Türkiye, yılın ilk çeyreğindeki yüzde 5'lik büyüme oranıyla resmi verisi açıklanmış 23 Avrupa Birliği (AB) ülkesinin yanı sıra OECD ve G7 ülkelerinin büyüme ortalamasını geçmeyi başardı.

Avrupa İstatistik Ofisinin (Eurostat) geçen hafta açıkladığı verilere göre, bu yılın ilk çeyreğinde AB üyelerinden en hızlı büyüyen ilk üç ülke yüzde 5,6 ile Romanya, yüzde 5 ile Slovenya ve yüzde 4,2 ile Polonya oldu.

28 üyeli AB'nin yılın ilk çeyreğindeki büyüme ortalaması yüzde 2,1 olarak hesaplanırken ortak para birimi kullanan 19 üyeli Avro Bölgesinde büyüme oranı yüzde 1,9'da kaldı. Türkiye ise aynı dönemde yüzde 5 büyümeyle AB bölgesine göre yüksek performansıyla dikkati çekti.

Türkiye ekonomisi, ocak-mart dönemindeki büyüme oranıyla dünyanın önde gelen sanayileşmiş yedi ülkesinden de hızlı büyüdü. Söz konusu dönemde G7'de ortalama büyüme yüzde 1,8 olarak hesaplandı. Ülke bazında yüzde 2,3 büyüyen Kanada ekonomisini yüzde 2'lik oranla ABD ve İngiltere takip ederken Almanya yüzde 1,7, Japonya 1,3, İtalya 1,2 ve Fransa yüzde 1 büyüdü.

Söz konusu dönemde Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) üye ülkelerindeki ortalama büyüme yüzde 2 olarak hesaplandı. OECD ülkeleri içinde en hızlı büyümeyi yüzde 5 ile Türkiye ve Slovenya yakaladı.

OECD, Türkiye ekonomisi için bu yıl sonunda yüzde 3,4'lük bir ekonomik büyüme öngörmüştü. Hükümetin hedefi ise yılı yüzde 4,4'lük büyümeyle kapatmak.

"Küresel piyasalardaki algının düzelmesi için önemli"

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) Ekonomi Araştırmaları Direktörü Doç. Dr. Nurullah Gür, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, Türkiye'nin yılın ilk çeyreğinde oldukça dengeli ve pozitif bir büyüme performansı gösterdiğini söyledi.

Ekonomik büyümenin hem yurt içi hem de yurt dışı talep sayesinde canlandığını belirten Gür, şöyle devam etti:

"İhracat, son dönemde büyümeyi istenen ölçüde desteklemiyordu ve bu durum büyüme rakamlarını aşağı çekiyordu. İhracatın da birinci çeyrekte canlanması ekonomik büyümenin daha dengeli bir şekilde gerçekleşmesini sağladı. Kamu harcamalarının yüksek büyüme performansındaki etkisini unutmamak gerekiyor. Son bir yıllık süreçte Türkiye'nin yaşadığı terör eylemleri ve başarısız darbe girişimi belirsizliklerin ve risklerin artmasına neden olarak ekonomik aktiviteyi belli ölçüde yavaşlatmıştı. Hükümet, böyle bir ortamda ekonomide çarkların daha hızlı dönmesi adına gerekli önlemleri aldı. Bu büyüme rakamı, uygulanan teşviklerin ve alınan tedbirlerin işe yaradığına işaret etmektedir."

Gür, referandum sonrası belirsizliklerin ve risklerin azalmasının önümüzdeki dönemde büyümeyi destekleyeceğinin altını çizerek, hükümetin özellikle sanayide üretkenlik ve yatırım artışını destekleyecek reformları hayata geçirmesiyle büyümenin kalitesinin artmasının ve sürdürülebilir hal almasının beklenebileceğini kaydetti.

Türkiye'nin 2017'nin ilk çeyreğinde Çin ve Hindistan ile birlikte G20 ülkeleri arasında en yüksek büyüme rakamlarına sahip ülkelerden birisi olduğuna dikkati çeken Gür, "Bu büyüme rakamı, Türkiye ekonomisiyle ilgili küresel piyasalardaki algının düzelmesi açısından önemlidir." dedi.