmak üzere yüzde 8,4 ile yüzde 9,4 aralığında gerçekleşeceğini tahmin ettiklerini ifade etti.

Merkez Bankası Başkanı Başçı, 2015 yılı sonuna ilişkin enflasyon tahminlerinin ise ortak noktası yüzde 6,1 olmak üzere yüzde 4,6 ile yüzde 7,6 aralığında olduğunu söyledi.

Enflasyonun orta vadede yüzde 5 düzeyinde istikrar kazanacağı ve 2015 yıl başından itibaren önemli bir oranda düşerek 2015 yıl sonunda yüzde 6,1 oranına gerileyeceğini tahmin ettiklerini dile getiren Başçı, enflasyonda bekledikleri bu belirgin düşüşte, birikimli kur etkilerinin azalmaya devam edeceği, gıda enflasyonun geçmiş yıllar ortalamasına döneceği ve başta petrol olmak üzere düşen emtia fiyatları öngörüleri belirleyici etkenleri olacağını kaydetti.

Başçı, ayrıca bu dönemde talep koşullarının ve açıklanan sıkı maliye politikası duruşunun enflasyondaki düşüşü destekleyeceğini ifade etti.

Gelecek yıl, enflasyonda önemli bir düşüş öngörülüyor

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Erdem Başçı, gelecek yıl, enflasyonda önemli bir düşüş süreci yaşanacağını öngördüklerini belirterek, "Birikimli kur etkilerinin azalmaya devam etmesi, gıda enflasyonunun geçmiş yıllar ortalamasına dönmesi ve başta petrol olmak üzere düşen emtia fiyatları enflasyondaki düşüşe katkıda bulunacak temel unsurlar olarak sıralanabilir" dedi.

Yılın üçüncü çeyreğinde, gelişmekte olan ülkelerin para politikalarına dair belirsizliklerin etkisi ile küresel finansal piyasalarda kısmi bir oynaklık artışı yaşandığını belirten Başçı, ABD Merkez Bankası'nın (Fed) nicel genişleme adımlarını sonlandırırken, politika faizi artırımının zamanlamasına ve büyüklüğüne dair belirsizliklerin devam ettiğini ifade etti.

Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) ise bu dönemde ekonomik yavaşlama ve deflasyon risklerine karşı politika faizlerinde indirime gittiğini ve teminatlı tahvil ile varlığa dayalı menkul alımları yoluyla bir çeşit nicel genişleme programı açıkladığını anımsatan Başçı, "2014 yılı ikinci ve üçüncü çeyreğinde küresel iktisadi faaliyete dair göstergeler beklentilerin altında kaldı ve yıl geneli için büyüme beklentileri aşağı yönlü güncellendi. Finansal piyasalardaki oynaklıklar ve küresel büyüme oranlarındaki düşüşler gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye akımlarının dalgalı bir seyir izlemesine neden oldu. Zayıflayan küresel büyüme görünümüyle uyumlu olarak emtia fiyatları da önemli miktarda gerileme kaydetti" dedi. 

Başçı, Türkiye ekonomisine dair gelişmeleri şöyle değerlendirdi:

"Yakın dönemde gözlediğimiz küresel finansal oynaklığın etkileri Türkiye’de de diğer gelişmekte olan ülkelerle oldukça benzer şekilde gerçekleşti. Üçüncü çeyrekte, risk primi göstergeleri Türkiye için diğer gelişmekte olan ülkelere benzer bir seyir izledi. İlk çeyrek sonrasında iktisadi faaliyette bir miktar ivme kaybı yaşandı. Avrupa Birliği'nde büyümenin yavaşlaması ve jeopolitik gelişmeler dış talebi sınırlıyor. Zayıflayan dış talebe rağmen ihracat dengeli büyümeyi desteklemeye 
devam ediyor. Alınan makroihtiyati önlemler ve sıkı para politikası duruşumuz çekirdek enflasyon eğilimi üzerinde olumlu etkide bulundu. Çekirdek göstergelerin enflasyon eğiliminde yılın ilk yarısında yaşanan yüksek miktarlı artışların büyük bir kısmı üçüncü çeyrek itibarı ile geri alındı. Döviz kuru gelişmelerinin olumsuz etkilerinin azalması ile birlikte temel mal grubu yıllık enflasyonundaki düşüş sürüyor."

Düşen petrol fiyatlarının enerji grubundaki enflasyon baskılarını sınırladığını dile getiren Başçı, bununla birlikte, gıda fiyatlarındaki yüksek seyir nedeniyle enflasyonun hedefin belirgin olarak üzerinde seyretmeye devam ettiğini ifade etti.

Başçı, gelecek yıl, enflasyonda önemli bir düşüş süreci yaşanacağını öngördüklerini belirterek, "Birikimli kur etkilerinin azalmaya devam etmesi, gıda enflasyonunun geçmiş yıllar ortalamasına dönmesi ve başta petrol olmak üzere düşen emtia fiyatları enflasyondaki düşüşe katkıda bulunacak temel unsurlar olarak sıralanabilir. Özellikle, Orta Vadeli Program'da (OVP) açıklanan sıkı maliye politikası duruşunun da enflasyondaki düşüş sürecini destekleyeceğini düşünmekteyiz" değerlendirmesini yaptı.

"Getiri eğrisini yataya yakın tutmak suretiyle para politikasındaki sıkı duruşumuzu sürdüreceğiz"

Merkez Bankası olarak, 2014 yılı ilk çeyreğinde önden yüklemeli ve güçlü parasal sıkılaştırma yaptıklarını, ikinci çeyrekte ise iç ve dış belirsizliklerin azalmasıyla birlikte ölçülü faiz indirimlerine gittiklerini hatırlatan Başçı, üçüncü çeyrekte ilk olarak temmuz ayında bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını yüzde 8,75’ten yüzde 8,25’e, gecelik borçlanma faiz oranını yüzde 8’den yüzde 7,5’e indirdiklerini belirtti.

Başçı, ağustos ayında faiz koridorunu daha simetrik hale getirmek amacıyla gecelik borç verme faizini yüzde 12’den yüzde 11,25’e, piyasa yapıcısı bankalara repo işlemleri yoluyla tanınan borçlanma imkanı faiz oranını yüzde 11,5’ten yüzde 10,75’e indirdiklerini anımsatarak, şunları anlattı:

"Bu dönemde TCMB fonlamasını çoğunlukla bir hafta vadeli repo ihaleleriyle sağladık. Böylece ortalama fonlama faizi haftalık fonlama faizi seviyelerine yakın gerçekleşti. Öte yandan eylül ayından itibaren jeopolitik riskler ve finansal piyasalarda yaşanan oynaklığı göz önünde bulundurarak sıkı para politikamızı sıkı likidite politikasıyla destekledik. Bu çerçevede BIST gecelik repo faizleri temmuz ve ağustos aylarında bir hafta vadeli repo ihale faizine yakın seviyelerde oluşurken, son dönem itibarıyla faiz koridorunun üst bandına yakın bir seyir izledi. Ölçülü faiz indirimlerine gitmiş olmakla beraber, bu çeyrekte de getiri eğrisini yataya yakın tutmak suretiyle para politikasındaki sıkı duruşumuzu sürdürdük. 5 yıllık piyasa faizleriyle BIST Bankalararası Gecelik Repo Faizleri arasındaki fark ekim ayı itibarıyla negatif değerlerde seyretti. 

Ayrıca son dönemde likidite politikasını sıkılaştırmamızın da etkisiyle kısa vadeli faizlerde belirgin bir artış gözledik. Böylece getiri eğrisinin yataya yakın konumunu korumaktayız. Uzun ve kısa vadeli faizler arasındaki farka baktığımızda ise bu farkın tarihsel seviyelerinin altında seyretmeye devam ettiğini görüyoruz. Önümüzdeki dönemde  enflasyon beklentilerini, fiyatlama davranışlarını ve enflasyonu etkileyen diğer unsurları yakından izleyecek veenflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar getiri eğrisini yataya yakın tutmak suretiyle para politikasındaki sıkı duruşumuzu sürdüreceğiz."

"Rezerv Opsiyon Mekanizmasının otomatik dengeleyici özelliğini güçlendirmeyi amaçlıyoruz"

Erdem Başçı, küresel para politikalarının normalleşme sürecinde, Türkiye'de dengeli büyümenin ve sermaye akımlarının sürekliliğini desteklemeyi hedeflediklerine dikkati çekerek, bu hedef doğrultusunda, Döviz Depo Piyasası’nda bankalara tanınan borçlanma limitleri çerçevesinde bankaların TCMB’den alabilecekleri döviz depolarının faiz oranlarını değiştirdiklerini anımsattı.

Bankaların bir hafta vadeli olarak TCMB’den kullanabildikleri son borçlanma imkanı faizlerini 9 Ekim 2014 tarihinden itibaren dolar için yüzde 10’dan yüzde 7,5’e, avro için yüzde 10’dan yüzde 6,5’e indirilmesine karar verdiklerini anlatan Başçı, "Ayrıca, bankaların döviz ve efektif piyasalarındaki mevcut toplam 10,8 milyar dolar işlem yapma limitlerini bankaların bilanço büyüklüklerinde ve TCMB rezervlerinde görülen artışı dikkate alarak '2015 Yılı Para ve Kur Politikası' basın toplantısında güncelleyeceğimizi duyurduk. Bunun yanında, finansal istikrar açısından bankacılık sektörünün mevcut sağlıklı yapısının daha da güçlendirilmesinin önem taşıdığını ifade ettik. Bu çerçevede, 21 Ekim 2014 tarihinde yaptığımız duyuruda dengeli büyümeyi ve yurt içi tasarrufları güçlendirmek amacıyla çekirdek yükümlülüklere ilave bir destek sağlayacağımızı belirttik" dedi.

Finansal kuruluşların zorunlu karşılıklarının Türk Lirası olarak tutulan kısmına ödemeye başlayacakları faizi de bu doğrultuda bir teşvik unsuru olarak kullanmaya karar verdiklerini ifade eden Başçı, bu düzenleme yoluyla bankaların Türk Lirası zorunlu karşılık tutma maliyetinin TCMB para politikası faizine olan hassasiyetini azaltarak Rezerv Opsiyon Mekanizmasının otomatik dengeleyici özelliğini güçlendirmeyi amaçladıklarını vurguladı.

Tüketici kredilerinin yıllıklandırılmış büyüme hızın düşük seviyelerde devam ediyor

Alınan makroihtiyati önlemlerin ve para politikasındaki sıkı duruşlarının etkisi ile kredi büyüme hızlarının makul düzeylerde seyrettiğini ifade eden Başçı,  2014 Ekim ayında toplam kredilerin yıllık büyüme oranının yüzde 16 ile 2007-2013 dönemi ortalaması olan yüzde 23 seviyesinin altında bulunduğunu söyledi.

Kredi eğilimlerine baktıklarında tüketici kredilerinin yıllıklandırılmış büyüme hızının düşük seviyelerde devam ettiğini, ticari kredilerin ise göreli olarak daha güçlü bir seyir izlediğini gördüklerini dile getirten Başçı, kredilerdeki bu görünümün bir yandan orta vadeli enflasyon baskılarını sınırlayacağını, diğer yandan cari dengedeki düzelmeyi destekleyeceğini vurguladı.

 Başçı, 2014 yılının üçüncü çeyreğinde yıllık tüketici enflasyonunun bir önceki çeyreğe kıyasla 0,3 puan azalarak yüzde 8,86'ya gerilerken, işlenmemiş gıda ve tütün dışı enflasyonun yüzde 8,37 ile Temmuz Enflasyon Raporu öngörüleri ile büyük ölçüde uyumlu gerçekleştiğini dile getirdi.

Enflasyona en yüksek katkı yapan alt grubun olumsuz iklim koşulları ve birikimli döviz kurunun etkileriyle birlikte yine gıda fiyatları olduğunu ifade eden Başçı, şunları kaydetti:

"Yılın üçüncü çeyreğinde enflasyonda kaydedilen bu düşüşün başlıca belirleyicileri enerji ve temel mal grupları oldu. Temel mal grubu genelinde döviz kuru gelişmelerinin olumsuz etkisinin azalmaya devam etmesiyle yıllık enflasyon düşüşünü sürdürdü. Ana eğilimler itibarıyla temel mal grubunda belirgin bir iyileşme gözlüyoruz. Hizmet grubu ise nispeten daha olumsuz bir görünüm arz etti. 

Yılın üçüncü çeyreğinde, alınan makroihtiyati önlemlerin ve sıkı para politikası duruşumuzun olumlu etkilerinin gözlenmesiyle birlikte, çekirdek enflasyon eğilimi düşmeye başladı. Bu çerçevede, çekirdek göstergelerde yılın ilk yarısında gözlediğimiz belirgin enflasyon artışı üçüncü çeyrekte geri alındı. Ancak, ana eğilim göstergelerinin halen enflasyon hedefi ile uyumlu düzeylerin üzerinde seyrettiğini not etmek istiyorum. Bu dönemde küresel büyüme görünümündeki zayıflamayla uyumlu olarak başta petrol olmak üzere uluslararası emtia fiyatlarında düşüş yaşandı ve ABD doları cinsinden ithalat fiyatları geriledi. İthal maliyetlerdeki bu olumlu görünüme ek olarak toplam talep koşulları ve tüketici kredilerinin görece düşük büyüme hızı da enflasyon üzerindeki baskıları hafifleten unsurlar oldu. Nitekim gıda ürünleri ve bağlantılı hizmet alt grupları hariç tutulduğunda, üçüncü çeyrekte yıllık tüketici enflasyonunun belirgin bir düşüş sergilediğini görüyoruz."

"Üçüncü çeyrek büyümesi üzerinde tarım sektörü kaynaklı aşağı yönlü riskler bulunuyor"

Erdem Başçı, yılın üçüncü çeyreğinde birikimli döviz kuru gelişmelerinin olumsuz etkileri azalmaya devam ettiğini, buna karşılık gıda fiyatları nispeten olumsuz seyrini koruduğunu ifade etti.

Tüketici enflasyonunun uzunca bir süredir yüksek seyretmesi ve enflasyon beklentilerindeki bozulmanın, hizmetler başta olmak üzere belirli gruplarda fiyatlama 
davranışlarını olumsuz etkilediğini belirten Başçı, gerileyen emtia fiyatlarının tüketici enflasyonuna düşüş yönünde katkı yapmasını ve yurt içi talepte öngörülen ılımlı seyrin de yukarı yönlü riskleri sınırlamasını beklediklerini dile getirdi.

"Bu çerçevede, önümüzdeki dönemde enflasyonun ana eğiliminin aşağı yönlü bir seyir izleyeceğini öngörüyoruz" diyen Başçı, enflasyon tahminlerine temel oluşturan iktisadi faaliyet gelişmelerini ve kısa vadeli görünümü şöyle özetledi:

"2014 yılı ikinci çeyreğine ilişkin gayri safi yurtiçi gasıla (GSYH) verilerine göre iktisadi faaliyet Temmuz Enflasyon Raporu’nda ortaya koyduğumuz görünüme kıyasla daha zayıf gerçekleşti. İkinci çeyrekte, sanayi üretiminde dönemlik bazda önemli bir değişim gözlemesek de milli gelir sekiz çeyreğin ardından, mevsimsellikten arındırılmış verilerle, azalış kaydetti. Bu gerilemede, dönemlik büyümeye 0,3 puan negatif katkı yapan tarım sektörü önemli rol oynadı. Böylece, milli gelir büyümesi sanayi üretimi büyümesinin sanayi üretimi temmuz-ağustos döneminde bir önceki çeyreğe göre yüzde 1,1 oranında artarak üçüncü çeyrekte büyümeyi destekledi. Bununla birlikte, bu dönemde de tarım katma değerinde bir azalış gözlenebilir.

Bu çerçevede milli gelir büyümesinin bu dönemde de sanayi üretimindeki artış oranının altında kalabileceğine dair işaretler görmekteyiz. Avrupa ekonomilerinde büyümenin yavaşlaması ve jeopolitik gelişmeler gibi faktörlerin de etkisiyle dış talebin zayıflaması sonucunda ihracattaki artış oldukça yavaş seyrediyor. Sonuç olarak, üçüncü çeyrekte dış talepte gözlediğimiz zayıflamanın iç talepteki toparlanma ile bir miktar telafi edilmesini beklediğimizi belirtirken, üçüncü çeyrek büyümesi üzerinde tarım sektörü kaynaklı aşağı yönlü risklerin bulunduğunu da vurgulamak istiyorum."

"Elektrik ve doğalgaz fiyat artışları, 2014 yıl sonu enflasyon tahminimizi yüzde 0,2 puan yukarı yönlü etkiledi"

Tüketici ve yatırımcı güveninde henüz kalıcı bir toparlanma eğilimi başlamamasının iç talep üzerindeki aşağı yönlü risklerin devam ettiğine işaret ettiğini belirten Başçı, dış talepteki yavaşlama eğiliminin bir süre daha ihracat artışını sınırlayacağını ifade etti.

Ancak, düşen emtia fiyatlarının ithalat bedellerini düşürmek yoluyla cari dengeye olumlu katkı vereceğini düşündüklerini dile getiren Başçı, enflasyon tahminlerinde gıda, enerji ve ithalat fiyatlarının da önemli rol oynadığını söyledi.

Başçı, değişkenlere dair varsayımlarını şöyle aktardı:

"Yılın üçüncü çeyreğinde petrol ve ithalat fiyatları görünümü Temmuz Enflasyon Raporu’nda öngördüğümüz patikanın altında gerçekleşti. Bu çerçevede, 2014 ve 2015 yılları ortalama petrol ve ithalat fiyatları varsayımlarını aşağı yönlü güncelledik. Mevcut görünüm altında, yurt dışı fiyatlar kaynaklı, 2014 ve 2015 için yıl sonu enflasyon tahminleri üzerinde aşağı yönlü, sırasıyla yüzde 0,3 ve yüzde 0,2 puan, güncellemeler yaptık. Gıda fiyatlarındaki yıl sonu enflasyon varsayımımızı, gıda enflasyonunda üçüncü çeyrekteki yüksek seyri de göz önünde bulundurarak, yukarı yönlü güncelledik ve 2014 yılı için yüzde 12,5, 2015 yılı için yüzde 9 olarak aldık. Gıda fiyatlarındaki bu güncellemeler, 2014 ve 2015 yıl sonu enflasyon tahminlerimize sırasıyla yüzde 0,8 ve yüzde 0,3 puan artırıcı etki yaptı.

Orta vadeli tahminlerimizi üretirken vergi ayarlamalarının ve yönetilen/yönlendirilen fiyatların enflasyon hedefleri ve otomatik fiyatlama mekanizmaları ile uyumlu olacağı bir görünümü esas aldık. Ekim ayı başında açıklanan yüzde 9’luk elektrik ve doğalgaz fiyat artışları Temmuz enflasyon raporu varsayımlarımızın bir miktar üzerinde gerçekleşti. Bu gelişme 2014 yıl sonu enflasyon tahminimizi yüzde 0,2 puan yukarı yönlü etkiledi. Maliye politikasının orta vadeli duruşu için 2015-2017 dönemini kapsayan Orta Vadeli Program projeksiyonları temel aldık. Bu çerçevede, sıkı bir maliye politikası uygulanacağı ve faiz dışı kamu harcamalarının GSYH’ye oranının kademeli olarak düşeceğini varsaydık."