artırılması misyonuyla sürdüren Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği (TKYD), her yıl gerçekleştirdiği Kurumsal Yönetim Zirvesi’nin 11’incisini düzenledi. Zirvede yaptığı açılış konuşmasında TKYD Yönetim Kurulu Başkanı Ali Pandır, dünyanın yeni normali gereği artık öngörülebilir bir gelecekten söz etmenin kolay olmadığını belirterek, şirketlerin belirsizlik dönemlerine ve krizlere karşı dayanıklı hale gelebilmeleri için, sağlam birer kurumsal yönetim yapısına kavuşmalarının elzem olduğunu söyledi.

Açılış konuşmalarını Ali Pandır’ın dışında TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik, Sermaye Piyasası Kurulu Başkan Yardımcısı Bora Oruç ve Borsa İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Himmet Karadağ yaptı. Zirveye ayrıca Turcas Petrol CEO’su Batu Aksoy, Akfen Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Selim Akın, Marsh Türkiye CEO’su Hakan Kayganacı, Netaş CEO’su C. Müjdat Altay, Gürallar Yönetim Kurulu Başkan Vekili Esin Güral Argat, Turkven Başkan Yardımcısı Emre Demirel, İş Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığı Genel Müdürü Murat Özgen, Arzum Elektrikli Ev Aletleri Genel Müdürü Murat Kolbaşı, Ar-Ge Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Yılmaz Argüden, Anadolu Sigorta Genel Müdürü ve TKYD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İlhami Koç katıldı.  

PANDIR: ARTIK FAZLADAN GÖZLERE, FAZLADAN AKLA İHTİYAÇ VAR

Günümüzde şirketlerin ve hatta ülkelerin, teknolojik, ekonomik ve toplumsal pek çok riski bir arada ve eşzamanlı yönetmek zorunda olduğunun altını çizen TKYD Yönetim Kurulu Başkanı Pandır, “Artık öngörülebilir bir gelecekten söz etmek kolay değil” dedi. Yeni normalin, sürekli değişimi zorunlu kıldığını vurgulayan Pandır, şöyle konuştu: “Artık durağanlığı ya da gözden kaçırmış olmayı affetmeyecek bir dünyada yaşıyoruz. Şirketlerin artık fazladan gözlere, fazladan akla, hareket kabiliyetlerini hızlandıracak araçlara ihtiyacı var.

Bu fazladan aklın ve hızlı hareket kabiliyetinin nasıl elde edilebileceği sorusunun yanıtı olarak ise karşımıza ‘sağlam bir kurumsal yönetim yapısı’ çıkıyor. Çünkü sağlam kurumsal yönetim yapısı, düzenleyicilerden şirketlere, yatırımcılardan, hissedarlara kadar tüm paydaşlara, sahip oldukları ortak yönetim anlayışı nedeniyle güven duygusu aşılar. Yeni küresel ekonomik düzen, siz hangi sektörden olursanız olun, bu güvene ve güce kavuşmanızı zorunlu kılıyor. Çünkü yatırımcılar artık güvende hissetmeyecekleri hiçbir alanda durmuyor.”

Dünyanın bir belirsizlik döneminde olduğunun da altını çizen Pandır, “Bu dönemde, geleceğe yönelik adımlarımızı şimdiden belirleyebilmek ve önlem almak, bizlere yepyeni fırsatlar tanıyacaktır. Doğabilecek fırsatların olmazsa olmazlarından biri kuşkusuz ki şirketlerin çevik, açık ve esnek bir iş yapış şekline geçmeleri olacak”  diye konuştu.

“ENGEL; ‘BENİM ŞİRKETİM, BENİM KARARIM’ ANLAYIŞI”

Türkiye’deki şirket yapılarının çoğunluğunu, milli gelirin ise yüzde 90’ını oluşturan aile şirketlerine de değinen Pandır, bu şirketlerdeki gelişimin önündeki en büyük engelin “şirket benim, karar benim” anlayışı olduğunu söyledi. Pandır, şöyle konuştu: “Kurumsal yönetim anlayışının kavramları olan esneklik, şeffaflık, adillik, hesap verebilirlik gibi kavramların, bu tarz yapılarda oturması çok zor. Hızla, şirketlerimizin temellerini güçlendirmek ve uluslararası standartlarda bir yönetim ve kontrol yapısına sahip olabilmelerini sağlamak zorundayız.”

Şirketlerdeki insan kaynağının önemini de vurgulayan Pandır, “Çalışanlarımızı kucaklayacak bir gelişim kültürünü yaygınlaştırabildiğimiz ölçüde, dayanıklılık ve esneklik konularındaki başarımız da artacaktır” dedi.

BİLECİK: İNSANIMIZIN GÜVENİNİ TAZELEMEK ZORUNDAYIZ

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik ise yaptığı konuşmada, “Bugün, dünyada yönetim alanında gerçek bir rönesans yaşanıyor” ifadesini kullanarak, “Geleneksel yönetim anlayışındaki temel inançlar ve değerler giderek tarihe karışıyor. Bu çağda, değişimden çekinen bir toplumun, gelişen dünyaya ayak uydurması kadar zor bir şey yok” dedi. Bilecik, “Bu değişimi yakalamak için, Türkiye’de kurumlarımızın yüksek performanslı, rekabetçi ve iyi yönetilir hale gelmesi çok önemli. Adil olmak, şeffaflık, hesap verebilirlik ve sorumluluktan oluşan kurumsal yönetim ilkeleri sayesinde ‘iyi yönetim’in tanımını herkes için objektif olarak ortaya koyabiliriz. Bu önemli, çünkü bugün, toplumumuzda neredeyse birçok alanda bir güven sorunu yaşandığını görüyoruz.”

“İnsanımızın güvenini tazelemek zorundayız” diyen Bilecik, “Artık başarı, ‘esnek olan’dan yana olacak. Başarının sırrı, değişimi yönetebilmekte yatıyor. Kurumlarının yönetiminde değişimi gerçekleştirebilen ülkeler, uluslararası rekabette ayakta kalacak” şeklinde konuştu. OECD’nin Kurumsal Yönetim İlkeleri’nin önsözünde “Tek ölçü, her bedene uymaz” yazdığını hatırlatan Bilecik, “Başarı için bizim kendi bedenimize uygun ölçüyü bulmamız şart” dedi.

“HİÇBİR BAŞARI VEYA BÜYÜME TESADÜFİ DEĞİL”

Kurumların büyüdükçe yönetim yöntem ve şekillerinin de değişmesi gerektiğini belirten Sermaye Piyasası Kurulu Başkan Yardımcısı Bora Oruç ise, “Hiçbir başarı veya büyüme tesadüfi değil. Başarı ve büyüme birbirini destekleyen ve tamamlayan güçlerin aynı istikamette harekete geçmeleri sonucu oluşur. Kurumsal yönetim de bu anlamda, şirketleri başarıya götürecek, onlara esneklik ve dayanıklılık kazandıracak güçlerin uyum içinde aynı hedefe yönelimlerini sağlayan yönetim anlayışıdır” dedi. “Borsa İstanbul şirketlerimizin halka açıklık oranlarının yaklaşık %30 mertebesinde olduğunu göz önüne aldığımızda, kurumsal yönetim düzenlemelerinin gerçek etkinliğini görmek bizler için de zor oluyor” ifadesini kullanan Oruç, şöyle konuştu: “Şirket yönetim kurullarımızın azlığının, esneklik ve dayanaklılığı sağlamada arzulanan seviyede olmadıklarını görmekteyiz. Bu kapsamda, Sermaye Piyasası Kurulu düzenlemelerinin, en azından bazılarının tavsiye niteliğinden, zorunlu uygulamaya yönelmesi gerektiğini gösteren bazı sonuç ve bulgular var.”

Borsa İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Himmet Karadağ ise, 2017 yılının hem reel sektör hem de kurumsal yönetim ilkelerinde adım atmak isteyen şirketler için bir toparlanma yılı olduğunu belirterek, 2018 yılının ise kalkınma yılı olacağını kaydetti. Karadağ, kurumsal yönetim ilkelerinin uygulamasının, yasa ve düzenlemelerle zorunluluk haline getirilmesi yerine, beraberinde daha iyi bir süreç yönetimi getireceği yönündeki farkındalığın artmasıyla gönüllü olması gerektiğinin altını çizdi. Karadağ, kurumsal yönetim ilkelerinin patronajı kısıtlayan değil, daha sağlıklı karar alma olanağı sağlayan ilkeler olduğunu vurguladı.

KURUMSAL YÖNETİM ÖDÜLLERİ SAHİPLERİNİ BULDU

Zirvede ayrıca, Sermaye Piyasası Kurulu tarafından hazırlanan metodoloji doğrultusunda yıl içinde aldıkları Kurumsal Yönetim Derecelendirme notlarına göre Kurumsal Yönetim Ödülleri de sahiplerini buldu. Bu yıl sekizincisi verilen ödüllerde “En Yüksek Kurumsal Yönetim Derecelendirme Notuna Sahip İlk Üç Şirket" kategorisinde birinci Aksa Akrilik, ikinci Doğuş Otomotiv, üçüncü ise TAV Havalimanları oldu.

En Yüksek Kurumsal Yönetim Derecelendirme Notuna Sahip Halka Açık Olmayan Şirket Ödülleri’nde ise “Halka Açık Olmayan Aile Şirketi Kategorisi”nde ödülü Sütaş; “Halka Açık Olmayan Finans Şirketi Kategorisi”nde ise ödülü Garanti Emeklilik aldı.

“Yönetim Kurulu Kategorisinde En Yüksek Derecelendirme Notuna Sahip Şirket” ödülü Garanti Bankası’na giderken, “Kurumsal Yönetim Endeksinde Son 1 Yılda Notunu En Çok Artıran Şirket” Doğuş Gayrimenkul oldu.

“En Yüksek Kurumsal Yönetim Derecelendirme Notuna Sahip İlk 3 STK” ödülleri ise sırasıyla Darüşşafaka Cemiyeti, Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı ve Toplum Gönüllüleri Vakfı’na verildi.