İSTANBUL - Bakan Şimşek, Dünya Ekonomik Forumu kapsamında düzenlenen "Büyümeyi Teşvik Edecek Etkin Piyasa Altyapısı" konulu panelde yaptığı konuşmada, Türkiye'deki mali yapının iyi durumda olduğunu, daha mütevazı ama sürdürülebilir bir büyüme sağlandığını ifade etti. Türkiye'nin göreceli yüksek bir cari açığı olsa da bunun azaldığını hatırlatan Şimşek, artan enflasyonun da geçici sebepleri bulunduğunu dile getirdi.

Şimşek, gıda fiyatlarının jeopolitik faktörlerden etkilendiğine işaret ederek, "Batı ile Rusya arasındaki sorunlar, Türkiye'nin tarım çıktısına daha çok ihtiyaç olduğunu gösteriyor. Diğer taraftan mülteciler ve onların talepleri var. Bütün bu jeopolitik etkiler önemli. Biraz enflasyon sorunumuz var ama para politikası sıkı kalmaya devam ediyor. Bu çerçevede beklentilerin karşılanabileceği ve daha düşük enflasyonlu bir ortama geçebileceğimizi düşünüyoruz" diye konuştu. 

"Türkiye tekrar yüksek büyüme yoluna girebilir"

Şimşek, Türkiye'nin son 10 yılda birçok reform yaptığını anlatarak, şunları kaydetti:

"Artık büyük makro reformlardan bahsetmiyoruz. Şimdi artık bahsettiğimiz daha mikro düzeyde, sektör düzeyinde reformlar ki, bu reformlar sayesinde sektör katılımcılarına eşit şartlar sağlayabilelim. Bunlar ayrıca tasarrufların artırılması, enerjiyle ilgili ihtiyaçlarımızın dengelenmesi gibi önemli alanlar. Biz aslında 25 konu belirledik. 

Türk ekonomisinin dönüşüm geçirebilmesi için gerekli reformlar bunlar. Yani ikinci, üçüncü nesil reformlar bunlar. Bu reformlar sayesinde Türkiye tekrar yüksek büyüme yoluna girebilir. Ben aslında gayet iyimserim. Çünkü bin 200 mikro düzeyde tedbir tespit ettik. Bunları uygularsak Türkiye, yine 10 yıl boyunca yüzde 5-6 reel büyüme sağlayabilir. Bu, AB ve gelişmiş piyasalarla uyum açısından çok önemli." 

"Normalleşmenin mümkün olan en kısa zamanda gerçekleşmesi önemli" 

Şimşek, Fed'in para politikasında sıkılaştırmaya gitmesinin gelişen piyasalar açısından bazı zorlukları ortaya çıkarabileceğini belirterek, şunları söyledi:

"90'lı yılların aksine parasal sıkılaştırma senkronize bir şekilde ilerlerken gelişmekte olan piyasalarda yatırımlara yönelik sorunlar vardı. Ama şimdi böyle olacağını pek düşünmüyorum. Çünkü gelişmekte olan piyasalarda temel göstergeler daha iyi. Bu şu demek değil; 'büyüme artacak' demek istemiyorum. Yine de gelişmekte olan piyasalarda önümüzdeki bir 10 yıl çeşitli sebeplerden dolayı büyüme çok hızlı olmayacak.

Mesela emtia fiyatları çok hızlı artmayacak. Bu önemli bir faktör olacak. Türkiye açısından bakıldığında büyük ama azalan bir cari açığımızın olması bizi Fed'in faiz artışlarına karşı daha hassas ve kırılgan duruma getiriyor. Ama piyasa mali açıdan kuvvetli konumda. Mesela; bizim bankacılık sistemimizin aktifleri çok iyi. Bazı hassasiyetlerimiz olmasına rağmen bazı güçlü yönlerimiz de var. 'Bir dalgalanma olursa bundan hiç etkilenmeyeceğiz' demiyorum ama dayanıklı olacağız. Önemli olan bu. En iyi hazırlık; daha çok reform yapmak."

Şimşek, bu normalleşmenin (Fed'in parasal genişlemeyi sonlandırması ve faiz artırımına gitmesi) mümkün olan en kısa zamanda gerçekleşmesinin önemine dikkati çekti. Diğer taraftan Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB), büyümenin hiç olmadığı, deflasyon riskinin arttığı bir ortamda bulunduğunu hatırlatan Şimşek, ECB'nin daha gevşek bir politika izlemesinin Türkiye için de iyi olduğunu söyledi.

Şimşek, Türkiye'nin Avrupa ile çok ciddi ticaret yaptığını ve ihracatın yüzde 40'ının Avrupa'ya gerçekleştirildiğini anımsattı. Yabancı sermaye akımının yüzde 75'inin de Avrupa'dan geldiğini dolayısıyla AB ekonomisinin düzelmesinin temelde Türkiye için çok önemli olduğunu vurgulayan Şimşek, hükümetin gayet kapsamlı bir reform üzerinde çalıştığını anlattı. 

Şimşek, "Gayet agresif bir şekilde ikinci, üçüncü nesil reformlara geçeceğiz. Bunlar Türkiye'nin değer zinciri içindeki yerini ileri götürecek. Eğitimini düzeltecek. Onun için ben özellikle yakın vadeden çok ümitliyim" bilgilerini de paylaştı.